Tüm Haberler
Şu anda konut almanın tam zamanı!
Şu anda konut almanın tam zamanı!
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar şu anda ev almak için en uygun şartların oluştuğuna dikkat çekerek; “ Önümüzdeki aylarda, konut kredisi faiz oranlarının düşmesiyle birlikte konut fiyatları maalesef artacak. Hele bu dönem arz fazla olmadığı için daha da artacak. O yüzden konut ihtiyacı olan kim varsa asıl şimdi yani konut kredi faiz oranları yüksekken ev almalı. İhtiyaç sahiplerinin şu anda konut kredisinden –ediyor gibi- oldukları zarar, konut fiyatlarına gelecek olan zamların yanında çok basit rakamlarda kalacak. Bana sorarsanız; “ Şu anda konut almanın tam zamanı!” şeklinde konuştu. Abdullah Bey, son zamanlarda sık sık gündeme gelen maliyetler ve enflasyonun yükselmesi, inşaat sektörünü oldukça zorluyor. Konu ile ilgili olarak verilen bilgilere göre talep azaldığı için konut fiyatları düşse de, vatandaşın alım gücü olmadığı için konut satılamıyor. Konut fiyatlarında yüzde 20 oranında düşüş olmasına rağmen malzeme fiyatlarının sürekli zamlanması sektör bileşenlerinin tepkisine neden oluyor. Hükümetin Haziran ayından sonra işleme koyduğu antienflasyonist politikaların henüz piyasaya yansımadığını gözlemliyoruz. Enflasyonun düşmesi için bir yandan da yılbaşı işaret ediliyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Sektörel sorunlar sizce ne zaman çözülecek? Maliyet enflasyonu sizinde belirttiğiniz gibi özelikle inşaat sektöründe ciddi maliyet artışlarına sebep oldu. Bunun sonucunda da önce konut fiyatları ciddi bir yükseliş gösterdi. Zaman içerisinde ise bir miktar stabilete oluştu. Geçtiğimiz dönemlerde de belli bir oranda gerileme kaydetti. Fakat malzeme fiyatları bu dönemde sürekli artış göstermeye devam ediyor. Bunun en önemli sebepleri; enerji fiyatları, faiz girdileri, faizden kaynaklanan işletme maliyetleri ve personel giderlerinin aşırı yükselmesi olarak özetlenebilir. Özellikle şunu belirtmek istiyorum; geçtiğimiz yıllarda yaptığımız hesaplamalara göre TUİK’in enflasyon oranı yüzde 60’lar civarında olmasına rağmen bizim reel’de işçilik maliyetlerimiz yüzde 120 arttı. Yani, inşaat sektöründe işçilik maliyetleri resmi enflasyonun iki kat üzerinde arttı. Bu durum, konut üreticilerinin -işçilik maliyetlerinin yükselmesine bağlı olarak- bir geri çekilmesini de beraberinde getirdi. Bu geri çekilmeyle beraber üretim düştü. Hükümetimizin, Haziran ayından sonra işleme koyduğu antienflasyonist politikalar şu ana kadar -sonuç vermedi -gibi algılansa da bence sonuç vermeye başladı. Özellikle, CDS verilerinde son yılların en iyi düzeyine geldik. Bu anlamda Türkiye çok rahat bir şekilde borçlanabilir bir konuma geldi. Ayrıca Merkez Bankası rezervlerimiz son yıllarda ilk kez artıya geçti. Bunlar, önümüzdeki dönem için güzel veriler. Enflasyonun gerek baz etkisiyle, gerekse uygulanan para ve maliye politikalarıyla önümüzdeki dönem düştüğünü de gözlemlemiş olacağız. Bizim beklentimiz bu yönde… Hükümetimiz, yılbaşı için yüzde 40’lar düzeyinde bir enflasyon oranı hedeflemekte. İnşallah yüzde 40’lı enflasyon oranını yılbaşında görürüz. Bundan çok mutlu oluruz. Sektörün sorunlarının çözümü direkt enflasyonun düşüşüne bağlıdır. Çünkü enflasyon düşmeden faiz oranları düşmeyecek. Faizler düşmeden de konut sektöründeki satışlar hızlanmayacak. Bu anlamda önümüzdeki dönemde, yılbaşına kadar ciddi düşüşler göreceğimizi umuyorum. 2025 yılının en kötü ikinci çeyreğinde sektörün çok daha hızlanacağını düşünüyorum. 1 Temmuz 2024 tarihi itibarıyla kira bedellerinde uygulanan yüzde 25 zam sınırının kalkması ile beraber konut piyasası da karıştı. İçinde kiracı olan konutların kira bedellerinde fahiş artışlar yaşanırken boş konutlarda ise gerilemeler görüldü. Konu ile ilgili olarak paylaşılan detaylara göre emlakçılar sosyal konut vurgusu da yapıyor. Bu konuda ki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Enflasyonun son iki yılda beklenenin çok üzerinde artması ile birlikte hükümetimiz kiracıları koruma noktasında doğal olarak yüzde 25 artış sınırı koymuştu. Bu sınır o dönem için işe yaradı. Bunun kalkmasıyla birlikte değerinin çok altında kirada kalan konutlarda ev sahibi ve kiracı anlaşmazlıkları had safhaya çıktı. Bir anda yüzde 300, yüzde 400 hatta yüzde 500 gibi zam oranları söz konusu oldu. Çünkü kiralar çok geride kalmıştı. Kiraların bu kadar yükselmesinin en önemli sebeplerinden biri konut arzının son iki yılda enflasyon, işçilik maliyetleri ve inşaat malzeme fiyatlarındaki artışlardan dolayı ciddi bir düşüş yaşamasıdır. Türkiye genç nüfusu olan, evlenme ve boşanma oranları oldukça yüksek olan bir ülke. Dolayısıyla bunların hepsi konut talebini doğuruyor. Bu talebin oluşmasıyla birlikte arz talebini de yükseltmeyip tam tersine düşürürseniz kiralardaki artışlarda kaçınılmaz olur. Eğer İnşaat sektörü bir an önce ayağa kalkıp eski ivmesine ulaşmazsa önümüzdeki dönemde kiraların çok daha hızlı ve çok daha yüksek artışlarla karşımıza çıkacağını görebiliriz. Bu durum toplumda ciddi anlamda hukuki sorunları da beraberinde getirecektir. Bununla ilgili olarak sektörün bir an önce iyileştirilmesi ve tekrar eski ivmesine dönmesi noktasında karar alınması gerekiyor. Türkiye geçmişte inşaata yatırım yaptığı için çok eleştirilen bir ülke olmuştu. Her kriz döneminde de en büyük darbe inşaat sektörüne vuruldu. İnşaat sektörü sürekli öcü gibi gösterildi. Eğer bir ülkede kiralar artıyorsa, kira artışları kontrol edilemiyorsa, kira artışlarını önlemek için devlet sınırlama koymak zorunda kalıyorsa bunun tek bir cevabı vardır; Sizin arzınız yetersizdir. Dolayısıyla siz bu arzı artırma yoluna gitmezseniz, bundan önce konuştuğumuz her şey boştur. Doğada, piyasa ve ticaret alanında arz-talep dengesi önemlidir. Arz’ı düşük olan malın fiyatı yükselir. Piyasada olmayan konutun kirası yükselir. Hatta şu anda çok daha acı bir durum var. Bolu’da hiçbir zaman 1 yıllık peşin kira istenmezken aldığım duyumlara göre şu anda 1 yıllık peşin kira isteyen ev sahipleri bile var. İşte bu arz ve talep dengesizliği bizleri hiçte alışkın olmadığımız durumlara sevk ediyor. Bunun dışında da fırsatçılık damarımızı da kabartıyor. Bunun tek çözümü var; “Ne kadar talep o kadar arz!” Bu gerçeği bugün bir kez daha görüyoruz. Konut arz ve talebinin bozulmasıyla 2018-2024 arası kira fiyatları 6 kat, konut fiyatları ise 12 kat arttı. Yıllar içerisinde sektörün olumsuz etkilendiğini anlamak için 2000 yılı ile günümüz ev sahibi/kiracı oranına bakmamız durumu anlamamız için önemli bir veri olabilir. 2000 yılında yüzde 64 olan ev sahibi olma oranı 2024 itibarıyla yüzde 56'ya geriledi. Bu durumu önlemek için geçmişte çok önemli uyarılarınız olmuştu. Bu konuda ki güncel yorumlarınızı alabilir miyiz? Bu sorunun cevabının bir kısmını aslında önceki sorduğunuz sorularda verdik. Burada asıl vurgulamak istediğim birkaç konu daha var. Kiraların 6 kat, Daire fiyatlarının 12 artmasının sebebi devletimizin koymuş olduğu yüzde 25 sınırdan kaynaklandı. Normal şartlarda şu anda kiralarda konut fiyatları kadar artmış olacaktı. Fakat 1 Temmuz 2024 tarihi itibariyle bu sınırlamanın kalkmış olması, önümüzdeki 1 yıl içerisinde kiralardaki artışlarında konut fiyatlarındaki artışlara bir şekilde yaklaşacağını gösteriyor. Önümüzdeki 1 yıl içerisinde maalesef kiralar ciddi anlamda artış göstermeye devam edecek. Ayrıca kiracı-ev sahibi olma oranlarının da düşmesi son derece acı verici bir durum. Nüfusu artmayan ya da gerileyen bir ülkede bu düşüşü normal karşılarız ama burada ters orantı var. Hem ülke nüfusu artıyor, hem konuta ihtiyacınız artıyor. Bir yandan da konut sahibi olma oranınız 2000 yılına göre yüzde 8 oranında düşüyor. Bu çok büyük bir oran. Diğer reel artışları da göz önüne aldığınız zaman nereden bakarsanız yüzde 15’lere gelir. Bu durum gerçekten konut ihtiyacının bir an önce çözülmesi ve sektör bileşenlerine bir şekilde destek olunması gerektiğini gösteriyor. Bu konuda dediğiniz gibi geçmişte uyarılarım oldu. Defalarca söyledim ve söylemeye de devam edeceğim. Konut kredisi faiz oranlarının düşmesi bunun bir çözümüdür ama daha öncede belirttiğim gibi “ilk evim” projesinin geliştirilmesi acilen gerekiyor. Burada ilk ev sahibi olacaklara yönelik olarak; devletimizin, müttehitlerimizin ve bankalarımızın bir fon oluşturarak mevcut faiz oranlarından en az yüzde 30 oranında bir sübvansiyon yaparak ilk ev sahibi olacakların mutlaka ev sahibi yapılması gerekiyor. Bu proje; hem sektördeki iniş-çıkışların önüne set çekecek, hem bankaların sunacağı konut kredisinin işlevselliğini artıracak, hem de ev sahibi olma oranlarını yukarıya taşıyacak olan bir çözümdür. Bu projeyi biz yıllardır savunuyoruz. 2024 yılı ilk çeyreğinde konut satışları 279 bin adette kaldı ve 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 1,3 geriledi. Bu düşüş, konut fiyatlarındaki ani artış, konut kredisi faiz oranlarındaki yükselme, krediye erişim zorluğu ve ipotekli konut satışlarındaki azalış gibi faktörlere bağlanıyor. Sektör temsilcileri; “Banka faizleri şu anda %55 civarında, %25-%30’lara bir şekilde düşecek. O zaman ev fiyatları çıkacak. Yani evinizi satıp faize koymayın, Sonra almak çok zor olacak” şeklinde yorum yapıyorlar. Bu konuda ki görüşlerini alabilir miyiz? Nüfusu bu kadar artan ve konut ihtiyacı olan bir ülkede aslında bu oranın gerilemesi değil artması gerekiyordu. Buradaki yüzde 1,3 oranı nereden bakarsanız bakın yüzde 3 ya da yüzde 4 oranına denk gelir. Buradaki en büyük sorunumuz üretim. Eğer üretimi biz yapamazsak konut kredisi faizlerini yarın düşürseniz bile insanlar alacak konut bulamazlar. Konut fiyatlarını o zaman yüzde 100 artırırsanız bu durum da enflasyon üzerinde otomatikman bomba etkisi yapar. Dolayısıyla burada önce arzı artırmak için gerekli çalışmaları yaparak altyapıyı oluşturmamız gerekiyor. Ondan sonra konut kredi faiz oranlarının düşmesiyle birlikte eski güzel günlere yavaş yavaş dönmemiz gerekiyor. –Ev satarak, faize koyarak, daha çok kazanmak - gibi hırslar kesinlikle bizim toplumumuza göre değil. Bugün evini satarak faize koyanlar için ileride ev satın almak zor değil bence imkânsız olacak. Yılda diyelim ki 1 milyon liraya ev satıp bunu faize koyarak 500 bin lira kazanacaksınız. Fakat o para sizin cebinize girdiği gün sattığınız 1milyonluk konut ‘un değeri 3 milyon lira olacak. Yani % 100 zarar etmiş olacaksınız. Bunu hiç söylemek istemiyorum ama konut kredisi faiz oranlarının düşmesiyle birlikte konut fiyatları maalesef artıyor. Bu dönem arz fazla olmadığı için daha da artacak. O yüzden konut ihtiyacı olan kim varsa asıl şimdi yani konut kredi faiz oranları yüksekken ev almalı. Şu anda konut kredisinden –ediyor gibi- oldukları zarar, konut fiyatlarına gelecek olan zamların yanında çok basit rakamlarda kalacak. Ayrıca konut kredilerinde biliyorsunuz yapılandırma diye bir olgu var. Sadece konut kredilerinde bu uygulama var. Bu yüzden konutlara gelecek olan zamlardan yapılandırma sayesinde otomatikman etkilenmemiş olursunuz. Bana sorarsanız; “ şu anda konut almanın tam zamanı!” Son olarak ne söylemek istersiniz? Öncelikli olarak rüzgâra kapılmamak lazım. Yön değiştirmemek lazım. Herkesin bir stratejisi olmalı ve bu strateji doğrultusunda oluşturduğu hedefe mümkün olduğu kadar sapmadan ilerlemelidir. Bugün faiz yüksek deyip faize geçmek, Yarın dolar artacak deyip dolara geçmek, Diğer gün borsa artacak deyip borsaya geçmek geçmişte bizim insanımıza çok paralar ve zaman kaybettirdi. Sadece şunu söylemek istiyorum; “Size ne lazımsa ona yatırım yapın.” Yani, altın lazımsa altına yatırım yapın. Kumaş lazımsa kumaşa yatırım yapın. Konut lazımsa konuta yatırım yapın. Arabaya ihtiyacınız varsa da arabaya yatırım yapın. Hiçbir şey pahalı değildir. Enflasyon artış hızıdır. Yükselmiş fiyatlar enflasyon oranının düşmesiyle hiçbir zaman geri gelmez. Enflasyon sadece fiyat artış hızıdır. Yani önümüzdeki dönemde fiyat artış hızı düşecek. Ama bugün 3 milyon lira olan bir ev hiçbir zaman 2 milyon lira olmayacak. Sadece fiyat artış hızları düşecek. Herkes bunu düşünerek yatırımını yapsın ve hayatını planlasın derim.
Bu kampanyalarla evsiz kimse kalmayacak......
Bu kampanyalarla evsiz kimse kalmayacak......
Alemdar İnşaat düzenlediği kampanyalarla ilimizde en çok ses getiren inşaat firması olarak dikkat çekiyor. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar konut fiyatlarında şu anda stabil bir ortamın olduğuna dikkat çekerek; “Faizlerin, 6’ncı aydan sonra düşmeye başlayacak olması nedeniyle konut fiyatlarında ciddi bir artış olacağını düşünüyorum. Çünkü bekleyen bir maliyetin fiyatlara yansıtılmaması durumuyla karşı karşıyayız. Onun için önümüzdeki 3-4 aylık dönemde konut almak isteyen ihtiyaç sahiplerinin ev almalarını öneriyorum. Bizde ki imkânlar şu anda bankalarla kıyaslanamayacak ölçüde avantajlı. Devam eden ve bitmiş projelerimizin tamamında bu imkânları sağlıyoruz” şeklinde konuştu. Abdullah Bey, Türkiye İMSAD Aylık Sektör Raporu'na göre, inşaat sektörünün 2024 yılında ekonomide uygulanan sıkılaşma politikalarına rağmen yüzde 5 oranında büyüme göstereceği öngörülüyor. Raporda, kentsel dönüşüm faaliyetlerinin büyümede etkili olacağına vurgu yapılıyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?Kentsel dönüşüm çok önemli bir olgu. Etki edeceğini ben de düşünüyorum. Fakat bu büyümenin sadece kentsel dönüşüm ile olacağına inanmıyorum. Türkiye genç nüfusu sebebiyle ciddi anlamda bir konut talebiyle karşı karşıya… Kira bedellerinin yükselmesine paralel olarak özel sektör bu büyümeye katkı sağlayacak. Buradaki finansman ve satıştaki kredi imkânlarının aşılmasına bağlı olarak söz konusu yüzde 5’in üzerine yıl sonu itibariyle çıkma ihtimali olabilir diye düşünüyorum.Enflasyonist ortam, inşaat sektöründe kendini en çok konuta erişim zorluğu ve fahiş kira artışlarında gösteriyor. Sektör temsilcileri, 2023 yılının zorlu geçtiğini, 2024’e ise daha temkinli baktıklarını belirtiyor. Krediye erişimi önemsediklerini dile getiren sektör temsilcileri, “2024 yılında da arz sıkıntısı yaşanabilir” diyorlar. Buna katılıyor musunuz?Buna katılıyorum. 2023 yılı sonlarına doğru ciddi anlamda kredili satışlarda düşüşler gözlemledik. Yine aynı şekilde 2024 yılının ilk çeyreğinde de bu süreç devam etti. Konut sektörünün en büyük lokomotif destekçisi kredi. Eğer krediler olmazsa sadece yatırımcı veya peşin paralı müşteriye hizmet ediyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde de kredilerin çok fazla düşeceğini öngörmediğimiz için kredili satışlarda çok fazla bir gelişme olmayacak. Bu durum yine sektörde daralmaya sebep olacak. Sürecin yıl sonuna kadar bu şekilde devam edeceğini tahmin ediyorum.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde konut satışları yüzde 14,9 azalışla 1 milyon 87 bin 349 adete geriledi. İpotekli satışlar da yüzde 33,6 düşüş gösterdi. Aylıkta yüzde 68,5 düşüşle adeta sert geriledi. İnşaatın, yaklaşık 250 alt sektörü beslediğini biliyoruz. 2024 yılında satışların canlanması için neler yapılması gerekiyor?Bunu biz 2023 yılında ciddi anlamda yaşadık ve hissettik. 2024 yılının ilk çeyreğinde de yine aynı süreç devam ediyor. Bu süreçten çıkışın tek bir yolu var. Konut kredisi oranlarının mutlaka düşürülmesi gerekiyor. Bu durum genel faiz oranlarıyla alakalı bir durum. Dolayısıyla politika faizi 6’ncı aydan itibaren tekrar düşmeye başlarsa konut kredilerinde de yıl sonuna doğru ciddi düşüşler olacağını öngörüyoruz. 250 alt sektöre direkt hitap eden bir sektörün mutlak surette desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Hükümetimizin şu anda uyguladığı ekonomi politikasıyla çok uyumlu olmayan bir şey önerdiğimi biliyorum ama bu türbülanstan da çıkmak durumundayız. O yüzden bunun tekrardan gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.11 şehri etkileyen deprem felaketi, Merkez Bankası’nın faiz politikası ve krediye erişim zorluğu nedeniyle gayrimenkul endüstrisinin, zor bir dönemden geçtiğini gözlemliyoruz. Bu noktada Alemdar inşaat olarak oldukça hesaplı ve son derece nitelikli kampanyalarınız oluyor. Bu kampanyalar hakkında bilgiler verebilir misiniz?Maalesef geçtiğimiz dönemde çok büyük bir deprem felaketiyle karşı karşıya kaldık. Bu depremin yaraları 2023 yılında bir ölçüde sarıldı. Ama 2024 ve 2025 yılında da bu çalışmalar sürecek gibi görünüyor. Çünkü çok fazla konut açığı var. Dolayısıyla bu durum sektörü ciddi anlamda etkilemiş durumda… Ayrıca politika faizinin yükselmesine ek olarak enflasyonun yüksek seyretmesine bağlı olarak konut kredi faizleri de yükselmiş durumda. Tüm bu koşullara rağmen Alemdar İnşaat olarak 11 yıldan beri yaptığımız sistemi devam ettiriyoruz. Bu sistemde kendi finansman imkanımızı kendimiz oluşturuyoruz. Bize müracaat eden müşterilerimize kendi finansmanımızdan destek sağlayıp onları konut sahibi yapıyoruz. Bizde ki imkânlar şu anda bankalarla kıyaslanamayacak ölçüde avantajlı. Devam eden ve bitmiş projelerimizin tamamında bu imkânları sağlıyoruz. Ev sahibi olmak isteyen vatandaşlarımızı, bize başvurmaları durumunda bilgilendirerek çok uygun şartlarda konut sahibi olmalarını sağlıyoruz…Yerel seçimler öncesi tüm belediyelerde kentsel dönüşüm faaliyetleri, güçlendirme çalışmaları, deprem ve afetlere hazırlık vaatleri öne çıkarken, hızlanması beklenen kentsel dönüşüm faaliyetlerinin 2024'te inşaat sektörüne 1,5 puan büyüme katkısı sağlaması öngörülüyor. Sektör yetkilileri 2024 yılının son çeyreğinden itibaren sektörün tam anlamıyla ivme kazanıp hareketliliğin pik yapacağını bekliyor. Bu konudaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?Seçim öncesindeki vaatleri, seçim sonrasındaki vaatlerle karşılaştırmak için en önemli kriter içinde bulunduğumuz ekonomik tablodur. Bu açıdan kentsel dönüşüme bu kadar kaynak aktarılabileceğini şahsen düşünmüyorum. O anlamda da bu beklentinin biraz daha düşük seyredeceğine inanıyorum. Bu durum sektördeki büyümeye olumsuz anlamda katkı sağlayacaktır. Benin beklentim; 2024 yılından ziyade 2025 ve sonrasında daha hızlı bir ivme ile yükseliş göstereceği yönündedir… Eski Cumhurbaşkanlarımızdan Turgut Özal’ın söyle bir sözü var; “Liranızı satın, sermayenize katın.” İnsanların, yatırım yapmak için bir şeylerini satıp, sermayelerine katmaları için uygun bir dönemde miyiz? Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak bu konuda neler söylemek istersiniz?Özal’ın bu sözünü kendime her zaman şiar edindim. Dolayısıyla bütün krizlerde de onun dediği gibi sermayeye katkı sağlayacak imkânları oluşturabilen firmaların büyüdüğünü ve krizlerden de güçlenerek çıktığını gördüm. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan dolayı ciddi anlamda yastık altı birikimler söz konusu… Özellikle firmalar bazında bu durum olması gerekenden çok daha yüksek. Neticede her işletmede bir yedek akçenin olması gerekiyor. Şartların vermiş olduğu hissiyatla yedek akçeleri biraz “ abartarak” tutmaya başladık son dönemde… O yüzden yedek akçelerin minimize edilerek sermayeye katılması durumunda kredi kullanım oranlarında da ciddi anlamda düşüşe sebep olacağı için maliyetlerde düşmüş olacaktır. Gerçekten firmaların böyle bir imkânı varsa, bunları piyasaya sürmeleri durumunda; hem ekonomik toparlanma çok daha hızlı gerçekleşir, hem de enflasyon çok daha hızlı bir şekilde düşer. Kredi maliyetlerinden kaynaklanan kayıplarda önlenmiş olur. Yastık altı birikimlerini yıllardır bir şekilde ekonomiye katamıyoruz. Bunun sebebi istikrarsız bir şekilde ilerlemiş olmamızdan kaynaklanıyor. Ekonomide istikrarı sağladığımız takdirde söz konusu birikimlerin ekonomiye katılacağına inanıyorum.Ekonomide istikrarı yakalama şansımız var mı?Bence var. Şu anda uygulanan mevcut para politikasıyla önümüzdeki dönemde istikrarın yakalanacağına inanıyorum. Ekonomide istediğimiz enflasyon seviyesine 2026 yılı sonunda geleceğimizi düşünüyorum.Son olarak vermek istediğiniz mesaj nedir?Türkiye genç bir nüfusa sahip. Sektör olarak baktığımızda konut ihtiyacımız her geçen yıl daha da artıyor. Dolayısıyla bunu sağlayamadığımız durumlarda kiralara yansıması oldukça olumsuz oluyor. Kiralar maalesef aşırı derecede yükseliyor. Fotoğrafa buradan baktığımızda geçtiğimiz Eylül ayından bu yana konut fiyatlarında stabil yani sabit bir fiyat ortamının olduğunu görüyoruz. Fakat faizlerin Haziran ayından sonra düşmeye başlayacak olması nedeniyle konut fiyatlarında ciddi bir artış olacağını düşünüyorum. Eğer gerçekten konuta ihtiyacı olan ve peşinat verme imkânı olan insanlar varsa bunların mutlak surette önümüzde 3 ay içerisinde bu ihtiyaçlarını gidermelerini öneriyorum. Faizlerin düşmesiyle birlikte konut fiyatlarında en az % 50’lik bir artış olmasını öngörüyorum. Çünkü bekleyen bir maliyetin fiyatlara yansıtılmaması durumuyla karşı karşıyayız. Onun için önümüzdeki 3-4 aylık dönemde konut almak isteyen ihtiyaç sahiplerinin ev almalarını öneriyoruz. Ülke olarak bu ekonomik çalkantıdan çıkmamızın en önemli unsurunun tasarruf olduğuna inanıyorum. Ülke olarak tekrardan tasarruf bilincine dönmemiz gerekiyor. Geçmişte büyüklerimizin yaptığı gibi gerçekten ihtiyacımız olmayan şeylere hiçbir kaynak ayırmadan tamamen üretmeye, ticarete, atılıma ve yatırıma dönüştürme noktasında yeni bir sinerjiyi oluşturmamız gerekiyor. Bu konuda belki de milletçe bir seferberliğe ihtiyacımız var. Buradan Bolu halkına bir ekonomik seferberlik çağrısında bulunmak istiyorum. Tasarruf bilincimizi üst seviyeye çıkaracak çalışmalar yapmamızın ve birbirimizi bu anlamda uyarmamızın yararlı olacağını düşünüyorum. Türk milleti güçlüdür. Her türlü badireden geçmesine rağmen her zaman en kısa sürede atlatmayı bilmiştir. Dolayısıyla önümüzde sürecin çok iyi olacağını düşünüyorum. Yatırımını düzgün yapıp, işine sahip çıkan herkesin önümüzdeki dönemde çok iyi bir şekilde büyüyeceğini vurgulamak istiyorum.
Ev sahibi olmak artık hayal değil....
Ev sahibi olmak artık hayal değil....
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, “YARISI SİZDEN YARISI BİZDEN” kampanyasının ayrıntılarını Bolu Objektif ‘e anlattı. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar kampanyanın detayları hakkında şu açıklamaları yaptı; “3 Temmuz itibariyle bayram sonrası bankaların açıkladığı konut kredisi faiz oranlarını bekledik. Bunun akabinde firma olarak daha önce de yaptığımız ama geçen yılki enflasyon oranları yüzünden ara vermek zorunda kaldığımız “bize taksitli” sisteme yeni bir kampanya ile döndük. Bu kampanyayı bitmiş, devam eden ve yeni başlayan bütün projelerimiz ile satıştaki bütün dairelerimiz için geçerli kıldık. Burada çok basit bir sistem kurduk. Bu sistemde örneğin 2 milyonluk bir daire için; 1 Milyon lira peşinat alıyoruz. Geri kalan 1 milyon lirayı da 1,50 sabit vade farkıyla 10 yıla kadar kendi bünyemizde vadelendiriyoruz. 1 Milyon lira için aylık 18.000 liraya tekabül ediyor. Bunu şu anda piyasadaki en düşük bankadan aldığımızı düşünürsek aylık 30 bin ile 40 bin lira arası değişiyor. Bizde bankalardaki gibi sigorta, ekspertiz, dosya masrafları yok. Bunlarında yaşa göre sigortada bu yıl 30 bin liraya varan aylık ödemeler çıktı. Dolayısıyla buradan da baktığımızda sadece bu masraflar için 10 yıllık sürede yaklaşık 300 bin lira tutarında bir maliyet daha çıkıyor. Bu durum yaşa göre değişiyor, ben maksimumunu söylüyorum. 300 bin lira tutarındaki maliyet rakamını da düştüğümüzde –Yarı Yarıya’dan daha avantajlı duruma geliniyor- Ve masrafların ekstrası da vatandaşlarımızın cebine kalıyor. Burada 18.000 lirayı sabit yapabildiği gibi bu rakamı -ödeyemiyorum- diyen vatandaşlarımız için de bir kolaylık getirdik. Örneğin vatandaşımız “ 13.000 / 14.000 ödüyorum” derse o zamanda kademeli yapıyoruz. 13.000 / 14.000 liradan başlayarak her yıl % 10 ya da % 15 civarında bir artışla bir sene 14.000 lira diğer sene 16.000 lira bir sonraki sene 18.000 lira şeklinde olabiliyor. Eğer vatandaşlarımız aralığı artırabilirse illa 120 ay kullanmak zorunda da kalmıyorlar. 60 ay, 72 ay, 84 ay gibi sürelere de çekebiliyorlar. Bunun dışında aralarda -balon ödeme- yapabiliyorlar. Diyelim ki köyden ya da farklı bir yerden yan geliriniz var. Yılda birkaç kez balon ödeme de koyabilirler. Yani yarısı peşinden sonraki kısım tamamen bizim müşterilerimizle aramızda oluşturacağımız konsensüs ile belirleniyor. Onların ödeme gücüne ve ödeme planlarına sadık kalarak bir plan oluşturuyoruz ve bunu sözleşmelerimizde harfiyen belirtiyoruz. Proje bitiminde yani % 80 aşamasına geldiğinde tapularını veriyoruz. Bitmiş dairelerde zaten hemen tapuları veriyoruz. Yine aynı şekilde ipotekli bir şekilde bankaların uyguladığı gibi veriyoruz. Senet şeklinde aylık olarak bize ödemelerini yapıyorlar. Borç bitiminde ipotekleri kalkıyor. Bu şekilde Bolu’da bir daire sahibi yapma kampanyası düzenlemiş olduk. Bugün 3+1’lerde kira aralığı maalesef 10 bin ile 15 bin aralığına geldi. Biz vatandaşlarımıza “kira öder gibi daire sahibi” olmayı öneriyoruz. “
Alemdar İnşaat yine bir ilke imza attı…
Alemdar İnşaat yine bir ilke imza attı…
Aemdar İnşaat, yurt genelinde başlatılan 0.69'luk oranla düşük faizli kredi kampanyasını ilimizde kamu bankalarıyla imzalayan ilk firma oldu. Konu hakkında haber sitemize özel açıklamalar yapan Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar; “Alemdar İnşaat olarak Bolu’da 0,69 kampanyasını ilk imzalayan firmayız. Bu noktada bitmiş dairelerimizi de müşterilerimize sunarak bu süreçteki görevimizi tamamlamış durumdayız. Çok ciddi taleple karşılaştık. Bitmiş konutlardaki 0,69 oranını devam eden ve belli bir düzeye gelmiş konutlarımızda da peyderpey proje bazlı olarak uygulamak istiyoruz. İnşallah bu konuda bir muvaffakiyet sağlarda bankalarla bir anlaşma imzalarsak bunu da tüm Bolu’ya ve müşterilerimize duyurmaktan onur duyacağız” dedi.Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, Bolu Objektif Haber Sitesine verdiği özel röportajda inşaat sektöründe yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. 2023 yılıyla ilgili çok önemli tespitler de yapan Abdullah Alemdar, 16 Ocak’ta yurt genelinde başlatılan 0.69'luk oranla düşük faizli kredi kampanyasının ayrıntılarını ve firmalarının sunduğu fırsatları da tüm açıklığıyla anlattı…Abdullah Bey, Türkiye ekonomisi 2022 yılının 3’üncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüse de aynı dönemde inşaat sektöründe yüzde 14,1’lik bir daralma yaşandı. Böylece sektördeki daralma 2021 yılının 3’üncü çeyreğinden itibaren devam etmiş oldu. Sektör temsilcileri artan maliyetlerin, imarlı arsa bulmakta yaşanan zorlukların ve sektörde yaşanan işçi bulamama sıkıntılarının daralmayı etkileyen unsurlar olduğunu belirterek, inşaat sektöründeki daralmanın ekonomik etkilerine dikkat çekiyorlar. Sizin bu konuda ki düşünceleriniz nelerdir?İstatistik doğru belki de bu anlamda oranlar daha yüksek olabilir. Özellikle emtia fiyatlarındaki artışlardan en çok etkilenen sektörlerin başında bizim sektörümüz geldi. Özellikle ithalata dayalı ürünler, PVC türü olsun, Cam türü olsun. Bir dönem demir ve beton maliyetlerinin ciddi artması sonucunda ister istemez sermayelerde bir küçülme meydana geldi. Sermayesi küçülen firmalarda üretimlerinde ciddi anlamda düşüşlere gitmek zorunda kaldılar. Son derece doğru bir tespit, bu süreci hep birlikte yaşadık.Önümüzdeki süreçte, inşaat sektöründe üretim kaynaklı yaşanan daralma ile konut alıcılarının arzu ettikleri plan/detay vs. çeşitliliklerde konutları bulabilmelerinin zorlaşacağı ve her türlü gayrimenkulün kiralanması ve satışı ile ilgili arz sıkıntısının yaşanacağı günlerin beklendiği ifade ediliyor. 2023 yılı, seçim yılı. Yılın ilk çeyreğinde, konut kredi faiz oranları düşürülürse bunun piyasaya yansımaları bu açıdan nasıl olur? Sonuçta herkes alım gücüne oranla yatırım yapabilecek…Günümüz dünyasında bütün olay arz-talep gerçeği üzerinden gidiyor. Özellikle 2018 yılından itibaren İnşaat sektöründe zaman zaman ciddi anlamlarda daralmalar yaşandı. Bu daralmanın en sonuncusunu geçen yıl yaşadık. Dolayısıyla bizim üretim kapasitelerimiz ciddi anlamda düştü. Kendi firmam ve bölgem üzerinde üretim bazında neredeyse % 40 hatta % 60’lara varan oranlarda düşüşler yaşandı. Alemdar İnşaat olarak bunu mümkün olduğu kadar diri tutmaya çalıştık fakat genel anlamda üretim düştü. Üretimin düşmesiyle birlikte talep düşmedi. Aksine daha da çok arttı. Özellikle bizim Bolu özelinde her yıl nüfus belli bir oranda artıyor. Benim takip ettiğim istatistiklere göre 8 -10 bin civarında bir artışımız il genelinde mevcut. Bunun dışında evlenme ve boşanma sayılarında da her geçen yıl artış yaşanıyor. Bu yüzden evlenme ve boşanma sayılarında ki oranlar ciddi anlamda bir konut talebini ortaya çıkarıyor. Hizmet sektörümüzün Bolu’da % 54 düzeyinde olması özellikle hizmet sektöründe de ciddi anlamda eleman ihtiyacına sebep oluyor. Bütün bunları düşündüğümüz zaman Bolu’da ve Türkiye’nin birçok ilinde konut açığı ortaya çıkıyor. Üniversitemiz her geçen yıl büyüdüğü için gerek öğretim görevlileri gerekse de öğrencilerin barınması noktasında -yurtların yetersiz kalması- durumunda da konut ihtiyacı oluşuyor. Arzın daraldığı, talebin yükseldiği durumlarda istediğiniz kalitede ve düzeyde konut bulma imkânı azalır. Herkes, bulduğu konuta razı olma durumuna gelir. Bir diğer nokta; fiyatların yükselmesi… Özellikle, kiralar çok yükseliyor. Kiraların düşebilmesi ve konut fiyatlarının belli bir noktada stabil olması için acilen üretimin artırılması gerekiyor. Bu konuda da yine devletimizin verdiği çeşitli desteklerle bu sürecin önümüzdeki dönemde aşılabileceğini düşünüyorum.Sektördeki daralmanın tersine döndürülebilmesi adına; konut kredi faiz oranlarının daha uzun vadede ve daha uygun oranlarlaalıcılara ulaştırılabilmesi imkânı sağlanabilir mi?Bu konuda benim baştan beri ifade ettiğim bir olgu var. İnşaat sektörü olarak bundan sonra günübirlik bir şekilde bunu yaşamak istemiyoruz. Bolu Ticaret ve Sanayi Odasında, inşaat sektörünü temsil eden ve yönetimde 2. kez yer alan birisi olarak üstüne baba basa söylüyorum; “Artık günübirlik kararlar istemiyoruz. Standart bir şekilde bir kararın alınmasını ve bu kararın uzun vadede hükümetler değişse bile, bakanlıklar değişse bile artık bu kararın gelenek haline getirilmesini ve ilk konut alanlarda da- gaziler, şehitler, öğretmenler, asgari ücretle çalışanlar gibi- mutlaka bir sistemin olmasını istiyoruz.” Bu sistemde de belli bir oranın devlet tarafından, belli bir oranın gerekirse müteahhit tarafından karşılanmasını ve insanlarımızın bu şekilde yani standart bir şekilde konuta ulaşma imkanlarının sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Kesinlikle bu işte bir sistematiğin olması gerektiği taraftarıyım. İkinci konutunu alacak olanlar normal piyasa şartlarından konutlarını almalıdırlar. Öbür türlü kredi oranlarını bazen çıkartıyoruz, bazen düşürüyoruz fakat tüm bunların sonucunda asıl konut ihtiyacı olan kesimde, hazırlıksız yakalanma söz konusu oluyor ve bu imkânlardan da genellikle bu insanlarımızın faydalanması imkânsız hale geliyor. Dolayısıyla burada belirli bir standart, belli bir çizgi olursa insanlar “ Şu kadar para biriktirirsem, bu parayı biriktirdiğim gün giderim, konutumu şu kredi oranından istediğim firmadan alırım” derler. Bu sistem piyasadaki fiyat istikrarını da sağlayacak olan bir sistemdir. Örnekleyecek olursam; “Siz, 0,98’le her şartta bu insanlara krediyi sağlayacağım, 15 yıla kadar buna bu süreyi vereceğim, %10 ya da % 20 gibi bir peşinat oranıyla bunu sağlayacağım” derseniz ve “bunu da önümüzdeki dönemde sürekli bunu hak edecek olan insanlara vereceğim” derseniz insanlar panik halinde konut almaya gitmez. İnsanlar, panik halinde iş yapmaya gitmez. İnsanlar, sürü halinde bir yere yığılmaz. Dolayısıyla bunu rutinleştirmek gerekiyor. Bizde bunu savunuyoruz.Türkiye’de inşaat sektörü 2022 yılı itibarıyla en fazla daralan endeks haline gelmiş durumda. Öngörülemez oranda kronik duruma gelmiş maliyet artışı, düşük faizli konut kredisinin kaldırılması ve buna bağlı olarak ipotekli konut satışının yüzde 50 düşüş kaydetmesi, enflasyon gibi problemler 2022 inşaat sektörü analizi raporlarında bahsedilen temel problemler olarak sıralanıyor. Bu sıkıntılar tüketicilerin satın alma gücünün azalmasıyla doğru orantılı olarak hareket ediyor. Fiyat artışlarından dolayı sermayesi düşen inşaat şirketleri, her zamankinden daha az üretim yapacağı için önümüzdeki süreçte inşaat sektörü gerilemesinin bir süre daha devam etmesi tahmin ediliyor. Sektörün yeniden ivme kazanması için önümüzdeki 2023 yılında kamunun kayda değer katkı sağlamasını bekliyor musunuz? Bekliyorsanız bu katkılar neler olabilir?Kamu, bu noktada elinden geleni yapıyor. 16 Ocak tarihi itibariyle 0,69 oranıyla “İlk Evim” kampanyasıyla bu sağlandı. Bana göre çok güzel bir kampanya. Bunun da sürdürebilir olması lazım. Kısa vadeli bir kampanya olmaması lazım. Önümüzdeki tüm zamanlara yayılması lazım ki, konut sektöründe istikrar sağlanabilsin. Bizim inşaat sektörümüz daha önce de söylediğim gibi buharlı lokomotife benzer. Önce buharın dolması lazım. Önce kömürün yanması lazım. Buharın dolmasından sonra trenin kalkması için belli bir zamana ihtiyaç var. Durması içinde yine aynı şekilde bir süreye ihtiyaç var. Neticede bizim bu süreçlerdeki zaman aralığı minimum 1 yıl ile 1,5 yıl arasındadır. Zaman zaman 2 yıla bile ulaşabilir. Şu anda gaza bassak bizim lokomotifimizin tam kapasite çalışması bana göre 1,5 yıldan önce olmaz. Dolayısıyla burada inşaat sektörüyle ilgili kararlar alırken buna çok dikkat etmek gerekiyor. İnşaat sektörüyle ilgili olarak alınan kararlar, günübirlik olmamalı. İnşaat sektörüyle ilgili olarak alınan kararlar; tutarlı, sağlam, dinamik olmalı ve tüm zamanlara hitap edebilecek kararlar olmalı. Çünkü bir gaz, bir fren hem sektörü sıkıntıya sokuyor, hem alıcıları sıkıntıya sokuyor, hem de bankalar bile şu anda ne yapacağını kestiremiyor. Kısaca böyle bir durumdayız. Dolayısıyla bunu çözmemiz için bunu rutin hale getirmemiz gerekiyor. Herkesin ne yapacağını bileceği bir standarda bunun bağlanması gerekiyor.Tamamlanan projelerde 0,69 oranla konut kredisi için kamu bankalarıyla protokol imzaladığınızı biliyoruz. Kampanya detaylarıyla ilgili olarak bilgiler verir misiniz?Alemdar İnşaat olarak Bolu’da 0,69 kampanyasını ilk imzalayan firmayız. Bu noktada bitmiş dairelerimizi de müşterilerimize sunarak bu süreçteki görevimizi tamamlamış durumdayız. Bizden sonra belki bir firma daha imzaladı ama il geneline bakacak olursak yetersiz kaldığını görüyorum. Diğer firmaların durumunu da şu anda bilemiyorum. Çok ciddi taleple karşılaştık, insanlar gerçekten ev sahibi olmak istiyor. Kiralar çok yüksek olduğu için bir an önce buna ulaşmak istiyorlar. Bununla ilgili olarak şu anda bankalarla görüşmelerimiz devam ediyor. Bitmiş konutlardaki 0,69 oranını devam eden ve belli bir düzeye gelmiş konutlarımızda da peyderpey proje bazlı olarak yapmak istiyoruz. İnşallah bu konuda bir muvaffakiyet sağlarda bankalarla bu konuda bir anlaşma imzalarsak bunu da sosyal medya hesaplarımız başta olmak üzere tüm Bolu’ya ve müşterilerimize duyurmaktan onur duyacağız.Yeni yılla birlikte yeni ev sahibi olmak isteyen vatandaşlarımıza sunacağınız başka fırsatlar var mı?2022 yılının sonlarına kadar kendi imkânlarımızla belli bir peşinatla 10 yıla kadar taksitlendirme sistemiyle konut üretimi ve satışı yaptık. Yüzlerce insanımızı da bu sayede ev sahibi yaptık. Geldiğimiz nokta itibariyle inşaat sektöründeki bu dalgalanma ve önümüzü görememe noktası yüzünden taksitle satışlarımızdan ziyade yeni bir oluşuma gittik. Şu anda mevcut projelerimize % 50 peşinatla girebiliyorsunuz. % 50 peşinatla girerek belli bir taksit ödemek suretiyle proje bitimine kadar devam ediyorsunuz. Proje bitiminde veya proje bitim süresinde oluşabilecek 0,69 gibi oranlarla ilgili biz bir anlaşma yaparsak bu anlaşmalardan da bu müşterilerimizi direkt faydalandırma noktasında yardımcı oluyoruz2023 yılı mottonuzun “sağlam yapı, güvenli gelecek “ üzerine kurulu olduğunu gözlemliyoruz. “Alemdar İnşaat ile kendini güvence altına almak isteyenlere” neler tavsiye edersiniz?Bizim sektörümüzün olmazsa olmazı güvendir. Güven yoksa bu sektörde hiçbir şey yapamazsınız. Neticede ciddi bir iş yapıyoruz. İnsanların üç temel ihtiyacından birisini karşılıyoruz. Bu ihtiyaçları karşılarken de insanların özellikle barınma noktasında doğru tercihler yapması gerekiyor. O yüzden doğru firmayı, doğru iş yapan inşaat firmasını bulmaları gerekiyor. Doğru fiyatlarla, doğru zamanda da almaları gerekiyor. Bu konuda elimizden geldiği kadar müşterilerimizi -bizden alsınlar ya da almasınlar- tamamına tüm bilgileri bizzat verme taraftarı oluyoruz. Kafasında soru işaretleri olanlara, bu konuda yardım ve destek isteyenlere her türlü desteği bizzat açık ve net bir şekilde sağlama noktasındayız. Bugüne kadar bunu yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla kafasında soru işaretleri olanlar, bize telefonla, internet ortamında ya da bizzat ofisimize gelerek, çayımızı içerek bu konuda destek alabilirler. Bunun için herhangi bir beklentimiz yoktur. Ücret talebimiz yoktur. Tamamen bunu insanların kafasındaki soru işaretlerinin giderilmesi anlamında yapmaya hazırız.Herkes kabul ediyor ki en doğru yatırım yine gayrimenkul. Bu açıdan 2023 yılı ile ilgili beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?Geçmiş dönemde gayrimenkule ulaşmak çok kolaydı. Özellikle enflasyonun olmadığı, doların uzun süre stabil gittiği dönemlerde gayrimenkul almak çok kolaydı. Bu dönemde insanların büyük bir kısmını gayrimenkul sahibi yaptık. Bu konuda çok başarılı olduk. Önümüzde ki dönem için gayrimenkul almak ise bir tık daha zorlaştı. Daha önce, düğününü yapan bir kardeşimiz altınını ve bileziğini satıp bana getirdiğinde dörtte bir gibi bir peşinatla projeye girip, taksitlerini ödeyip sonra ev sahibi olup devam edebiliyordu. Şu anda biz bunu minimum % 50’ye çıkardık. 1 Milyonluk bir evde bu 500 bin lira demektir. Bu parayı biriktirmek ve bir araya getirmek bugünkü ekonomik şartlarda daha da zorlaştı. Kaldı ki devletin vermiş olduğu 0,69 gibi destek oranları olmasa insanların bankaların vermiş olduğu faiz oranlarıyla şu anda ev sahibi olmaları gerçekten zor. Bunun için konut alıcılarının ciddi planlar ve programlar yapmaları gerekiyor. Birazda karagözlü olmaları gerekiyor. Örneğin geçen yıl gözünü karartıp banka faizlerinin % 3’lerde seyrettiği dönemlerde gelip bizden peşinatını yatırıp daire alanlar bugün 0,69’la ya da daha uygun oranlarla kredi kullanabiliyorlar. Bu birazda cesaret meselesi. Gerçekten konut almak isteyenlerin bunu kafalarında çözmeleri gerekiyor ve çok ciddi araştırma yapıp yatırımlarını buna göre yönlendirmeleri gerekiyor. Avrupa’da bugün ev sahibi olmak çok önemli. Çünkü kiralar çok yüksek. Avrupa’da bir eviniz varsa çok rahat yaşantınızı sürdürebiliyorsunuz ama eviniz yoksa maaşınızın büyük bir kısmı kiraya gidiyor. Önümüzdeki dönemlerde Türkiye için de aynı şeyin olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla “gayrimenkul, gayrimenkul, gayrimenkul “diyorum…Son olarak neler söylemek istersiniz?Ülkelerin gelişmesi, dünyanın belirli bir noktaya gitmesi için istikrar şarttır. Herkes istikrardan yana olsun diyorum. İstikrarın olmadığı hiçbir yerde, hiç kimse hiçbir şey yapamaz. O yüzden istikrarı hep beraber koruyalım.Konut projelerinde detaylı bilgi için irtibat: 0374 213 16 28 / 0532 692 51 64Alemdar İnşaat / Değişimin ÖncüsüAdres; Karaçayır Mahallesi Fuar Sokak Özlem Sitesi F-2 Blok No;13 –BOLU
Abdullah Alemdar krizden çıkışın formülünü açıkladı
Abdullah Alemdar krizden çıkışın formülünü açıkladı
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, inşaat sektöründe yaşanan sıkıntılardan çıkış için çok önemli açıklamalar yaptı. Boluspor Kulübünde Tesislerden Sorumlu Başkan Vekili olarak da görev yapan Alemdar bir yanda da Bolu Ticaret ve Sanayi Odasında, Yönetim Kurulu Üyesi olarak ilimizin ekonomik yaşamına önemli dokunuşlar yapıyor. Abdullah Alemdar ile inşaat sektörünün geleceğinden, Boluspor’a uzanan kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.Abdullah Bey, İnşaat sektörü, pandemi ve döviz kurlarındaki artış nedeniyle sıkıntılı bir süreçten geçiyor. 2020 yılında sağlanan kredi olanaklarıyla konut satışı desteklenmiş ve müteahhitlerin ellerindeki stokları tükenmişti. 2021'in geneline baktığımızda ise sektörün beklentilerin altında seyrettiğini görüyoruz. Yine 2022'de açıklanan üç yeni paketle konut alım ve satımı kısmen kolaylaştırıldı ama tüm bunlar sizce yeterli mi? Yapı sektörünün tekrar canlanması için sizce atılması gereken adımlar nelerdir?2020 yılında birçok kredi imkânı ve devletin destekleriyle elimizdeki stokları tükettik. 2021 yılının son çeyreğinde yaşanan kur atağı ve bunun emtia fiyatlarına dolaylı ya da doğrudan bir şekilde artışa sebep olması neticesinde özellikle bizim sektörde bazı kalemlerde maliyet artışları 5 katına kadar çıktı. Bu durum ister istemez sermaye yapılarında ciddi anlamda bir daralmaya sebep oldu. Kendi yaptığım hesaplara göre şu şekilde söyleyebilirim; “250-300 konut bandında üretim kabiliyetine sahip olan Alemdar İnşaat, geldiğimiz nokta itibariyle bunu 100-150 konut bandına kadar çekti.”Daha önceki yıllardan da kaynaklanan üretimdeki düşüş bu vesileyle iyice gerilemiş oldu. Buna kendi bölgemizle alakalı olarak kış şartlarının çetin geçmesi ve 3 ay gibi bir süreç içersinde hiç üretim yapamama noktasında olmamızda katkı sağladı. Geçtiğimiz aylarda yapılan yeni bir teşvikle de konut alıcılarına bir fırsat daha doğdu. 0,98 gibi devletimizin cazip bir şekilde bir konut kredisi faiz uygulaması oldu. Bu da eldeki mevcut stokların hemen hemen tamamen bitmesine sebep oldu. Konut sektörünün 2022 yılında geldiği nokta için bir değerlendirme yapacak olursam şu anda tam durma diyemeyiz ama durma noktasına çok yakın bir seviyede olduğunu ifade edebilirim. Bizim sektörümüz öyle bir sektör ki ben bunu buharlı lokomotiflere benzetiyorum. İlk çalıştırdığımızda yani ilk kalkış anında sarf ettiğimiz efor çok yüksek. Bunu belli bir noktaya getirdikten sonra durdurmakta yine aynı şekilde… Dolayısıyla şu anda bizim lokomotif hemen hemen durdu ya da durma noktasında… Dolayısıyla tekrar kömür atılması lazım. Tekrar buhar elde edilmesi lazım. Buharında çok iyi kullanılıp lokomotifin tekrardan harekete geçirilmesi gerekiyor. Peki, bize lazım olan kömür nedir? Öncelikle daralan sermaye yapılarının banka ve özel kredilerle, teşviklerle yükseltilmesi gerekiyor. Evvela bunun yapılması lazım. Şunu söylemeye çalışıyorum; Bizim sektörde proje yapmanın maliyetleri inanılmaz boyutlara ulaştı. Bu da ister istemez müteahhitleri bu işlere girmekten de imtina ettiriyor. Bunun için öncelikli olarak sermaye yapımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Bunu güçlendirebilmemiz içinde desteğe ihtiyacımız var. İkincisi emtia fiyatlarının artık makul bir seviyeye gelmesi gerekiyor. Bu noktada devletimiz doğal olarak olması gerekeni yapıyor. Neticede bizim döviz ihtiyacımız var. Döviz ihtiyacımız olduğu içinde Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerinden gelen mallarda da ciddi anlamda bir düşüş gözlemliyoruz. Onların transferlerinde, nakliyelerinde, lojistik desteklerinde sorunlar yaşandığını göz önüne aldığımızda ülkemizin taşını, toprağını, kerestesini, seramiğini yani ne ürettiysek dışarı satmaya çalışıyoruz. 2 yıldır Turizm gelirlerimizde çok ciddi düşüşler olması, cari açığımızın artması yüzünden de ciddi ölçüde dövize ihtiyacımız var. Böyle olunca da iç piyasada ülkemiz seramik üssü olmasına rağmen seramik bulamıyoruz, mermer üssü ama mermer bulamıyoruz. Kereste bizden çıkıyor ama kerestede ciddi sorunlar yaşıyoruz. Parke bulamadığımız dönemler oluyor. Orman ürünlerine dayalı hammaddeleri bulamadığımız çok dönemler oldu. Bulsak ta afakî fiyatlara, akıl almaz rakamlara bulabiliyoruz. “Para bir yana, iş bir yana” şekline döndü iş. Dolayısıyla bunların hepsi bizim sektörümüzü ciddi anlamda yaraladı ve geriletti. Bu saydığım maddelerin ivedilikle düzeltilmesi lazım. Yoksa bizim bu lokomotif kolay kolay kalkmaz.Lokomotif kalkmazsa ne olur?Eğer kalkmazsa konut fiyatlarındaki artışlar astronomik boyutlara ulaşır. Kira fiyatları inanılmaz noktalara gider. İnsanoğlunun öncelikli hedefleri arasında önce gıda gelir. Sonrasında giyinmek gelir. Daha sonrasında da barınmak gelir… Barınma noktasında insanlar maalesef çok zor bir duruma düşebilir. Benim bugün başlayacağım projenin en erken 3 ila 6 ay proje süreci var. Ruhsat alım sürecinden sonra projenin büyüklüğüne göre minimum 8 ila 12 ay inşaat süreci var. Bu dönem kış aylarına denk gelirse bu süre iyice artıyor. Biz bugün lokomotife kömür atsak bunun bize dönüşü en iyi ihtimalle 2023 yılının ortaları olur. O yüzden burada zaman kaybına kesinlikle tahammülümüz yok. Bir an önce inşaat sektöründe işi bu olan, mesleği bu olan ve sektörden para kazanarak istihdam yaratan insanlara sermaye yapılarına yönelik olarak destek sağlanması gerektiğini düşünüyorum.Girdi maliyetlerindeki artış, döviz kurundaki dalgalanmalar ve enflasyon-faiz etkileri gibi nedenlerle önünü göremeyen pek çok müteahhit, yeni yatırımlara girmeyip şu an beklemeyi tercih ediyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?Aslında bunu sebepleri ve sonuçlarıyla ilk sorunuzda cevaplandırdım ama şunu eklemek istiyorum; “Örneğin siz sermayenizin % 60’nı kaybetmişsiniz. Bir şekilde enflasyona yenilmişsiniz. Ya da yaptırım gücünüz düşmüş. Önceden elinizdeki sermaye ile 4 birim iş yaparken şu anda 1 birim bilemediniz 1,5 birim iş yapabiliyorsunuz. Dolayısıyla burada bu işi yapan müteahhit arkadaşlarımız ‘elimdeki bu 1,5’luk kısmı da kaybeder miyim? ‘ korkusuyla yatırıma girmek istemiyorlar ve beklemeyi tercih ediyorlar.” Bu bekleme süreleri de az önce yukarıda saydığım konuları ve sakıncıları daha da körüklüyor ve tetikliyor.Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede, sürekli artmakta olan genç nüfusu hesaba katarsak, yapı sektörünün tekrar canlanacağını teorik anlamda söyleyebiliriz. Nüfus artışı, sadece konut ve gayrimenkule olan talebi artırmakla kalmayacak; ulaşım, sosyal ve altyapı tesis ihtiyaçlarının da tekrar düşünülmesini ve üretilmesini sağlayacak. Bu konu hakkında sizin değerlendirmeniz nedir?Hükümetimiz, konut ve inşaat sektörünü çok ön plana çıkardığı için eleştiriliyor. Neticede bir Avrupa ülkesi değiliz. Avrupa ülkeleri, 1800’lü yılların sonunda ve 1940’larda yatırımlarını yapmış. Her türlü altyapısını oluşturmuş. Konut başta olmak üzere pek çok şeyini ayarlamış. Nüfusları hem artmıyor hem de yaşlanıyor. O yüzden bunlarla alakalı yatırımlar yapmıyorlar. Sosyal devlet politikalarına yönelmiş durumdalar. Dolayısıyla yeni konut ve yeni proje ihtiyaçlarını da hissetmiyorlar. Türkiye gibi gelişmekte olan, göç alan ve sürekli olarak nüfusu artan bir ülkede -İnşaat sektörü niye ilk planda geliyor? – şeklinde soru soran arkadaşlarımızı ben açıkçası yadırgıyorum. Çünkü her şey altyapıdan başlar. Her şey yolla, suyla, kanalizasyonla, elektrikle ve doğalgazla başlar. Ve bu konutla devam eder. Bunu söyleyen arkadaşlar, bir akşamüzeri, okul döneminde gitsinler herhangi bir lisenin önüne arabalarını çeksinler ve oradan çıkan öğrencileri izlesinler. Sonrasında şu soruyu kendilerine sorsunlar; Bu öğrencilere nasıl iş vereceğiz? Bu öğrencilere nasıl aş vereceğiz? Bu öğrenciler yarın evlendiğinde nerede oturtacağız? Sonrasında bu konuda yönelttikleri eleştirileri bir kez daha gözden geçirsinler. Dolayısıyla ülkemizde ciddi anlamda konut ihtiyaç vardır. Türkiye’de ciddi anlamda altyapı yatırımlarına ihtiyaç var. Bu süreç kesinlikle kesintiye uğratılmamalıdır. Eğer uğrarsa bugün yakındığımız enflasyon oranlarını, inşaat sektöründen kaynaklı olarak önümüzdeki dönemde gıda ve diğer sektörlerin çok çok üzerinde görürüz.Bazı sektör temsilcileri, ''İnşaat malzemelerindeki artışları önleyemiyorsak, inşaatlardaki diğer bir önemli payın sahibi arsalarla ilgili yeni planlamalar yapılmalı” şeklinde görüş ifade ediyorlar. Bu anlayışa katılıyor musunuz? Bir diğer önemli konu da kentsel dönüşümlere teşvik edecek düzenlemelerin yapılması gerektiği. Bu alanlarda yapılacak çalışmalar konut, inşaat ve yapı sektörünü yeniden hareketlendirebilir mi?Burada gerçekçi olmak lazım. Dünyada arz-talep mevzusu var. Yeteri kadar arzı üretiyorsan, yeterinden daha fazla arzı üretiyorsan arsa fiyatları geri gelir. Şimdi sen arzı üretmiyorsan, arsa fiyatları neden geri gelsin? 5 daireye vereceği yeri 6 daireye, 8 daireye vermek varken niye 4 daireye versin? Veremez. Çünkü burada arz-talep dengesini oluşturmak lazım. Bunun için burada görev öncelikli olarak belediyemize düşüyor. Belediyemizin her zaman bir adım önde olması lazım. Yeni arsaları ve konut alanlarını ivedilikle üretmesi lazım. Kentsel dönüşümde bu sorunun içerisinde… Bolu gibi küçük illerde kentsel dönüşüm maalesef sağlanamıyor. Maalesef yapılamıyor. Dolayısıyla bu yapılamadığına göre, şehirde hızlıca büyüdüğüne göre artık bizim şehir içindeki kötü yapılaşmaya, daha önce yapılmış yapılarla ilgili bu aşamada çok fazla kafamızı yormaya gerek yok. En azından şehir dışında, tarıma dayalı olmayan. Tarımsal üretimin yapılamayacağı alanlarda arsa üretimini artırarak arsa fiyatlarını ve arsalardaki kat karşılığı oranlarını bence düşürebiliriz. Bunun ilacı budur. O yüzden ben bunu sizin kanalınızla belediyemizden rica ediyorum.Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi olarak bir yandan da ilimizin ekonomik yaşamına önemli dokunuşlar yapıyorsunuz. Söz konusu çalışmalarınız hakkında bilgiler verebilir misiniz?Ticaret ve Sanayi Odasında İnşaat odasını temsilen arkadaşlarımızın destekleri ve onların öngörüleriyle seçildim. Buradan onlara özellikle meclis üyelerimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Burada bizim ideallerimiz ve hedeflerimiz vardı. Bu ideal ve hedeflerimizin bir kısmını kendim adıma olanlarını gerçekleştirdim. Bir kısmını ise gerçekleştiremedim. Bunun sebeplerinden en önemlisi pandemi süreci oldu. Yaklaşık 2 yıl bizim dönemimize denk geldi. Özellikle kadın girişimcilerle, genç girişimcilerle ve diğer branşlarda işi belli bir noktaya getirmiştik. Kooperatifçilik alanında ve diğer sosyal alanlarda ciddi çalışmalar yapılırken pandemi süreci bir tıkanıklığa sebep oldu. Şu anda geldiğimiz nokta itibariyle tekrardan çalışmalarımız hız kazandı. Şu anda bir proje okulumuz var. Benimde mezun olduğum Bolu Endüstri Meslek Lisesini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği proje okulu olarak devreye aldı. Şu anda ülkemizde ara eleman ihtiyacı had safhada. Bütün öğrencilerimiz hayatta iyi bir yere gelmek için doktor, mühendis olmak istiyor. Bu en doğal hakları ama önümüzdeki 5-10 yıl içinde bir elektrikçi bir doktordan çok daha fazla kazanacak. Bir su tesisatçısı bir doktordan daha çok kazanacak. O yüzden ara mesleklere, yetenekli öğrencilerimizin mutlaka yönlendirilmesini istiyoruz. Bu noktada Bolu Endüstri Meslek Lisesi ile gerçek anlamda bir çalışma içerisindeyiz. Burada arkadaşlar teveccüh ederek beni komisyon başkanı olarak seçtiler. Biz 3 kişilik bir komisyonla çalışmalarımıza başladık. Eğer biz bu görevlerde kalırsak bunun meyvelerini önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde ciddi anlamda görmek istiyoruz. Özellikle organize sanayi içersindeki arkadaşlarımıza 2-3 yıl içersinde elemanlar kazandırmak derdindeyiz. Böyle bir düşüncemiz var. Diğer çalışmalarla ilgili olarak devam eden bir sürecimiz var ama benim şu anda en çok önemsediğim konu bu okul. Bu aşamada Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Sayın Türker Ateş’e de ayrı bir parantez açmak gerekir. Özellikle meclis üyelerimiz ile birlikte onun başkanlığında ilimizin ticaret erbaplarıyla sık sık bir araya gelerek çok değerli çalışmalar yapıyoruz. İlimizin ticaret dünyasına yönelik olarak çok önemli kararlar alıyor ve yaşama geçiriyoruz. Sayın Ateş, ilimizi ulusal anlamda da birçok platformda üst düzeyde temsil ederek kentimize çok büyük bir prestij ve katkı sağlıyor. Kendisine buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Bu sektörde olduğumuz sürece insanların bir şekilde ev sahibi olmasını sağlayacağız
Bu sektörde olduğumuz sürece insanların bir şekilde ev sahibi olmasını sağlayacağız
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, İnşaat sektöründe % 30 bandında bir daralmanın olduğuna dikkat çekerek; “Politika faizi her ne kadar düşük seyretse de piyasada bir de gerçek faiz var. Biz bu durumu firma olarak kendimiz çözmeye çalışıyoruz. Uzun zamandan beri yaptığımız bir uygulamamız var. Kendi finansmanımızla bize ödemeli sistemde yine makul bir çözümle insanları ev alabilecek bir konuma getirmeye çalışıyoruz. Biz bu sektörde olduğumuz sürece insanların bir şekilde ev sahibi olmasını sağlayacağız” dedi.Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, Bolu Objektif Haber Sitesine İnşaat sektörünün geleceğiyle ilgili çok önemli açıklamalar yaptı.Abdullah Bey, Türkiye ekonomisinin temel dinamiklerinden inşaat sektöründe 2021 yılının son üç ayında yüzde 40'ları bulan maliyet artışları ve kur etkisi mevcut projelerde yavaşlamayı, yeni projelerde ise ertelemeleri beraberinde getirdi. Maliyet hesaplaması yapamayan sektörün daha öngörülebilir bir ortam için yatırımlarda beklemeye geçmesiyle inşaat sektörü yılı daralmayla tamamladı. Bu durum sektör istihdamı için de risk yaratıyor. Tüm bu bilgilerin ışığında 2022 yılı beklentileriniz yerel ve ulusal bazda nedir?Türkiye’de son aylarda yaşanan olaylar, dünyadaki gelişmelerinde etkisiyle hem ekonomik, hem sosyal hem de kültürel anlamda ciddi olarak bizleri etkiledi. Bunu sadece Türkiye’nin problemi olarak görmüyorum. Dünya ölçeğinde bir sorun yaşanıyor. Bu durum pandeminin etkisiyle de mevcut sistemin artık kendisini taşıyamaması gibi bir riski de barındırıyor. Çünkü dolara endeksli bir sistemde artık bir kesim ülkeler sürekli üretiyor. Ürettiğinden fazla tükettiği için borç yüküne girerek faiz ödüyor. Bu durum bir süre sonra çevrilemez bir duruma geliyor. Süreç bizim sektörümüzü daha çok etkiledi. En çok maliyet artışlarının olduğu sektörlerin başında sizinde dediğiniz gibi bizim sektör geliyor. Hem navlun ücretlerinin artması hem de küresel ölçekte emtia fiyatlarının yükselmesi bizim sektörümüzü direkt vurdu. Bu durum hem sektörde bazı projelerin yavaşlamasına, yeni başlayacak olan projelerin ise başlaması noktasında tereddütlerin oluşmasına neden oldu. 2022 yılı için beklentilerimi ise şu şekilde sıralayabilirim; “2022 yılının ilk 3 aylık çeyreğinde sistemin kendi dinamiklerini oluşturacağını ve belli bir noktaya geleceğini düşünüyorum. Bunu Ocak ayı itibari ile yavaş yavaş görmeye başladık. Kurlarda daha stabil bir durum, faizlerin artık daha fazla düşürülmemesi ya da sabitlenmesi gibi… Bunlar emtia fiyatlarının da dizginlenmesini beraberinde getirdi. Ama asıl önemli olan şey bana göre şudur; Ciddi bir enflasyonla karşı karşıyayız ve bu enflasyon genelde ilk başlardaki fiyat artışlarına daha sonra da durgunluğa sebep oluyor. Bu geçmişte de hep böyle yaşandı. Bütün krizlerden sonra bir durgunluk oluşur. Bu durgunlukta tahminime göre 6 ay gibi bir zaman alacak. Bu süreç içersinde bazı alanlarda özellikle de şişirilmiş fiyatlar noktasında söz konusu fiyatların en az % 20 ya da % 30 bandında geri geleceğini düşünüyorum. Bu geri gelme sağlandıktan yani bu daralma yaşandıktan sonra normale dönüş sürecinin hızlanacağını ve Haziran ayından itibaren de sektörün normale dönerek eski ivmesine doğru hızlıca yükseleceğini düşünüyorum. İnşaat sektöründe üretim açısından daha önceki yıllara göre bir karşılaştırma yapacak olursak %20 ya da % 30 bandında bir daralmanın olduğundan söz edebiliriz. Şu anda konutlarda fiyatların yükselmesinden dolayı kiralama noktasında ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bu durum yaşananların bir tık daha yukarıya gitmesine neden olacak ve korkarım ki ilkbahar döneminde konut fiyatlarının yükselişine hep birlikte şahit olacağız.Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 5'ini oluşturan ve önceki yıllarda büyümenin itici güçlerinden olan inşaat sektörünün en önemli sorunlarından biri dizginlenmesi giderek güçleşen maliyet artışı. Bir diğer önemli konu, -bozulan finansman yapılarından kaynaklanan ve inşaat sürelerinde yaşanan gecikmeler- bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?Aslında tüm sektörler için bu söyledikleriniz geçerli. Türkiye ölçeğinde de baktığımızda maaşlar artıyor, gelirler artıyor ama giderler gelirlerden daha çok arttığı için otomatikman herkesin sermayesi daralıyor. Örneğin bizim sektörümüzde kendi sermayesi ile 100 daire üretilebilen bir firma 2022 yılında bunu 60 ya da 50’ye çekmek zorunda kalacak. Çünkü sermayeler reel anlamda eridi. Bu sermayelerin tekrar eski haline gelmesi tekrar aynı noktalara ulaşması için bizim sektör olarak bir zamana ihtiyacımız var. Bu da tahminimce 2023 yılının ortalarını bulacak. Tabi her şey iyi gider ve herhangi bir aksama olmazsa… Bunu son derece iyi niyetle söylüyorum. Onu dışında maliyet artışları özellikle emtiadaki maliyet artışları inanılmaz boyutlara ulaştı. Bunları zaten şu andaki fiyatlara yansıtma imkânımız da yok. Örnek verecek olursam; demirdeki 4 kat artışı, dairelere 4 kat olarak yansıttığımda zaten bu daireleri hiç satma şansım olmaz- ki biz bunları yansıtmadığımız halde şu anda daireleri satma noktasında belli bir trend doğrultusunda ilerliyoruz. Öbür türlüsü kendi ayağımıza sıkmak olur. Bu durum tüm firmaların kârlılığından feragat etmesini yani belli bir süre boşa çalışmasını getiriyor. Neticede firmalar “çarkı çevirelim ama zarar da etmeyelim, kârda etmeyelim. Bu süreci böyle geçirelim” noktasına gelmek zorunda kalıyorlar. Zaten bunun dışında da yapılacak çok fazla bir şey yok. Neticede bu finansman dengeleri bir şekilde hem özsermaye olarak hem giderler olarak hem de satışlar olarak belli bir noktada buluşmadığı sürece böyle gidecek. Az önce söylediğim gibi 6’ıncı ya da 7’inci aylar gibi bu noktaların belirli bir yerde kesişeceğini ve ondan sonra da her şeyin normale döneceğini tahmin ediyorum.2022'de beklenen yüksek enflasyon ve faizler inşaat sektörünü sizce nasıl etkiler? Bu konuda neler söylemek istersiniz?Sektör olarak genelde kredili satışlar üzerinden yapıyoruz satışlarımızı… Kredili satışlarda da faizlerin yükselmesi bizim satışlarımızı otomatikman etkiliyor. Çünkü insanların gelir düzeyleri belli. Belli bir rakamın üzerinde aylık ödeme yapmaları mümkün değil. İnsanların öncelikli giderleri barınmadan önce yeme-içme, giyim ya da eğitim olarak sıralanıyor. Ondan sonra iş barınmaya geliyor. Bu açıdan baktığımızda faizlerin düşmesi bizler için çok önemli. Bu ortamda politika faizi her ne kadar düşük seyretse de piyasada bir de gerçek faiz var. Bu gerçekliğe baktığımızda da konut kredi faizleri kamu bankaları dışındaki özel sektör bankalarında gerçekten çok yüksek. Biz bu durumu firma olarak kendimiz çözmeye çalışıyoruz. Uzun zamandan beri yaptığımız bir uygulamamız var. Kendi finansmanımızla bize ödemeli sistemde yine makul bir çözümle insanları ev alabilecek bir konuma getirmeye çalışıyoruz. Bu konuda bugüne kadar ciddi çalışmalar yaptık. Bundan sonrası içinde yeni projeler üzerinde çalışıyoruz. Neticede bizim işimiz bu. Yıllardır bu sektördeyiz. Biz bu sektörde olduğumuz sürece insanların bir şekilde ev sahibi olmasını sağlayacağız. Bunun içinde ne gerekiyorsa ve hangi adımları atmamız gerekiyorsa bu adımları atacağımızın da müşterilerimiz ve bize inananlar tarafından bilinmesini istiyoruz.Bazı kesimler 2022 yılında bir erken seçim bekliyor. Bu durum, hükümetin seçim ekonomisine yönelik atacağı bazı adımları getirebilir. Kamu bankaları yeni kredi paketleri, faiz indirimleri, yeni kamu destekleri, vergi ve harç indirimleri gibi… Bu konuda neler söylemek istersiniz?Valla, bugüne kadar Türkiye’de olmaz dediğimiz her şey oldu, olur dediğimiz hiçbir şeyde olmadı. Şu anda böyle bir ortamdan geçiyoruz. Şahsi düşüncemi söylemek gerekirse; 2022’de yapılacak bir seçim ne Türkiye’ye yarar, ne Türk ekonomisine yarar, ne de Hükümete yarar. Dolayısıyla kimseye yaramayan bir seçiminde olacağını ben düşünmüyorum. 2022 yılının bir toparlanma yılı olması gerekiyor. Bu yılı her anlamda yani hem ticaret yapanlar hem diğer kurum ve kuruluşlar hem de diğer vatandaşlar olarak özellikle geçtiğimiz pandemi döneminde aldığımız darbelerin tedavi edilmesi ve toparlanma süreci olarak görüyorum. Bu anlamda da 2023 yılının Haziran ayında yani normal bir zamanda yapılacak olan bir seçimin hem ülkemiz hem de bizim açımızdan çok daha iyi sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Netice de bu sene olacak bir seçimin ertesinde bize daha büyük fırtınalarla daha büyük sorunlarla geri döneceğini tahmin etmek çok zor değil.Piyasa oyuncularının güvenini, motivasyonunu yukarı çekecek her türlü gelişme bu noktada inşaat sektörü için önemli. Bu konuda sizce neler yapılabilir?Son dönemlerde imalat sektörü diye bir moda var. Tamam, imalat sektörü çok önemli, imalat sektörümüzün son dönemlerdeki performansı belli bir noktaya ulaştı. Fakat şu durum kesinlikle göz ardı ediliyor. Biz ürettiğimiz malı iç piyasanın ihtiyacından fazlasını dışarıya sattığımız sürece iç piyasadaki enflasyonu körüklemiş oluyoruz. Buna ek olarak ben istediğim ürünü bulamıyorum. İstediğim ürünü bulamadığım zamanda istediğim imalatı da zamanında yapamıyorum. Bu da bizim hem milli gelire olan katkımızı azaltıyor hem de içerde ciddi anlamda bir sorunlar yumağına dönüşüyor. Bu Profilden baktığımız zaman inşaat sektörünün de Türkiye ekonomisi içersindeki yerini oturttuğumuz zaman bu sektörü yok saymak mümkün değil. Bugün, bankalar ya da devlet üzerinden KGF kredilerinin belli sektörlere verilirken belli sektörlerin de ayrıldığını görüyoruz. Hayır, kardeşim biz ekonominin içersindeyiz. Bu sistemin içersindeyiz. Bu işin yükünü bizde taşıyoruz. Dolayısıyla ben bu tip desteklerde inşaat sektörünün kesinlikle ayrılmaması gerektiğini düşünüyorum. İnşaat sektörünün üvey evlat muamelesi görmesine gönlüm razı olmuyor. Neticede bu ülkede tabi ki imalatçılar önemli ama bizlerde onlar kadar bu ülkeye katma değer sağlıyoruz. Bizimde bu tip desteklerden inşaat sektörü olarak kesinlikle faydalanmamız gerekiyor.Kur sabit olmadığı sürece konut fiyatlarında ciddi bir düşüş yaşanabilir mi?Kur, eninde sonunda sabit olmak zorunda. Kur sabit olmazsa bu süreçler zaten hiçbir zaman bitmeyecek. Kur, Türkiye’deki ya da Amerika’daki enflasyon oranınca artabilir. Bu zaten iktisadın doğasında olan bir şey. Bu olmazsa zaten sorun vardır. Bunun dışındaki dalgalanmalar ve aktivitelerin kesinlikle durması gerekiyor ki hem faiz normale dönsün hem de piyasa kendi fiyatlamasını yapsın. Kendi üretim maliyetlerini ve kendi satış fiyatlarını da belirleyebilsin. Dolayısıyla konut fiyatlarında ciddi bir düşüş olması için durgunluğun 6 aydan çok daha uzun sürmesi lazım. 1 yıla yayılması lazım. Eğer 1 yıla yayılırsa değil konut diğer fiyatlarda da ciddi anlamda geri gelmeler olur. Çünkü herkes elindeki malı ölü fiyatına satıp nakite geçme ihtiyacı hissedecektir. Dolayısıyla bu durum Türk ekonomisi içinde çok iyi bir sonuç değildir. Sıkıntılı bir süreç demektir. İnşallah bu durgunluk sürecini Haziran ayına kadar atlatırız ve normal yükseliş ivmemize geçeriz diye düşünüyorum.Hükümetin uyguladığı faiz indirimi ne ölçüde piyasaya yansıdı?Hükümetin uygulamış olduğu politika faizi uygulaması piyasaya hiçbir şekilde olumlu yansımadı. Çünkü piyasa kendi faizini kendi normları içersinde kendi piyasa koşulları içersinde oluşturuyor. Hükümetin uygulamış olduğu düşük faiz politikası uygulaması belki bugün için değil ama gelecekte Türkiye’de uygulanmak istenen sistemin bir öncüsü olabilir. Şu ana kadar aradan geçen sürede bunun piyasaya yansımalarını görmüş değiliz. Hatta piyasada tam tersi etki yaptı. Ticari faizler, bireysel krediler ve konut kredileri ciddi anlamda yükseldi. Kişisel You Tube kanalınızdan yayınladığınız videolar hem Bolu hem de ülke genelinde yoğun ilgi görüyor. Böyle bir kararı nasıl verdiniz? İleride ne gibi yenilikler düşünüyorsunuz?Kişisel You Tube kanalı fikrini daha öncede düşünmüştük ama zaman problemi yaşadığımız için çok fazla bu konulara giremedik. İşimiz gerçekten yoğun seyrediyor. Hem sektörümüzde hem de insanların yaşadığı ortamlarda bilgilendirme noktasında eğer bir bilgimiz varsa bunu toplumla paylaşmak adına böyle bir yola başvurduk. Yaptığımız çekimlerde gerçekten olumlu tepkiler aldık. Hatta olumlu eleştirilerde aldık. –Niye daha sık yapmıyorsunuz? “ ya da “ Niye daha farklı konulara girmiyorsunuz?” gibi… Şimdi yeni çalışmalarımız devam ediyor. Her ay 3 ya da 4 tane olmak üzere inşaat sektörü ağırlıklı olmak üzere çeşitli konulardan seçim yapıp bu konulardan kısa kısa videolar çekmeye devam edeceğiz. Bu süreci ben biraz daha ileriye götürmeyi düşünüyorum. İnsanlar gerçekten de sosyal medyayı çok iyi kullanıyor. Bir şey aradıklarında da oradan açarak bakabiliyorlar. O anlamda çorbada bizimde tuzumuz olduğu için mutlu oluyoruz. Buradan herhangi bir beklentimiz yok. Sadece bildiklerimizi insanlarla paylaşmak istiyoruz.Son olarak takipçilerimize neler söylemek istersiniz?2021 yılının Türkiye ve Dünya açısından çok olumlu geçmediğini düşünürsek 2022 yılının özellikle sağlık açısından sonrasında da ekonomik ve sosyal açıdan insanlar adına çok güzel bir şekilde geçmesini temenni ediyorum. Sözlerimi, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle tamamlamak istiyorum; “Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak.” O yüzden çalışalım ve boş konuşmayalım yeter!
Dolarım olsa, gayrimenkul alırım
Dolarım olsa, gayrimenkul alırım
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, Bolu Objektif haber sitesine dikkat çekici açıklamalar yaptı. “Dolar ve Euro % 50 prim yapmışken daireler henüz % 25 fiyatlandı” diyen Alemdar; “ Dolayısıyla şu anda dövizde olanların dövizlerini bozdurarak daire almalarını tavsiye ediyorum. Çünkü yılbaşından sonra bu fiyatlara daire bulmaları imkânsız hale gelecek. O yüzden şu ortamda bence dolar değil gayrimenkul almak lazım” dedi. TCMB Para Politikası Kurulu, 18 Kasım Perşembe günü toplanacak. Karar aynı gün saat 14.00’te açıklanacak. Bu kritik karar öncesinde ilimizin tanınmış işadamlarından Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar haber sitemize özel açıklamalarda bulundu. Şu anda ortamın gayrimenkul alımı için çok uygun olduğuna dikkat çeken Alemdar şu değerlendirmeleri yaptı; “Perşembe günü yapılacak Merkez bankası açıklamasındaki faiz düşüş oranlarını “şu anda piyasa fiyatladı” diye düşünüyorum. Dolayısıyla yarın merkez bankası faiz düşüşü yapsa bile doların yukarı gideceğini düşünmüyorum aksine geri gideceğini düşünüyorum. Yaklaşık 15-20 günden beri bu sürekli fiyatlanıyor. Doların bu seviyelerden önümüzdeki dönemlerde yani 2022 yılının ilk 6 ayında tekrar 8,50 seviyelerine dönüp kâr realizyonu yapılacağını düşünüyorum. Şu anda dolarını bozduranlarında kesinlikle borsaya gittiğini düşünüyorum. Borsanın da önümüzdeki dönemde yine artış yaparak oradan da ciddi bir şekilde kâr elde edilebileceğini düşünüyorum. Onun için dolar daha da yükselecek diye düşünerek insanlar dolar alırsa yanılmış olurlar. Bunlar tabii ki bir yatırım tavsiyesi değildir. Benim şahsi görüşlerimdir. “Bu benim tezimdir” Onun dışında söyleyebileceğim tek bir şey var. Hazır Dolar ve Euro % 50 prim yapmışken daireler henüz % 25 fiyatlandı. Dolayısıyla şu anda dövizde olanların dövizlerini bozdurarak daire almalarını tavsiye ediyorum. Çünkü yılbaşından sonra bu fiyatlara daire bulmaları imkânsız hale gelecek. Çünkü emtia fiyatlarında çok ciddi artış var ve bunların yansımalarını da önümüzdeki dönemde inşaat sektöründe göreceğiz. Şu anda Bolu’da daire fiyatları yüksek diyenler asıl daire fiyatlarının 2022’de nasıl olacağını daha iyi görecekler. Çünkü yeni fiyatlardan, yeni emtia fiyatlarından, yeni işçiliklerden, yeni maliyetlerden yeni satışlar olacak. Bu anlamda da ben bu fırsatı değerlendirenlerin başarılı olacağını düşünüyorum. O yüzden şu ortamda bence dolar değil gayrimenkul almak lazım. Bu benim tezimdir. Tutacağını düşünüyorum…”
Abdullah Alemdar’dan İnşaat Sektörünün Kaderini Değiştirecek Öneri!
Abdullah Alemdar’dan İnşaat Sektörünün Kaderini Değiştirecek Öneri!
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, İnşaat sektörünün şu anda tamamen faize odaklandığını söyleyerek; “ Faizler düşüyor, konutların fiyatı yükseliyor. Faiz yükseliyor konutların fiyatı düşüyor ya da sabit kalıyor. Bunun hepsinden parası olan yatırımcı faydalanıyor. Gerçekten ihtiyacı olan insanlar bundan faydalanamıyor. Dolayısıyla bundan faydalanabilmesinin tek bir yolu var. O da bir standardın olmasıdır” dedi. Abdullah Bey, Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), “Hazır Beton Endeksi” Raporu’nu açıkladı. Rapora göre pandemi koşullarındaki iyileşme ve ekonomik normalleşmeye rağmen inşaatta uzun dönemli toparlanma için henüz koşulların gerçekleşmediği görülüyor. Türkiye kamuoyu, yılın son çeyreğinde enflasyon oranlarının düşeceğini bununda faiz indirimine neden olacağı yönünde bir beklenti içine girmiş durumda. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de geçen yıl hemen hemen bu dönemlerde %0,64 gibi bir konut kredisi faiz oranıyla yapılan satışlar neticesinde stoklardaki daireler bitirildi. Hemen akabinde faizlerin normale dönmesi hatta normalinde üstüne çıkması neticesinde sektörde bir durgunluk hâkim oldu. İnşaat sektöründe çarklar çok hızlı dönmüyor. Tepkiler diğer sektörlere oranla daha geç geliyor çünkü biz uzun vadeli işler yapıyoruz. Ha deyince üretimi artırmak ha deyince üretimi durdurmak imkânsız. İmalatta ya da diğer sektörlerde talebe göre üretimi hemen arttırabiliyorsunuz ya da azaltabiliyorsunuz. Tek vardiyadan 2 ya da 3 vardiyaya çıkabileceğiniz gibi 3 vardiyadan tek vardiyaya düşürebiliyorsunuz. Hatta mesai koyup süreyi uzatıp üretimi arttırabiliyorsunuz. Ama bizim inşaat sektöründe canlılık devam ederken faiz oranları yükselse bile mevcut inşaatları bitirmek durumundasınız. Aynı şekilde oranlar düştüğünde de inşaatlara başlasanız bile -daireleri oluşturalım, satalım- dediğinizde de minimum 8 ya da 10 aylık bilemediniz 12 aylık bir süreye ihtiyaç duyuyorsunuz. Bütün bunları göz önüne aldığınızda sektörün buna yavaş tepki vermesi normal. Buna ilaveten birde beklenti oluştu. “Geçen yıl faizde yaşanan düşüş oranları vatandaşlarımız da beklenti oluşturmaya devam ediyor” Faiz oranlarıyla alakalı olarak şu andaki oranlara baktığımızda % 19’lar seviyesinde seyreden bir enflasyon oranını söz konusu… Bu oranı göz önüne alırsak geçen yılda Kasım-Aralık aylarında ortalama 2,30 aylık artış, 14,03 tüketici fiyatları endeksi oluştuğunu ve 12 aylık enflasyonun da % 12 civarında oluştuğunu düşündüğümüzde ortalama olarak % 16 gibi bir enflasyon beklentisini uzmanlar söylüyor. Eğer % 16 oranında bir enflasyon beklentisi oluşursa tabi ki bunu bir fırsat bilip tekrardan konut kredilerinde bir faiz oranlarının olması muhtemeldir. Fakat bunun yılın son çeyreğine yetişip yetişmeyeceği konusunda biraz tereddütlüyüm. Çünkü zaman çok daraldı. Gerçekçi olmak gerekirse 2022 yılının Ocak, Şubat, Mart ya da Nisan aylarına doğru sarkabileceğini de düşünüyorum. İlla ki konut sektöründe bir faiz düşüşü gerçekleşecek. Bu gerçekleşmediği takdirde Türkiye’de ki konut ve inşaat sektörünün aynı ivmede devam etmesi mümkün olmayacaktır. Şu anda beklentimiz bu yöndedir… Abdullah Bey, Kredi faiz oranlarının düşürülme beklentisinin sonuçlarına göre tüketicilerin alımlara ağırlık vereceği gerçeği, sektörde kabul gören bir anlayış olarak karşımızda duruyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Benim bu konudaki düşüncelerim en başından beri sabit. Bu konuyu Bolu Ticaret ve Sanayi Odasında da, yukarıya verdiğimiz raporlarlarda da, katıldığım her platformda da yazılı ya da sözlü olarak sürekli dile getiriyorum. Burada artık bir politika üretilmesi gerekiyor. Bu politikanın da hangi hükümet ya da sistem gelirse gelsin mutlak surette bu politikayı devam ettirmesi gerekiyor. Bu politika projesinin sosyal devlet ilkesi doğrultusunda hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu projenin şu şekilde olması benim şahsi kanaatimdir; İlk kez ev alacaklar, gaziler, mağdurlar, belli bir gelir düzeyinin altında olanlar, gerçek hak sahiplerine devletimizin belli bir oranda örneğin; 0,98 üzerinden sabit oranlı olarak bunları kredilendirmesi gerekiyor. Bunun dışında yatırım yapacak olanlar, ikinci ya da üçüncü evini alacak olanlar ya da benzeri durumdaki kesimler içinde o günkü piyasa faiz oranlarından faydalanmamak şartıyla normal bankaların faiz oranlarından kendi yatırımlarını yapabilmeleri gerekiyor. Şayet piyasa faiz oranları 0,98 oranının altına düşerse bu durumda da devletin arada ki 0,30’luk ya da 0,40’lık farkı yine aynı şekilde bu vatandaşlara yansıtması gerekiyor. Bunu devletimizin 0,30’luk ya da 0,40’lık farkı Türkiye gerçeğinde sürekli olarak ilk ev alacaklara, evlenenlere, mağdurlara, bakıma muhtaç olanlara yani bu kapsama girebilecek olanlara bir tanım yapıp bunun içersinde bunu çözmesi gerekiyor. Bu bize neyi getirecek? Bu bize sektörde istikrarı getirecek. Bizim sektörümüz şu anda tamamen faize odaklanmış durumda. Faiz düşüşünü bekleyen bir sektör konumuna geldi. Faiz düşüşünde de yine bahsettiğim kesim faydalanamıyor çünkü hazırlıksız yakalanıyor. Peşinatı olmuyor bazı birtakım şeyleri olmuyor. O yüzden bizim bunu belli bir çizgiye ve standarda getirmemiz gerekiyor. İnsanların,- ben kenara 100 bin lira ayırırsam ben her durumda devletin bana verdiği sosyal devlet anlayışıyla piyasa faiz oranının 0,30 / 0,40 bandı altında kredi kullanabilecek ve bu konuta sahip olabileceğim- noktasını bilmesi gerekiyor. Bu ilk olarak konutlarda fiyat istikrarını getirecek. Çünkü faiz düşüyor konutların fiyatı yükseliyor. Faiz yükseliyor konutların fiyatı düşüyor ya da sabit kalıyor. Bunun hepsinden parası olan yatırımcı faydalanıyor. Gerçekten ihtiyacı olan insanlar bundan faydalanamıyor. Dolayısıyla bundan faydalanabilmesinin tek bir yolu var. O da bir standardın olması. Piyasada özel bankaların vermiş olduğu konut kredi faiz oranlarının 0,30 ya da 0,40 oranının altında devlet bu bahsettiğim tanımlanmış kişilere öncelik tanımalı. Bu durum, sektörde dönen konut satışlarının % 50’sini sabitlemek demektir. Bu durum hem inşaat sektöründe çalışan bizlerin hem devletin, hem de konut alıcılarının artık kafasından faiz oranlarını çıkarması demektir. Bizde yatırımlarımızı yaparken şunu bileceğiz. Bizim % 50 civarında potansiyel müşterimiz var. Biz bu potansiyel müşterimize sürekli olarak bunu satabileceğiz. Dolayısıyla buna göre üretim yapacağız. Şimdi biz üretim yapıyoruz elimizde kalıyor. Üretim yapmıyoruz, talep geliyor konut fiyatları yükseliyor. Bunu çözmenin tek yolu istikrardır. İstikrar içinde sistem ve sisteme uygun bir proje lazımdır. Bu sistemi hayata geçirdiğimiz takdirde Türkiye’de bundan sonra kesinlikle konut kredisi faizi konuşulmaz. Ben bunu iddia ediyorum. Son günlerde konut fiyatlarının artması nedeniyle kiralarda da doğal olarak ciddi oranlarda artışlar yaşanıyor. Bolu’da geçen yıl 700-800 lira civarında olan bir evin şu anda 1200 lira civarında olduğunu gözlemliyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Konut fiyatları neden bu kadar hızlı artıyor? Bizim ilkokul dönemlerimizde bize bir çarpma, bölme işlemi yapıldığında öğretmenlerimiz birde sağlama yaptırırdı. Sağlama çok önemliydi. Yaptığınız işin doğru mu? Yanlış mı? Olduğunu görmeniz için mutlaka bir sağlama yapılması gerekirdi. Buradan hareketle bizim sektörümüzde de, genelde Türkiye ekonomisinde de bir sağlama yapılıyor. Bu sağlama şu şekilde yapılıyor; Tüketici fiyat endeksiyle, üretici fiyat endeksi arasında şu anda yaklaşık olarak 26 puan var. Bizim İnşaat sektöründe üretici fiyat endeksleri ilk önce yükselen endekstir. Örneğin demir % 140 zamlandı. Ama bu zammın dairelere yansıması % 10 ya da % 15 oldu. Bunun bize yansıma süreci aynı çarpma- bölme matematiğindeki gibi işlemin sonunda ancak gerçekleşecek. Yani işlemin sonu için bizim bir süreye ihtiyacımız var ve bu süre içersinde de şu anda geldiğimiz nokta itibariyle ben bu farkın henüz daha % 20’sinin konutlara yansıdığını düşünüyorum. Burada geride en az % 25’lik daha konut fiyatlarında artışımız olacak. Piyasa şartlarına göre konut fiyatlarının yüksek göründüğünü bende kabul ediyorum. Yüksek olan bir ürünü satmak her zaman zordur. Bende isterim ki fiyatlar düşük olsun. Bende daha uyguna daha hızlı satayım, daha çok sürüm yapayım ve daha çok kâr elde edeyim. Böyle bir şey mümkün olmuyor. Buradan sebeple mevcut daireler satılamadığı için üretim enflasyon farkından dolayı yavaşladığı için piyasada kiralık konut noktasında sıkıntı oluştu. Kiralık konut noktasında oluşan bu sıkıntı kira fiyatlarını bu noktalara çekti. 700-800 liralık konutlar, 1200- 1500 liralık bandına kadar yükseldi. Tabi ki zaman içersinde bizim fiyatlarla karşılıklı denge sağlanacaktır. Bizdeki satış matematiğinde hep şu vardır; “Bir yatırım ne kadar sürede geri dönüyor?” Bir yatırımın getiri süresi de getirdiği kira oranıyla alakalıdır. 1500 liralık konutun geri dönüş süresiyle 800 liralık bir konutun geri dönüş süresi tabi ki aynı değildir. Dolayısıyla piyasa kendi içersinde az önce bahsettiğim sağlamayı zaman içersinde yapacaktır. Önümüzdeki 5-6 ay içersinde benim beklentim tüketici fiyatları endeksi ile üretici fiyatları endeksi arasındaki % 26’lık oranının konut fiyatlarına yansıyacağı yönündedir. Kiralar, kira getirileri ve konut fiyatları daha önce bizim kabul gören 120 ay, 150 ay yerine göre 180 ay gibi normlarda dengelendiği takdirde bunlar oturacaktır. “Şu anda hem konut fiyatlarında, hem de kiralarda bir dengesizlik var” Bunun sebebi de matematiğin sonucundaki o dengelemenin henüz sağlanabilmiş olmamasından kaynaklanmaktadır. İşlem tam oturmadı. Bunu bekliyoruz şu anda… Buradaki asıl unsur arz-talep meselesidir. Şimdi insanlar gelir düzeyi itibariyle konut alamadığı için genellikle kiraya yöneliyorlar. Hazır konutları da bu fiyatlardan ve bu oranlardan kimse satmak istemiyor. Dolayısıyla böyle bir makas açılması var. Bunun tek bir çözümü vardır. İnsanların gelir düzeyini yükseltmek. İnsanlarımızın gelir düzeyini yükseltmemiz gerekiyor ki biz bunların 3’nü yani konut fiyatlarını, kiraları ve gelir düzeyini dengeleyebilelim. Çünkü bunlar tamamen birbirine bağlı. Bunları dengeleyebildiğimizde biz sağlamayı yapmış olacağız. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 22’inci yıl dönümü vesilesiyle açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, 2019 yılında yürürlüğe giren yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritası incelendiğinde nüfusumuzun yüzde 70’ten fazlasının deprem tehlikesi yüksek bölgelerde yaşamakta olduğunun görüldüğünü ve Türkiye’de depreme dayanıksız olan 6,7 milyon konutun acil olarak yenilenmesi gerektiğini söyledi. Özellikle 90’lı yıllardan önce inşa edilen yapıların mutlaka yenilenmesi gerektiğine dikkat çekti. Bolu ölçeğinde bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz? Ben Türkiye genelinden Bolu’yu ayırıyorum ve biraz daha farklı bir noktaya koyuyorum. Bolu gelişen bir il. Bolu gelişimini de son 30-40 yıl içersinde gerçekleştirdi. İlimizin 30 yıl önceki nüfusu ile 30 yıl sonraki nüfusunu kıyasladığımızda ve 30 yıl önceki yapıların miktarı ile şu anki yapıların adetlerini karşılaştırdığımızda zaten 2000 yılı öncesinde yapılan konut sayısı şu anda yapılan konut adetlerine göre son derece düşük bir oranda kalıyor. Bunlarında bir kısmı kentsel dönüşüm sayesinde bir kısmı da bizim Müteahhit arkadaşlarımızın özverili çalışmaları sonucunda belli bir noktaya kadar getirildi. Yani bugün İstanbul ile Ankara ile ya da Büyükşehirler ile kıyasladığımızda Bolu’daki gecekondu mahallesi mantığı yok denecek kadar azdır. Eski yapılar, büyükşehirlere göre yok denecek kadar azdır. Olanlarda genellikle tek katlı ve İki katlı yapılar. Bunların dışında 90 öncesinde yapılan kooperatifler var. Bu kooperatiflerden site bazında yapılan 100 daire ve üzeri olan yapıların yine aynı şekilde 90 öncesi Müteahhitler tarafından yapılan yapıların mutlaka gözden geçirilerek yenilenmesi gerekiyor. Oran olarak düşüğüz ama bu -yapmayalım, yıkmayalım, yenilemeyelim - demek değildir. Bunlarında mutlaka yenilenip tamamının 99 sonrası yönetmeliğe uygun hale getirilmesi ve yeni deprem şartnamesine göre yapılması ve insanların “deprem öldürmez yapı öldürür” mantığından tamamen çıkarılması lazım. Yani yapılarımızı sağlamlaştırıp, insanlarımızı koruma altına almamız lazım. Son olarak neler söylemek istersiniz?Türkiye ve Dünya zor bir dönemden geçiyor, Bu şartlar altında yapmamız gereken en güzel şey bence herkesin kendi işine odaklanmasıdır. “ Kendi işimi nasıl daha iyi yapabilirim?”, “Kendi işimde daha iyi sonuçları nasıl alabilirim?” noktasında herkesin kendisini motive etmesi gerekiyor. Bu dönemde şuna inanıyorum. Benimde geçmişte farklı sektörlerle ilgili bu tip hatalarım oldu. Mümkünse herkes bildiği işi yaparsa, bildiği işte yürür ve tecrübe kazandığı işte bir yere gelmeye çalışırsa bence çok daha güzel günler bizleri bekliyor olacak. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak.”
Abdullah Alemdar; ‘ Bize de o katkıları versinler, TOKİ’ den daha uygun fiyata daire vereceğimizin sözünü veriyorum’
Abdullah Alemdar; ‘ Bize de o katkıları versinler, TOKİ’ den daha uygun fiyata daire vereceğimizin sözünü veriyorum’
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar Bolu Objektif Haber sitesine verdiği özel röportajda çok önemli tespitler yaptı.Abdullah Bey, konut satış maliyetleri artınca kâr marjları düşüyor. Buna yüksek kredi faizi nedeniyle azalan satışları ekleyince konut geliştiriciler, yeni proje geliştirmek yerine eldeki stoğa odaklanabiliyor. Yeni yatırımların olmayışı da istihdamı da etkiliyor. Bazı kesimler, bu zorlukların aşılması için öncelikle arsanın projedeki payının Avrupa'daki gibi yüzde 15-30 Aralığına gerilemesi gerektiğini ifade ediyor. Örneğin; 1 milyon dolar değerinde bir konut için uygulanan vergi Avrupa'da yüzde 3.8, dünyada yüzde 3.3, Türkiye'de ise yüzde 4 seviyesinde. Bu oranlar hakkında neler söylemek istersiniz?Bu inanılmaz bir tespit. Çok güzel ve harika bir soru. Bunun için teşekkür ediyorum. Şu anda en büyük sıkıntılarımızdan biri arsa maliyetleri. Türkiye’deki arsa maliyetlerinin ne bir çizgisi var. Ne de bir trendi var. Kredi faizlerinin düşmesi, doların yükselmesi ya da inmesi, arsa üretiminin azalması gibi faktörler arsa bedellerinin yükselmesine sebep oluyor. Bunlar sonuçta en son olarak tüketicilerden çıkıyor. Son tüketici kim? Evi olmayanlar, garibanlar, dünyada bir evi ve arabası olması için çalışan insanlar. Sizin bunları onlara daha ucuza sunmanız için daha uygun bir fiyattan bize arsa sunmanız lazım. Siz bana Müteahhit olarak uygun arsayı sunabilirseniz. Bende uygun projeyi yapıp o müşterime uygun daireyi sunabilirim. Neticede müteahhitlik kârı dünyanın her yerinde 3 aşağı 5 yukarı bellidir. Yani bizim afakî oranlarda bir kâr beklentimiz hiçbir zaman olmadı. Bundan sonra da olmayacaktır. Neticede bizde ayakta durmak zorundayız. Biz sadece ayakta durarak kendi firmamızı, kendi personelimizi, kendi ekibimizi belli bir noktaya taşıma noktasında kârlılık istiyoruz. Onun için bu arsa maliyetleri ve arsaların satış değerleri ile ilgili mutlaka bir çalışma yapılması gerekiyor. Bunların makro planlarla yapılması lazım. 10, 20, 30 sene sonrasını, şehirdeki nüfus artış hızını, boşananların, yaşlanacak olanların neler olduğunu, ne kadar öğrenci geleceğini ve mevcut konutların eskime süreçlerinin planlanması lazım. Çünkü 20 sene 30 sene önce yaptığımız konutlar artık eskiyor ve bunlarda artık insanlar oturmak istemiyor. Bunların fizibilitesi yapılacak, yenilenecek mi? yoksa yıkılıp yeniden mi yapılacak? Tüm bunların planlanması lazım. Bunun içinde iller bazında- ülke çapında olursa işleyeceğini pek düşünmüyorum- içinde her kesimden insanın olduğu, uzmanlardan oluşan bir birim kurulup bunların hazırlayacağı planlamalar noktasında ayarlanması lazım ve belli marjların konulması lazım. Burada haksız rekabette doğuyor. Haksız rekabeti zaten baştan beri konuşuyoruz. Türkiye’deki her sektörden herkes her işi yapıyor. Türkiye’de herkes her işi yaptığı sürece ne bu arsa bedelleri geriye gider ne de bu iş düzelir. Gazeteci gazeteciliğini yapsın, fırıncıysa fırıncılığını yapsın. Yani herkes mesleği neyse, neyi iyi biliyorsa onu yapsın. Herkes, hangi süreçlerden geçmesi gerekiyorsa, hangi belgeleri alması gerekiyorsa o süreçlerden geçsin o işi yapsın. Çıraklığını, kalfalığını yapmadığın bir işin ustalığını yapmaya kalkmanın hiçbir manası yoktur. Gerçekten de bu arsa maliyetlerini düşürmemiz gerekiyor. Burada TOKİ bir dönem uygun evler sundu. Devlet, TOKİ’ye bedelsiz arsa verdi. Üstüne istediği kadar kat çıkma hattı verdi ama geldiğimiz noktada TOKİ’de bana göre sınıfta kalmış durumda. Sebebi şudur; enflasyon oranları yükseldiği için TOKİ’ye şu anda ödeme yapan vatandaşlarımızın tamamının aldığı evler bizim sattığımız evlerin fiyatlarının üzerine çıkmış durumda. Bu durumda ayrı bir handikap. Bu durumu da bir şekilde çözmeleri gerekiyor çünkü vatandaşlarımıza uygun fiyatlardan hesaplı konut veriyoruz ama sonrasında gelen maliyet yükü ile birlikte vatandaşlarımız yine o maliyet yükü altında eziliyor. Yani bize o bedelsiz arsaları verseler, bize isteğimiz katları verseler, TOKİ’den daha uygun fiyata daire vereceğimizin sözünü veriyorum. Netice de bizde Alemdar İnşaat olarak faizsiz ve bize ödemeli senetsiz satışlar yapıyoruz. Sonuçta tüm bunları birlikte yaşıyoruz ve görüyoruz. Zaten bizim işimizin % 45’i arsa maliyeti. Bunu çıktığınız zaman benim daire fiyatım nerelere düşer bir düşünün yani… Bizde katlar maksimum 3 kat ya da 5 kat. Onda ise10 kat gelip yapıyor adam. Ben bunla rekabet ediyorum ya da etmiyorum. Yani bu ülkede adalet varsa adalet herkese eşit olur. Yoksa da bu durum böyle sürer gider…Son olarak neler söylemek istersiniz?Son olarak şunu söylemek istiyorum. Ben sosyal medya ve benzeri ortamlarda paylaşımlar yaparak insanlarla polemiğe giren birisi değilim. Öncelikli olarak Atatürkçü ve Milliyetçi bir adamım. Bunu kesinlikle her platformda söylerim ve altını çizerim. Milliyetçiliğim üzerine hiç kimseye laf ettirmem. Son dönemde özellikle yapılan bir şey var ülkemizde. İyi yapılana da iyi demiyoruz, kötü yapılana da bazen kötü demiyoruz. Hep beraber iyi yapılan bir şeye “iyi “ diyeceğiz. Hep beraber kötüyse de “kötü” diyeceğiz. Eğer bir şey iyiyse ve onu hep beraber iyiliğe taşıyamıyorsak o zaman bizim iyiliğimizin bir anlamı kalmaz. Eğer bir şey kötüyse ve orada susuyorsak ve ona kötü diyemiyorsak o zamanda yine kötülüğümüzün bir anlamı kalmaz. Yani en başta ben olmak şartıyla herkesin aklını başına alması gerekiyor. Bu ülke hepimizin. Bu ülkenin başına bir sürü felaketler gelirken politika yapmanın hiç kimseye bir faydası yoktur. Hangi kesimden olursa olsun politikayı bir kenara bırakalım. Öncelikli olarak bu ülkeyi nasıl kalkındırırız? İnsanlarımızın gelir düzeyini nasıl yükseltiriz? Nasıl sosyal bir devlet oluruz? Nasıl daha iyi günlere geliriz? Bunun üzerinden gitmemiz gerekiyor bence. Açıkçası son dönemdeki söylemlerin hiçbirine katılmıyorum. Hepsini birden toptan eleştiriyorum. Ortak müşterekler mutlaka vardır. Ortak müştereklerde buluşmasını bildiğimiz zaman insan oluruz. Şu anda en büyük sorunumuz insan olabilme sorunudur.
Abdullah Alemdar; ‘Bu sistemi hayata geçirdiğimiz takdirde Türkiye’de bundan sonra kesinlikle konut kredisi faizi konuşulmaz’
Abdullah Alemdar; ‘Bu sistemi hayata geçirdiğimiz takdirde Türkiye’de bundan sonra kesinlikle konut kredisi faizi konuşulmaz’
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar’ın Bolu Objektif Haber Sitesine verdiği özel röportaj tüm hızıyla sürüyor…Abdullah Bey, Kredi faiz oranlarının düşürülme beklentisinin olumlu ya da olumsuz sonuçlanmasıyla tüketicilerin alımlara ağırlık vereceği gerçeği, sektörde kabul gören bir anlayış olarak karşımızda duruyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?Benim bu konudaki düşüncelerim en başından beri sabit. Bu konuyu Bolu Ticaret ve Sanayi Odasında da, yukarıya verdiğimiz raporlarlarda da, katıldığım her platformda da yazılı ya da sözlü olarak sürekli dile getiriyorum. Burada artık bir politika üretilmesi gerekiyor. Bu politikanın da hangi hükümet ya da sistem gelirse gelsin mutlak surette bu politikayı devam ettirmesi gerekiyor. Bu politika projesinin sosyal devlet ilkesi doğrultusunda hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu projenin şu şekilde olması benim şahsi kanaatimdir; ‘İlk kez ev alacaklar, gaziler, mağdurlar, belli bir gelir düzeyinin altında olanlar, gerçek hak sahiplerine devletimizin belli bir oranda örneğin; 0,98 üzerinden sabit oranlı olarak bunları kredilendirmesi gerekiyor. Bunun dışında yatırım yapacak olanlar, ikinci ya da üçüncü evini alacak olanlar ya da benzeri durumdaki kesimler içinde o günkü piyasa faiz oranlarından faydalanmamak şartıyla normal bankaların faiz oranlarından kendi yatırımlarını yapabilmeleri gerekiyor. Şayet piyasa faiz oranları 0,98 oranının altına düşerse bu durumda da devletin arada ki 0,30’luk ya da 0,40’lık farkı yine aynı şekilde bu vatandaşlara yansıtması gerekiyor. Bunu devletimizin 0,30’luk ya da 0,40’lık farkı Türkiye gerçeğinde sürekli olarak ilk ev alacaklara, evlenenlere, mağdurlara, bakıma muhtaç olanlara yani bu kapsama girebilecek olanlara bir tanım yapıp bunun içersinde bunu çözmesi gerekiyor. Bu bize neyi getirecek? Bu bize sektörde istikrarı getirecek. Bizim sektörümüz şu anda tamamen faize odaklanmış durumda. Faiz düşüşünü bekleyen bir sektör konumuna geldi. Faiz düşüşünde de yine bahsettiğim kesim faydalanamıyor çünkü hazırlıksız yakalanıyor. Peşinatı olmuyor bazı birtakım şeyleri olmuyor. O yüzden biz bunu belli bir çizgiye ve standarda getirmemiz gerekiyor. İnsanlar,- ben kenara 100 bin lira ayırırsam ben her durumda devletin bana verdiği sosyal devlet anlayışıyla piyasa faiz oranının 0,30 / 0,40 bandı altında kredi kullanabilecek ve bu konuta sahip olabileceğim- noktasını bilmesi gerekiyor. Bu ilk olarak konutlarda fiyat istikrarını getirecek. Çünkü faiz düşüyor konutların fiyatı yükseliyor. Faiz yükseliyor konutların fiyatı düşüyor ya da sabit kalıyor. Bunun hepsinden parası olan yatırımcı faydalanıyor. Gerçekten ihtiyacı olan insanlar bundan faydalanamıyor. Dolayısıyla bundan faydalanabilmesinin tek bir yolu var. O da bir standardın olması. Piyasada özel bankaların vermiş olduğu konut kredi faiz oranlarının 0,30 ya da 0,40 oranının altında devlet bu bahsettiğim tanımlanmış kişilere öncelik tanımalı. Bu durum, sektörde dönen konut satışlarının % 50’sini sabitlemek demektir. Bu durum hem inşaat sektöründe çalışan bizlerin hem devletin, hem de konut alıcılarının artık kafasından faiz oranlarını çıkarması demektir. Bizde yatırımlarımızı yaparken şunu bileceğiz. Bizim % 50 civarında potansiyel müşterimiz var. Biz bu potansiyel müşterimize sürekli olarak bunu satabileceğiz. Dolayısıyla buna göre üretim yapacağız. Şimdi biz üretim yapıyoruz elimizde kalıyor. Üretim yapmıyoruz, talep geliyor konut fiyatları yükseliyor. Bunu çözmenin tek yolu istikrardır. İstikrar içinde sistem ve sisteme uygun bir proje lazımdır. Bu sistemi hayata geçirdiğimiz takdirde Türkiye’de bundan sonra kesinlikle konut kredisi faizi konuşulmaz. Ben bunu iddia ediyorum.Günümüzde konut satışlarını en çok etkileyen faktörlerden biri de projenize dijital yatırım yapmaktan geçiyor. Alemdar İnşaat olarak bu konuda ciddi yatırımlar yaptığınızı biliyoruz. Bu konu da neler söylemek istersiniz?Günümüzde sadece bizim sektörümüzle alakalı değil tüm sektörlerle alakalı olarak internet ve birebir satışlar olsun tamamında dijital mecrayı kullanmak çok önemli bir hale geldi. Önceden gazeteleri alıp sarı sayfalardan konut ilanlarına bakardık ama artık bunların hepsi tarih oldu. Bizde bu anlamda Bolu özelinde öncü firmalardan birisiyiz. Kesinlikle tüm yenilikleri ilk uygulayan firma olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Bizi de diğer firmaların takip etmesi bize hem onur hem de gurur veriyor. Bolu’da gerçekten bu işi çok iyi yapan arkadaşlarımız var. Hem inşaat firmaları bu işi çok iyi beceriyor hem de ajanslar bu konuda bayağı iyi bir noktaya geldi. O anlamda sosyal medyayı biz kullanıyoruz. Biz bunu kesinlikle bir rekabet olarak görmüyoruz. Osmanlıdan gelen bir gelenek vardır. Osmanlı bir çarşıda aynı esnafları aynı sıraya koyar. Bu hem esnaflar arası dayanışmayı getirir hem de esnafların kalitesini yükseltmesine sebep olur. Örneğin aynı sırada 10 tane esnafsak bunun 8 tanesi çok iyi satış yapıyor geriye kalan 2 tanesi satış yapamıyorsa satış yapamayan esnaf tekkesini önüne alarak “ben niye yapamıyorum? diye düşünür ve onların yaptığını yapmaya başlar. Dolayısıyla iyilik iyiliği doğuracak ve herkes bundan faydalanacak. Biz her zaman şunun derdindeyiz. Herkes iyi olursa biz zaten iyi oluruz.
Abdullah Alemdar inşaat sektörünün canlanacağı tarihi açıkladı
Abdullah Alemdar inşaat sektörünün canlanacağı tarihi açıkladı
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, Bolu Objektif Haber sitesine verdiği özel röportajda inşaat sektörünün gerek ülkemizde gerekse de ilimizdeki seyri ile ilgili önemli tespitler yaptı. Alemdar; “Eğer bir evde 2 kişi çalışıyorsa ve bir tanesinin maaşını yatırıma dönüştürebiliyorsak o zaman piyasa canlanıyor. Araba alacaksa da bu şekilde alıyor. Ev alacaksa da bu şekilde alıyor. Yatırım yapacaksa da bu şekilde yapıyor. Şu anda gördüğüm kadarıyla iki asgari ücretli ancak hayati ihtiyaçlarını karşılayıp çocuğunun eğitim masraflarını karşılayıp ayakta durabiliyor. O yüzden ciddi anlamda bir gelir artışının olması gerekiyor. Ekonominin 2022 yılı başlarında daha rahat bir çizgiye oturacağını düşünüyorum” dedi.Abdullah Bey, 2018'den itibaren daralma eğiliminde olan inşaat sektörü, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını sebebiyle uygulanan kısıtlamalar, yükselen hammadde fiyatları ve lojistik gibi sorunlar yüzünden olumsuz etkilendi. Yükselen maliyetlere ve konut kredisi faizlerine ilişkin neler söylemek istersiniz? Bolu’da süreç nasıl bir gelişim çizgisi gösterdi?12 Ağustos 2018 tarihinden itibaren o dönemdeki kur etkisi ve piyasaların daralmasıyla birlikte faizlerin aşırı yükselmesi neticesinde 2019 sonlarına kadar süren yaklaşık 1,5 yıllık bir kriz dönemi yaşadık. 2020 yılı başı itibariyle sektör canlandı. Yıl ortasına doğru konut faizlerinde yapılan 0,64 dampingi ile birlikte otomatikman 3-4 aylık süren ve sektöre ciddi manada para girişinin olduğu bir süreç yaşadık. Bunun akabinde tekrar faizlerin ve doların yükselmesi neticesinde hammadde ve lojistik faaliyetlerinde neredeyse % 100’ün üzerinde artışlar gösterdi. Buna birde konut kredi faizlerinin yükselmesi eklenince satışlar neredeyse durma noktasına geldi. Bolu’da ki süreç ülke genelinden farklı seyretmiyor. Bolu’nun sadece şöyle bir avantajı var; Biz göç alan bir kentiz. Covid-19 sürecinde bu göç alma sürecimiz doğal olarak biraz yavaşladı. O anlamda bize etkiledi ama neticede göç aldığımız için artan nüfus artışımız ile birlikte elimizdeki konutları eritme şansı bulabiliyoruz. Diğer göç veren illere göre bu anlamda avantajlı olduğumuz söylenebilir. Bolu’da geçtiğimiz yıl bu zamanlarda ciddi anlamda bir konut stoğu vardı. 2020 yılında çıkan faiz indirimi ile bu stoklar ciddi anlamda azalmıştı ama o günden bugüne yine konut stoğu ilimizde artmaya başladı. Maliyetlerinde artmasıyla birlikte satışlar noktasında da hem faizlerin yükselmesi hem de konut maliyetleri ve fiyatlarının yüksek olması yüzünden otomatikman bir duraklama sürecine girmiş bulunuyoruz. Bu açıdan ülke özelinden çok daha farklı bir çizgi izlediğimiz söylenemez.İnşaat sektörü 2021 yılına bir önceki yıla oranla göreceli olarak daha rahat girdi. Bunun en belirgin nedenlerinden biride 2020 yılında konut satışlarını destekleyen kredi olanakları neticesinde gelen yoğun taleplerin olmasıydı. Bu sayede, likidite olanaklarının pozitif yansımasıyla hareketlenmeler inşaat üretim bandına da yansıdı. Yılın kalan yarısında, aşılamanın olumlu sonuçlanması ve yasakların temmuz ayından itibaren kalkmasıyla beraber, ülke genelinde ekonomik hareketlenmelerin belirgin bir hızda ivme kazanacağı öngörülüyor… Bu konuda ki değerlendirmenizi öğrenebilir miyiz?2020 yılında yapılan faiz düşüşleri konut sektörünü ciddi anlamda rahatlattı. Şöyle bir gerçek var; Bizim satışlarımızın çok büyük bir bölümü kredili satıştır. Peşin parayla daire alımını ancak yatırım amaçlı daire alacak olan müşterilerimiz yapıyor. Orta sınıf ve ilk defa ev alacak olanların hemen hemen % 90’nı kredili almak zorunda. Böyle olunca da konut kredisi faiz oranları çok önemli bir hale geliyor. Bunun dışında sektörü etkileyen bir değer indeks inşaat maliyetlerindeki ciddi artış. İnsanların gelir düzeylerinin bu dönemde gerilemesine paralel olarak inşaat maliyetlerinin yükselmesi aradaki makası çift yönlü olarak açmış durumda. Bunun tersine dönebilmesi için ben iki seçenek olduğunu düşünüyorum. İlki insanların gelirlerinin artırılması, ikincisi de faiz oranlarının ciddi oranda düşürülmesi. İnşaat maliyetleri çok fazla yükseldiği için ben bunlarında yetmeyeceğini düşünüyorum. O yüzden ben bu sürecin 3 ya da 5 ayda hemen çözülebileceğini düşünmüyorum. En azından önümüzdeki yılbaşı itibariyle asgari ücrette ciddi bir artış olduğu takdirde yani insanların gelir düzeyi yükseldiği takdirde böyle bir ivmenin olabileceğini düşünüyorum. Eğer bir evde 2 kişi çalışıyorsa ve bir tanesinin maaşını yatırıma dönüştürebiliyorsak o zaman piyasa canlanıyor. Araba alacaksa da bu şekilde alıyor. Ev alacaksa da bu şekilde alıyor. Yatırım yapacaksa da bu şekilde yapıyor. Şu anda gördüğüm kadarıyla iki asgari ücretli ancak hayati ihtiyaçlarını karşılayıp çocuğunun eğitim masraflarını karşılayıp ayakta durabiliyor. O yüzden ciddi anlamda bir gelir artışının olması gerekiyor. Vatandaşlarımızın geliri artarken diğer taraftan da konut kredi faizlerinin ya da faizlerin genel olarak düşmesi gerekiyor. Bir de piyasa da güven indeksi olayı var. İnsanların yatırım yaparken mutlaka geleceğe güvenmesi gerekiyor. Bunun içinde ben 2022 yılının başlarını öngörüyorum çünkü aşılama olmasına rağmen pandemi süreci tam bitmiş değil. Yeni varyantlar ortaya çıkıyor. Bunun dışında ülkemizde son dönemde başımıza gelen felaketler zinciri var. Bunlarla alakalı sonuçlar ve etkileşimler var. Bütün bunları göz önüne aldığımızda ekonominin 2022 yılı başlarında daha rahat bir çizgiye oturacağını düşünüyorum.
Sektör temsilcileri olarak bir orta noktası istiyoruz
Sektör temsilcileri olarak bir orta noktası istiyoruz
Alemdar İnşaat yönetim kurulu başkanı Abdullah Alemdar konut sektöründe kredi unsurunun çok önemli bir olgu olduğunu söyledi. Alemdar; “Kredi bizim işimizin can damarı konumunda. Yani kredi faizleri yükseldiği zaman bizim işler duruyor. Kredi faizleri düştüğü zaman da haddinden fazla hızlanıyor. Biz sektör temsilcileri olarak bir orta noktası istiyoruz” dedi. ‘Sektör temsilcileri olarak bir orta noktası istiyoruz’Eylül çamaşır evi Alemdar İnşaat yönetim kurulu başkanı Abdullah Alemdar ile yaptığımız röportaj tüm hızıyla devam ediyor... Abdullah Bey, Faiz oranlarında gerilemenin başlamasıyla birlikte konut kredisine olan ilginin arttığı bir gerçek. Son 5 yılda el değiştiren konutların yarıya yakınının kredi kanalıyla satıldığı düşünüldüğünde, iç talep ve tüketici kredilerindeki bu hareketliliğin inşaat sektörünün can damarı olmaya devam edeceği belli oluyor. Bu anlamda sürecin daha sağlıklı sürdürebilmesi açısından ne önerirsiniz? Bizim bir gerçeğimiz Kredi. Şu anda Türkiye’de satılan konutların ciddi bir bölümü zaman zaman % 80’lere varan bir bölümü krediyle alınıp satılıyor. Bu şekilde düşündüğümüz zaman kredi bizim işimizin can damarı konumunda. Yani kredi faizleri yükseldiği zaman bizim işler duruyor. Kredi faizleri düştüğü zaman da haddinden fazla hızlanıyor. Biz sektör temsilcileri olarak bir orta noktası istiyoruz. Ne çok düşsün ne çok hızlansın. Belli bir doğrultuda ilerlesin istiyoruz. Fakat ülkemizin gerçekleri de var. Dünya gerçekleri de var. Birde talep ve arz gerçekleri var. Bazen çok fazla arz yapıyoruz talep arz’dan düşük olduğu için fiyatlar geriliyor. Bazen tam tersi oluyor. Talep yükseliyor. Bu sefer bizim arzımız yetişmiyor. Bu durum tamamen faiz olayının çok esnek olmasından kaynaklanıyor. 2018 sonu ve 2019 başı gibi %2,03 ve % 2,30 arası gibi bir faiz oranı uygulanırken şu anda geldiğimiz noktada % 0,64’ü uyguluyoruz. Bu ikisinin arasında nereden baksanız bir daire fiyatı var. Bu durum ister istemez talebi ya patlatıyor ya da öldürüyor. Ben şahsım adına konuşacak olursam istikrardan yanayım. Buradaki rakamları ekonomik anlamda belli bir noktada stabil bir hale getirebilirsek 20 ya da 30 baz puan gibi bir çerçeve içerisinde olursa bu bizim açımızdan da sürpriz olmaz, tüketici açısından da sürpriz olmaz herkes ne zaman ne yatırım yapacağını bilir. Bugün itibariyle çok fazla aşırı bir talep var. Mevduatlarda faiz oranları düşünce. Dolar ve altın geri gelmeye başlayınca ister istemez insanlar paralarını koruyabilmek için konuta ya da gayrimenkule yatırım yapıyor. Bence bu durumda çok sağlıklı bir şey değil. İlerleyen zaman diliminde biz bununda ters etkilerini görebiliriz. Tam tersi faizler yükseliyor insanlar konuttan kaçıyor bu kez gidip altına, dolara, borsaya ya da diğer enstüramanlara kayıyor. Bu durumda yine bizi zor duruma sokuyor. Bundan yana da değilim. Her şeyin bir orta noktasının olması taraftarıyım. Bunun içinde önümüzdeki sürecin bu şekilde ilerlemesini arzu ediyorum. Türkiye ekonomisinin lokomotifi inşaat sektörü, ekonomik ve siyasi risklere karşı oldukça hassas bir konumda... Size göre sektörün o bildiğimiz parlak günlerine dönmesi için nasıl bir yol haritası izlenmeli? Az önce söylediklerim bunun içinde var ama başka kanallarda var. Türkiye’de serbest piyasa ekonomisi var. İsteyen istediği işi yapabiliyor. İsteyen istediği sektöre girebiliyor. Vergi anlamında da inşaat sektörü payanda olarak kullanılıyor. Ben kendi adıma konuştuğum zaman “bildiğim işi yapacağım” diyorum. Bu bana en büyük ders oldu. Bundan sonrası içinde yine diğer sektörlerdeki arkadaşlarımızda bildiği işe yönelirlerse o işlerde istedikleri noktalara ilerlemeyi ya da zirvelere ulaşmayı kendilerine hedef seçerlerse tüm sektörlerde otomatikman bir durulma oluşacak. Ben İnşaatçıysam Kafe sektörüne girmeyeceğim. Kafe sektöründe ki işletmeci de gelip inşaat yapmayacak. Durum bu kadar basit. O zaman ne Kafe sektöründe enflasyon olacak ne de İnşaat sektöründe enflasyon olacak. Dolayısıyla bu iniş çıkışları hep birlikte yaşamayacağız. İnşaat sektörü olsun diğer sanayi sektörleri olsun ben kesinlikle hepsinin korunması taraftarıyım. Biz firma olarak geçmiş dönemde bu kırılganlığa dayandık ama birçok firma dayanamadı. Önümüzdeki dönemde yine bir kırılganlık döneminde yine birçok firmamızı kaybedebiliriz. Bunun sonu yok yani ben şunu anlatmaya çalışıyorum. Biz bu stabilizeyi sağlayabilirsek bütün sektörler rahat eder. Boşu boşuna paralar gitmez. Örnek verecek olursam bir Kafe sektörüne 2-2,5 milyon lira yatırım yapılıyor ama 6 ay sonra kapatılıyor. Bu doğru bir şey değil. İnşaat sektörü de dâhil olmak üzere diğer tüm sektörler de de aynı şey geçerli. Kıt imkânlar var, kıt kaynaklar var. Biz bu kıt kaynakları doğru kullanamadığımız için yeni borçlanmalar, yeni krediler ve yeni hazin sonlara doğru gidiyoruz. Dolayısıyla herkes bildiği işi yapsın. Fırıncı, fırın işini yapsın. Marketçi, marketini yapsın. Bizde inşaatımızı yapalım. Benim söylediğim budur. Sektörün parlak günlere dönmesi için şu an her ortam mevcut ama sektörün tekrar eski günlere dönmesini fırsat bilip yine bu sektöre birçok kişi farklı sektörlerden gelirse çok kısa bir gelecekte yine aynı duruma düşeriz. O yüzden hep aynı şeyi söylüyorum. Bildiğimiz işi yapmakta fayda var.
Bolu önümüzdeki dönemde büyükşehirlerin gözdesi haline gelecek
Bolu önümüzdeki dönemde büyükşehirlerin gözdesi haline gelecek
Alemdar İnşaat yönetim kurulu başkanı Abdullah Alemdar haber sitemize verdiği özel röportajında Bolu’nun ülke genelindeki potansiyeline dikkat çekerek; “Şu an Ankara gibi, İstanbul gibi kentlerde yaşayan insanların ciddi bir kısmı pandemi süreci sonrasında artık bu kentlerde yaşamak istemiyorlar. Ankara ve İstanbul’dan günde ortalama 3-4 kişi beni bu konuda arıyor. Hem daire hem de müstakil ev noktasında ciddi anlamda bir talep var. Bizim sektör olarak buna odaklanmamız gerekiyor” dedi.‘Bolu önümüzdeki dönemde büyükşehirlerin gözdesi haline gelecek’Eylül çamaşır evi Abdullah Bey, artan nüfus, küçülen aile yapısı, evlilik yaşının yükselmesi gibi sosyal, demografik ve ekonomik nedenlerle sektör büyüme potansiyelini koruyor. Son Pandemi süreci sonrasında nasıl bir tablo bekliyorsunuz? 2020 yılının ikinci yarısında inşaat sektörü nasıl bir yol izleyecek, konut fiyatları yükselecek mi?Faizlerin düşmesiyle birlikte birçok arkadaşımız bunu fırsat bilip fiyatları yükseltti. Bu son derece yanlış bir durumdur. Hükümetimiz bir adım atarak “ İnşaatçılarımız elindeki konutları satsın sektördeki tıkanıklık gitsin” diyor. Biz bu adımı ticaret ve sanayi odası olarak ta destekliyoruz zaten. Her türlü gelişmeyi de ticaret odası yönetim kurulu olarak yukarıya bildiriyoruz. Sektör temsilcileri olarak iş dalımızda yaşanan sıkıntıları ileterek faizlerin düşürülmesini daha önce belirtmiştik. Hükümetimiz faizleri düşürüyor peşinden bizim arkadaşlarımız zam yapıyor. Dolayısıyla sektörü kendi kendimize daraltmış oluyoruz. Faizler düştüyse en azından elinizdeki stokları mevcut fiyatlardan satın paranızı kasanıza koyun ondan sonraki imalatlarınızda tekrar fiyatlama yapın. Bunda bir sıkıntı yok. Bence biz serbest piyasa ekonomisini yanlış anlıyor ve yorumluyoruz. Dolayısıyla da sonuç itibariyle de çok sık kısır döngüye yani sıkıntıya giriyoruz. Yarın tekrar konut fiyatları yükseldiğinde satamadığın zaman ne yapacaksın? Buradaki esas şu; “ Bugüne kadar Alemdar İnşaat olarak bizim elimizde bitmiş daire stoğumuz hemen hemen bitme noktasına geldi. Çünkü biz zam yapmadık… Fiyatları yükseltmedik ve mevcut fiyatlarımızdan sattık. Mevcut kredi imkânlarını kullandık. Ben bütün arkadaşlarımın bu yolu izlemesini isterim. Dolayısıyla da hükümetin yaptığı icraat ve verdiği destek boşa gitmesin. Hükümet elini taşın altına koyarak bir destek veriyor, kamu bankaları bir destek veriyor. Bunu bizim en iyi şekilde kullanmamız lazım.“Bolu önümüzdeki dönemde büyükşehirlerin gözdesi haline gelecek”İnşaat sektörü 2016 yılından bu yana sürekli daralan bir şekilde ilerliyor. Gerek konut kredi faizlerinin düşmüş olması, gerekse de stokların erimiş olmasından dolayı ben hem 2020 yılının ikinci yarısının hem de 2021 yılında ciddi anlamda sektörün büyüyeceğini düşünenlerdenim. Geçmiş dönemlerde de sektör ile ilgili olarak hiç kötümser olmadım. Dediğim gibi sektörde bir arınmaya ihtiyaç vardı ve bu arınma dönemini de biz bu kriz döneminde yaşadık. Her sektörde bir arınmaya ihtiyaç vardı. Biz inşaat sektörü olarak bunu kriz döneminde yaşadık ama diğer sektörlerin birçoğu bunu Pandemi döneminde yaşadı. Pandemi süreci de aslında bir fırsattır. Eğer biz bu kriz ve pandemi döneminden gerekli dersleri alıp firmalarımızı buna göre yeniden yapılandırabilirsek, hedeflerimizi buna göre koyup buna göre icraatlar üretebilirsek her sektör için geçerli olan fırsatlardan yararlanabiliriz. Bunun dışında ben başka bir şey daha söylemek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti olarak son dönemde gerek Libya’da gerek Suriye’de gerekse de Pandemi döneminden dolayı Çin’in aşırı derece de etkilenmesinden kaynaklanan bir talep olacak bizim ülkemize. Bu talep ciddi anlamda büyüyecek. Şimdi ben kendi sektörümle alakalı olarak bu talebe bir örnek vermek istiyorum; Şu an Ankara gibi, İstanbul gibi büyük şehirlerde insanlar pandemi sonrasında yaşamak istemiyorlar. Eğer bir memuriyeti yoksa devam ettirmek zorunda olduğu bir ticareti yoksa ya da çocuklarına aktarabilecek durumdaysa –Ankara ve İstanbul’dan günde ortalama 3-4 kişi beni bu konuda arıyor- yani hem daire hem de müstakil ev noktasında ciddi anlamda bir talep var. Bizim sektör olarak buna odaklanmamız lazım. Bolu önümüzdeki dönemde büyükşehirlerin gözdesi haline gelecek. Buna sadece bizim değil hem ticaret odamızın, hem de belediyemizin buna hazırlıklı olması lazım. Belediyemizin de bu noktada ilimizin tanıtımı açısından bir çalışması yapması lazım. Ben şehrimize, ilimizin demografik yapısını bozmayacak, ilimizdeki huzuru ve yaşam kalitesini yükseltecek insanların gelmesinin taraftarıyım. Bununla ilgili bir çalışma yapılırsa ve sivil toplum kuruluşları da bu noktada destek verirlerse-ki ilimize bir göç olacak- otomatikman bizim inşaat sektöründe önümüzdeki dönemde çok ciddi bir ivmenin yakalanacağını düşünüyorum. En azından 2021 ve 2022 için bunu söyleyebilirim.“Önümüzdeki 6 ay ile 8 ay arasında % 50 seviyesinde fiyat artışları görebiliriz”Konut fiyatlarının yükselmesi hususunda ise şunu söyleyebilirim; Konut fiyatları yükselecek. Şunun için yükselecek; şu anda konut alanlar hem kredi avantajından faydalanıyor hem eski fiyatlardan imalatı yapılan konutlardan faydalanmış oluyor. Son 2 yıldır bizim sektördeki fiyat artışlarını hiç bir şekilde zamlara yansıtamadık. Fiyatları yansıttığımız zaman olmayan satışları hiç yapamaz bir duruma gelirdik. Şimdi yeni oluşturacağımız ve yeni yaptığımız konutların tamamı yeni fiyatlardan fiyatlanacak. Dolayısıyla yeni fiyatlardan ücretlendirilecek konutlarda % 50’ye kadar fiyat artışlarını ben öngörüyorum. Bunun dışında doların, altının ve diğer yatırım araçlarının geriye gelmesi de otomatikman konut fiyatlarını da ciddi anlamda yükseltecektir. Minimum % 50 seviyesinde önümüzdeki 6 ay ile 8 ay arasında fiyat artışları görebiliriz.Alemdar İnşaat olarak Kentsel dönüşüm projelerine ne kadar önem verdiğinizi iyi biliyoruz. Gerek yerel gerekse de ulusal bazda bu konuda iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? Kentsel dönüşümün geleceği hakkında neler söylemek istersiniz? Önerileriniz nelerdir?Kentsel dönüşüm olmazsa olmazımızdır. Deprem bölgesinde olduğumuz için olmazsa olmaz, şehrin güzelleşmesi ve güzel gözükmesi açısından olmazsa olmaz, İnsanların daha güzel konutlarda daha rahat konutlarda ve daha konforlu bir yaşam sürmesi için olmazsa olmazdır. Kentsel dönüşümde geçmişte faydalanılan noktalar olduğu gibi faydalanılamayan etmenlerde oldu. Kanunun çeşitli şekillerde dejenere edilmesi sebebiyle kentsel dönüşümün tam olarak yansıtılamamasından kaynaklanan sıkıntılarımızda oldu. Ben kentsel dönüşümün ada bazlı yapılması taraftarıyım. Parsel bazlı yapılmasına kesinlikle karşıyım. Bunu ama kanunla ama yönetmelikle imkân dâhilîsindeyse belediyenin ya da çevre ve şehircilik bakanlığının önderliğinde bunların yapılabileceğine inanıyorum. Bunu yaparken yine yerel firmaların işin içinde mutlaka pay almaları gerektiğinin altını çiziyorum. Yerel firmaların üzerinden bunun yapılması taraftarıyım. Çünkü dışarıdan yapılan kentsel dönüşümlerin hem inşaat kalitesi açısından kaliteleri düşük oluyor hem de esnafımıza ticari anlamda bir katkı sağlamıyor. Bu bahsettiğim konular düşünülerek özellikle Aktaş Bölgesi, Sümer Mahallesinin bazı kesimleri, Semerkant bölgesi ve Tabaklar Mahallesinin belli yerlerinde eski yapılaşmanın olduğu bölgelerde yeşilin ağırlıklı olacağı bir dönüşümün yapılması gerekiyor. Her ne kadar “yatay mimari diyoruz” ama hem yatay mimarı yapıp hem de kentsel dönüşüm yapamayız. En azından kentsel dönüşüm alanlarında birkaç kat vererek dikey mimariye geçip hem oradaki hak sahiplerini mutlu etmek, hem Müteahhitlere kazandırmak hem de belediye ya da kamu kurumlarına da belli bir oranda avantaj sağlamak gerekiyor. Bunun altyapısı yapılırsa, çalışmaları yapılır ve başarılabilinirse Bolu’da ben önümüzdeki 10 yıl içinde ilimizin tamamen yenileneceğini ve eski binaların hiçbir şekilde kalmayacağını düşünüyorum. Bolu çok büyük bir şehir değil. Eğer biz 8-10 yıllık bir periyotta çok iyi bir çalışma yaparsak 1999 yılı öncesinde yapılan hiçbir bina bırakmayız, hepsini bitiririz ve yeni yönetmeliğe göre yaparız. İnsanlar da depreme dayanıklı binalarda oturmuş olurlar. Bolu halkının tamamının buna layık olduğunu ve hak ettiğini düşünüyorum.Son olarak takipçilerimize ne mesaj vermek istersiniz?Son olarak şunu söylemek istiyorum. Önümüzdeki dönem Türkiye açısından fırsatlar dönemidir. Ben kendimi siyasetten arındırarak şunu ifade etmek istiyorum; “ Hiç kimsenin siyasi polemiklere girmesi taraftarı değilim. Kesinlikle siyaseti bir tarafa bırakıp tamamen icraata dönük, ekonomiye dönük, Türkiye’nin geleceğine dönük söylemlerde ve icraatlarda bulunması taraftarıyım. Bunu birlik ve beraberlik içersinde başardığımız takdirde ben Türkiye’nin süper güç olacağına inananlardanım. Bunu belki biz görmeyiz ama bizim çocuklarımız mutlaka görecektir. Çünkü Türk İnsanı Atatürk’ünde dediği gibi zekidir, çeviktir ve son derece de akıllıdır. Bunu yaşadığımız birçok olayda gördük. Libya olayında gördük, Suriye olayında gördük. Bize bugüne kadar bu durumu hep abarttılar. Yok, Amerika, yok Avrupa dediler. İnanın hepsi çok hantal, süreçleri yönetemeyen yapıdalar ve kesinlikle Türk insanı çok zeki ve çok hızlı bir şekilde pozisyon alabiliyor. Farklı işlerde farklı kulvarlarda koşabiliyor. Ben özellikle gençlerimize çok güveniyorum. Gençlerimizin önümüzdeki dönemde büyük bir tarih yazacağına inanıyorum ve yolları açık olsun diyorum.
İnşaat sektörünün öncü ismi muhteşem bir başarı hikayesine imza attı
İnşaat sektörünün öncü ismi muhteşem bir başarı hikayesine imza attı
Alemdar İnşaat yönetim kurulu başkanı Abdullah Alemdar Bolu Objektif Haber sitesine verdiği özel röportajda inşaat sektörüyle ilgili çok önemli değerlendirmeler yaptı…Abdullah Bey, 2018 yılının ikinci yarısından itibaren başlayan daralma inşaat sektörünü 2019 yılının özellikle birinci yarısında oldukça olumsuz etkiledi. Batan inşaat şirketi sayısı dikkat çekerken pek çok firma da bu süreçte konkordato ilan ederek ayakta kalmaya çalıştı. Alemdar İnşaat olarak genel eğilimin aksine bu süreçten güçlenerek çıktınız. Bu başarı yalnızca tecrübe birikimi ile açıklanamaz sanırım. Alemdar İnşaat olarak bu süreçten güçlenerek çıkmayı nasıl başardınız? Başarı hikâyenizi öğrenebilir miyiz?12 Ağustos 2018’de hem ülke ekonomisi açısından hem de bizim sektörümüz açısından doların ve Euro’nun tavan yapmasıyla birlikte farklı bir sürece girmiş olduk. Bu süreç birçok sektörü etkilediği gibi en çok inşaat sektörünü etkiledi. Bu sürecin devamında 2019 yılını da hemen hemen aynı şekilde tamamlamış olduk. 2018 yılı Ağustos ayı öncesinde biz kriz öngörümüzü seçim kararıyla birlikte yapmıştık zaten. Seçim kararının öne alınması bazı işaretleri de beraberinde getirmişti. Buna istinaden biz likitide olarak gerekli önlemlerimizi almıştık. Bizim öngörümüzde maksimum 6 aylık bir süreç vardı. Bu süreç takriben 1,5 yıllık bir sürece yayılmış oldu. 6 ay hiç sıkıntı yaşamadan pozisyonumuzu aldığımız için çok rahat bir şekilde 2018 yılını tamamladık. 2019 yılı için farklı enstüramanlar geliştirmek zorundaydık ve bu enstüramanlar’ı geliştirdik. Kredi faiz oranlarının % 2’nin üzerine çıktığı hatta % 2,35’leri gördüğü bir dönemde daire satmak gerçektende bir efsaneydi. Bir olaydı. Biz takriben 2019 yılında 2018 yılındaki ciromuzu yakalayarak hatta 2017 yılındaki ciromuzu egale ederek bunu da başarabildik. Bunu şu şekilde yaptık. Özellikle taksitli satışlara ağırlık verdik. Kampanyalar düzenledik ve bu kampanyalar ile birlikte dairelerin satılamadığı bir dönemde ev satmayı başardık. Tecrübenin de katkısı bunda önemli fakat bu dönemde daha da önemli bir şey keşfettik. Bir tanesi kesinlikle kendi işini yapmak. Yani bildiğin işi yapmak noktasında bir tespitimiz oldu. İkincisi de tasarruf. Bildiğin işi yapmak şunu ön plana çıkartıyor. Marka değerini ön plana çıkartıyor. Çünkü sadece o işe odaklanıyorsunuz ve onun dışında başka bir yere dikkatiniz dağılmıyor. Geçmişte bizde ufak tefek -bildiğimiz işi yapma- noktasında bazı hatalar yaptık. Bunu kabul ediyoruz. En azından bundan sonrası için “bildiğimiz iş” noktasında ilerlemeyi öğrenmiş olduk. Bildiğimiz işi yaptığımız için piyasadaki gelgitlerden daha önceden önlem alma şansınız oluyor. Tabiri caizse dalgalı sularda gemiyi yönetme yeteneğinizde artmış oluyor. Zaten biliyorsunuz kaptanın başarısı gemiyi ne kadar iyi kullandığından değil gemiyi hedeflediği limana götürüp götüremediğinden dem vurularak ortaya çıkıyor. Allah’a şükürler olsun ki bizde 2006’da başlayan yolculuğumuzun 14.yılındayız. Gemiyi böyle bir fırtınalı ortamdan bu şekilde çıkarma şansına sahip olduk. Yani bildiğimiz işi yapmak ve markaya değer vermek adına bunu yaptık. Markaya verdiğimiz değerin karşılığını ben şu şekilde açıklayabilirim; Şu ana kadar 88 proje, 140 blok, takriben 1600-1700 teslim edilmiş daireden bahsediyoruz ve bunun karşılığı olarak ta hakikaten parasal anlamda düşündüğünüz zaman çok büyük rakamlara tekabül ediyor. Fakat biz şunu yapmışız; markayı ön plana çıkardığımız için biz insanları ev sahibi yapmışız. Yani para kazanmak 2’inci, 3’üncü sırada gelmiş ama önceliğimiz insanları ev sahibi yapmak ve insanların memnuniyet yüzdesini yükseltmek olmuş. Bir işletme düşünün ki % 90’nın üzerinde bir memnuniyet sağlıyorsunuz. Bu her işletmeye nasip olmayan bir orandır. Bunu tabi yaptığınız işin kalitesi ve fiyat politikalarınızla artı ödeme imkânlarınız ve ödeme gücünüzle sağlayabiliyorsunuz. Bir de bütün bunların totalinde bir de güven endeksi oluşuyor. Şu anda Allah’a şükürler olsun ki bu güven endeksinin zirvesindeyiz diye düşünüyorum. Beni tanıyanlar kolay kolay abartmayı sevmediğimi iyi bilirler. Bu konuda bu kez mütevazı olmayacağım. Bunun dışında ikinci kez bir şey daha öğrendik. Yoksul bir aileden gelen bir kişiyim ben. Yoksul derken kendi kendine yetebilen ekstra imkânları olmayan kıt kanaat şartlarda okumuş ve yetişmiş. 10 yaşından beri çalışan bir insanım. Her şeyin çalışmayla olduğuna inanan ve çalışarak bugünlere gelmiş bir insan olarak gördüğümüz en önemli şey; tasarruftu. Büyüklerimizin bize aşıladığı hep buydu. Bizim hiçbir zaman ekmeğimiz çöpe gitmez, tabağımızda yemek bırakılmaz, olan bir şey varken daha iyisi ya da daha fazlası alınmaz. Biz hep böyle yetiştik. Yani ihtiyaçlar mukabilinde ihtiyacın neyse onu alırsın onun dışındakini tasarruf edersin. Yani tasarruf her şeyden önemlidir. Türkiye’nin de böyle bir açığının olduğunu biz bu kriz döneminde anlamış olduk. Bu kriz bize kesinlikle tasarruf bilincini yeniden öğretti. Eğer bu krizden de biz bu tasarruf bilincini öğrenmediysek burada bizimle alakalı ciddi bir soru işareti var demektir. Gerçekten iyi günlerde bohçayı doldurmak lazım kötü günlerde harcamak için. Ya da eskilerin deyimiyle kefen parası diye bir olay var. Bunu mutlaka herkesin kendi işletmesi ölçüsünde yapması gerekiyor. Tasarruf eden bir toplum olursak ekonominin çarkları daha iyi dönecek diye düşünüyorum. Onun için biz şirket olarak önce nerelerden tasarruf edebiliriz? diye düşündük ve gereksiz yere yaptığımız bütün harcamaları tasarruf etmek suretiyle bazı kalemlerde % 30’a kadar tasarruf ettiğimiz alanlar oluşturduk. Tüm bunları İnşaat sektörünün durgun olduğu, dairelerin pahalanmadığı ve maliyetlerin yükseldiği bir dönemde yaptık. Artan maliyetleri fiyatlara yansıtamadığımız bir dönemde bu tasarruf kalemini çalıştırmak suretiyle en azından firmayı zarar ettirmeden kendi içinde döndürmeyi başardık. Dediğiniz gibi gerçekten de bir başarı hikâyesi yazdık. Bu konuda da yine mütevazı olmayacağım. Söylenenlerin, yapılanların, eleştirilerin aksine şükürler olsun ki kriz öncesi döneme göre çok daha güçlüyüz. İnşallah önümüzdeki süreçte çok daha güzel işler yapacağız. Çok daha güzel noktalara bu firmayla birlikte ulaşacağımıza inanıyorum.
Bobes'ten Vefa
Bobes'ten Vefa
Bolu Belediye Spor (BOBES) Başkanı Sinan Barut, geçen sezon Kadın Voleybol takımına sponsor Olarak destek veren iş adamı Abdullah Alemdar’ı unutmayarak vefa örneği gösterdi. Geçen sezon Bolu Belediye Spor Kadın Voleybol takımına forma sponsoru olan işadamı Abdullah Alemdar’ı işyerinde ziyaret eden BOBES Başkanı Sinan Barut, voleybolcuların imzaladığı formayla birlikte teşekkür plaketini desteklerinden dolayı Abdullah Alemdar’a taktim etti. Bolu'nun bu takıma sahip çıkması lazım Bu sezon Sultanlar Ligine iddialı bir şekilde hazırlanan BOBES Kadın Voleybol Takımının başarılı olacağına inancının tam olduğunu belirten BOBES Başkanı Sinan Barut; “Abdullah Bey geçen sezon takımımıza büyük destek verdi. Bizlerde kendisine teşekkür etme adına oyuncularımızın imzaladığı forma ile birlikte plaket hediye ettik. Bu yıl diğer sporsever şirketlerimizden destek bekliyoruz. İddialı bir takım kurarak Sultanlar Liginde başarılı olmak istiyoruz. Eğer bir bütün olarak, sponsorlarıyla, seyircisiyle güzel bir birliktelik yakalayabilirsek, başarıda beraberinde gelecektir. Bu takıma tüm Bolu’nun sahip çıkması lazım. Bolu’nun kadın voleybolunda iyi bir potansiyeli var. Bu potansiyeli ancak el ele verirsek başarıya ulaştırabiliriz” ifadelerine yer verdi.
Alemdar İnşaat Zirvedeki Yerini Sağlamlaştırıyor
Alemdar İnşaat Zirvedeki Yerini Sağlamlaştırıyor
Bolu’da İnşaat Sektörü deyince akla gelen ilk isimlerden biri olan Abdullah Alemdar, 2017 yılına damgasını vuracak olan birbirinden çarpıcı projelerini ilk kez Bolu Objektif ‘e anlattı. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar insanların hayattaki en önemli hayallerinden birinin ev almak olduğunu söyleyerek insanların ev alırken neye dikkat etmeleri gerektiğini tüm ayrıntılarıyla Bolu Objektif’e vermiş olduğu özel röportajda dile getirdi. İnsanların ev alırken kullanacakları krediden, marketing sistemine kadar uzanan pek çok konuda detaylı bilgiler veren Alemdar, yurtdışı ve gelecek hedefleriyle ilgili değerlendirmeler de yaparak ev almak isteyen insanlara önemli mesajlar verdi. Abdullah Bey, müşteri odaklı bir firma olduğunuzu her seferinde ifade ediyorsunuz. İnsanlar ev alırken ilk başta neye dikkat etmeliler? İnsanların hayatta 3 tane hayali varsa bir tanesi ev almaktır. Ev, araba ve güzel bir yuva olarak bu üç hayal özetlenebilir. Bu üç hayalden bir tanesini gerçekleştirmek te hem ekonomik olarak hem de sosyal olarak çok önemli bir yer tutmaktadır. İnsanların büyük bir kısmı birikimlerinin önemli bir kısmını ev alırken kullanmak zorunda kalıyorlar. Bu durum belki de hayatlarının dörtte birine tekabül eden bir süreç demektir. Böyle bir kararı verirken de iyi bir inceleme yapmak gerekiyor. Öncelikli olarak alışverişi yaptığımız firmanın kurumsal olup olmadığına bakmamız lazım. Kurumsallık özellikle hizmeti aldıktan sonraki süreçte işe yarıyor. Sonuçta karşınızda bir muhatabınızın olması gerekiyor. Özellikle buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Aldığınız herhangi bir üründe nasıl garanti ya da servis gibi unsurlar arıyorsanız ev alırken de bu parametrelere dikkat etmeniz gerekir. Prosedürler noktasında aldığınız konutun bir sıkıntısı olup olmadığının bilinmesi gerekiyor. Bunları tetkik etmemiz gerekiyor. Bir de aldığınız ürünün kalite yapısına çok iyi bakmanız gerekiyor. Bu üründe ne malzemeler kullanılmış, nasıl yapılmış ve hepsinden önemlisi de bunları yapan insanlar ehil mi? Bazen öyle enteresan işlerle karşılıyoruz ki çok iyi bir malzemeyi kötü bir usta, çok kötü bir işçilikle üretebilirken, orta sınıf bir malzemeyi iyi bir usta süper bir kalitede ortaya dökebiliyor. Neticede ürün kalitesinin yanında işçilik kalitesinin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tüm bunların yanında mimari projelerinde insanların kullanımına yönelik olarak yapılması gerekiyor. Eğer mimari proje sizin kullanımınıza ters oranda işler üretirse o işte siz ne kadar iyi bir ürün ortaya çıkarırsanız çıkarın sonuç alamazsınız. Neticede tasarıma çok dikkat edilmelidir. Mimari sürecinden devam eden son sürecine kadar tüm işlerin kontrol edilmesi gerekiyor. Lokasyon süreci ise kişilerin işyerlerine yakınlığıyla değişen bir durumdur. Bir konut alırken onun orta ve uzun vadedeki değer artışını da hesaplamak lazım. Gelecek dönemde hangi noktalardaki konutlar değer kazanacaksa onlara dikkat etmek lazım. Öyle lokasyonlar var ki şu an çok değerlidir. Fakat değer artış hızında çok yavaştır. Öyle lokasyonlar var ki şu anda değersiz gibi görünüyor ama değer artışında çok hızlıdır. Vatandaşlarımız konut alırlarken tüm bu unsurların yanı sıra lokasyon sürecini de dikkat etmesi gerekmektedir. Gelecekte değer artışı olacak yerlere yatırım yapmak oldukça önemlidir. Dünyanın bin bir türlü hali var. Her ne kadar konutları oturmak için alıyorsak ta bir zaman sonra nakit’e çevirmek isteyebiliriz. O yüzden konutunuzun hem size oturmak anlamında iyi bir hizmet vermiş olması lazım hem de o konutu paraya çevirdiğinizde size iyi bir getiri sunması lazım. Bu noktadan baktığımızda lokasyon unsurunun önem kazandığını görebiliriz. İnsanlar, günümüzde ev alırken çoğu zaman kredi kullanıyor. Firma olarak müşterilerinize yönelik çeşitli uyarılarınız ve yönlendirmeniz oluyor. Bu konuda bilgiler verir misiniz? Günümüzde kredi oranlarına baktığınızda konut kredisi kullanımının oldukça yüksek bir seviye de seyrettiğini görüyoruz. İnsanlar gelir düzeyleri ile alakalı olarak bir ev alırlarken kredi almak zorunda kalıyorlar. Bugün devletimizin uyguladığı sistemle konut kredisi faizleri, Bireysel ve Ticari kredi olarak tarif ettiğimiz normal piyasa faizlerinin binde 40 oranında daha düşük seyrediyor. Bu durum ciddi anlamda konut alacaklara bir avantaj sağlıyor. Kredi faiz oranı ile dairenin kira getirisi oranını kıyasladığımızda kira getirisi oranının sürekli faiz giderinden daha yüksek çıktığını görüyoruz. Bu durum şunu göstermektedir. Bir ev sahibi olacak kimse bu yatırımı yaptığında şayet kirada olsa idi. ödeyeceği rakam her zaman krediyi ödeyeceği faizden daha yüksek oluyor. Yani, faiz düzeyine bağlı olarak sürekli kira gideri yüksek seyrediyor. Bir avantajı burada yakalıyoruz. İkinci avantajı dairelerin ve konutların değer artışında yakalıyoruz. Her yıl daire ve konutlar minimum % 25 oranında bir değer artışı sergiliyor. Böyle olunca kredi kullanımı cazip bir hale geliyor. Yani burada çift cazibe var. O yüzden kredi kullanan vatandaşlarımız bunu birebir yaşayarak görüyorlar. Bizim kredi kullanırken dikkat ettiğimiz bazı unsurlar var. Bunlardan ilki müşterilerimize doğru yönlendirme yapmaktır. Toplu ekspertize yönlendirmeye çalışıyoruz. Faiz oranları ne olursa olsun A Bankası ya da B Bankası fark etmez. Totalde ödeyecekleri rakamlara dikkat etmelerini öneriyoruz. Bir bankanın faizi 0,90 olabilir. Diğer bankanın 0,88 olabilir. Yan ürünleri koyduğunuz zaman toplamda ödeyeceğiniz rakam bazen 0,88 olan bankada 0,90’ın üzerine çıkabiliyor. Ev almayı düşünen vatandaşlarımızın bunlara dikkat etmesini öneriyoruz. Bunun dışında konut kredisinin de şöyle bir artısı var; Şu anda aldığınız konut kredisi oranı ne olursa olsun, ilerleyen zaman diliminde sizin lehinize konut kredi faizlerinde bir düşüş gerçekleşirse yapılandırma müessesi devreye giriyor. Yapılandırma müessesine başvuruda bulunarak çok cüzi bir dosya masrafı ile kredinizi bankadan yapılandırabiliyorsunuz. Dolayısıyla yapılandırma esnasında süreyi istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz… 120 ay kredi çektiğinizi varsayalım. O günkü şartlarda yani 3 ya da 5 sene sonra ekonominiz düzeldi. Yapılandırmaya gittiğiniz. Konut kredi faiz oranları düştü ve siz söz konusu 120 aylık süreyi, 84 ay, 72 ay ya da 60 ay gibi size en uygun olan vadelere geri çekebileceğiniz gibi vadeyi değiştirmeksizin de o günkü düşük orandan da faydalanma şansına sahipsiniz. Dolayısıyla ev alacak olan kişilerin konut kredisinin bugünkü faiz oranlarına ve yüksek ya da alçak şeklinde çok takılmaması gerekiyor. Bunu zaman içerisinde kendilerine göre ayarlayabiliyorlar. Esas olan burada konut alıcısına sağlanan yüksek avantajlardır. Bunlardan bir tanesi kira getirisi, ikincisi de konutun zaman içerisindeki değer artış hızıdır. Bu ikisini topladığımızda 10 yıllık bir yatırımda ödediğiniz faizi düşseniz bile bire iki oranında bir kazanç elde ediyorsunuz. Yani, 100 bin liraya aldığınız bir konutun 10 yıl sonraki değer artışı minimum iki katına çıkmış oluyor. Cebinizden de bir kuruş para çıkmamış oluyor. Sonuçta ortada böyle bir hesap var. Dolayısıyla şu anda konut yatırımı oldukça cazip görünüyor. İnsanlar hayatında en azından bir kez ev almak istiyor. Bu durumda karşımıza bir de Marketing sistemi çıkıyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Bizim Bolu’da uyguladığımız sistem budur. Bunu yapmak kolay bir iş değildir. Biz zor olanı Bolu’da bugüne kadar çok şükür başardık. Bunun ayakları şu şekilde oluşuyor. Bir tanesi mümkün olduğu kadar bütün lokasyonlarda olmaya çalışmak. Hemen hemen her mahallede bir ya da iki konut üretimi yapmak. İkinci ayağı, ürettiğiniz konutların metrekare bazında sınıflandırılmasını sağlamak. 2+1’lerde 75 m2’den 125 m2’ye kadar. 3+1’lerde 115 m2’den 180 m2’ye kadar olacak şekilde konutları sınıflandırmak. Üçüncüsü de fiyatsal olarak her keseye uygun hale getirmek. Bu üç tane kriteri sağlamak suretiyle bu olayı marketing dediğimiz sisteme dönüştürmüş oluyoruz. Bizim firmamıza gelen bir müşterimiz bizden aradığı büyüklükte, aradığı fiyatta ve aradığı lokasyonda konut bulma şansına sahip olabiliyor. Biz sadece tek bir mahallede çokça tek tip konut üretmiş olsaydık ve aynı ebatlarda yapmış olsaydık. Biz şu anda mevcut müşteri kitlemizin sadece % 25’sine hitap edebilirdik. Geriye kalan % 75’i bizden daire alma şansına erişemezdi. Çünkü maddi bazda ve lokasyon anlamında bunu sağlamış olmazdık. Daire büyüklüğü ya da küçüklüğü açısından da onu sağlamış olmazdık. Netice de bizim bakış açımız bu şekilde gelişti. Başarımızın altında yatan sırlarımızdan bir tanesi de budur. Bugün, Alemdar İnşaat 11.yılına gelmiş olan bir firmadır. Bolu ‘ya ciddi anlamda hizmetleri olmuş bir firmadır. Bu yüzden bunları açıklıyorum. İnsanlara da çok faydalı olduğumuzu gördük. Müşterilerimizde bizlere geri dönüş anlamında teşekkür ediyorlar. Bu sistemi biraz daha geliştirerek önümüzdeki dönemde devam etmek istiyoruz. Son aylarda yaptığınız açıklamalarda “Yeni yaptığımız projelerde sosyaliteyi yükseltmek istiyoruz” ifadesini sık sık kullanıyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız? Türkiye, bugün baktığımızda çok hızlı bir şekilde yol kateden bir ülke durumuna geldi. Bu geçiş sürecini yaşayan belki de en önemli nesil biziz. Çocukluğumda öküzlerin önünde yürüyerek çift sürmüştüm. Traktörün köye ilk geldiği yıl olan 1974 yılını hatırlıyorum. Köyümüzde ilk kez traktörü o yıl görmüştüm. 1977 yılında elektrik köyümüze geldi. Bütün bunları gördükten sonra bugünlere baktığımızda en düşük gelir düzeyine sahip olan insanlarımızın elinde son model cep telefonları gibi imkânlara sahip olduklarını gördüğümde ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor. İnsanlar çok hızlı bir şekilde sosyalleşiyor ve sosyalitesi yüksek ürünlere doğru kayıyor. Bizde firma olarak bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bundan 15-20 sene önce kooperatifçilik yapıyorduk. İnsanların o dönemde sadece “başımızı sokabilecek bir dairemiz olsun” anlayışıyla “ Kiradan kurtulalım” mantığıyla hareket ettiğini görüyoruz. İnanın bana bir kooperatifin yapımı en az 10 yıl sürüyordu. Yani 10 yıl boyunca para ödüyordunuz ve biz size kooperatif üzerinden bir ev veriyorduk. Verdiğimiz evin kalitesi de bugünkülerle kıyaslanmayacak kadar düşük kalitede oluyordu. Günümüzde artık bu kooperatif olayını halkımız bitirdi ve ikinci aşamaya yani “lüks bir daire olsun” aşamasına geçtik. Şu anda lüks dairelerde tükenmek üzere bundan sonraki aşamada da sosyal alanları olan, güvenliği olan, akıllı ev sistemi olan, spor aktivitesini yapabileceğiniz, sosyal anlamda arkadaşlarınızla birçok şeyi paylaşabileceğiniz, kafanızın rahat olacağı, özel hobi odalarının bulunduğu bir sisteme doğru gidiyoruz. Bu sistem büyükşehirlerde yıllardan beri yapılıyor ama ilimizde bu sektör yeni yeni oluşmaya başlıyor. Bu sektöre 2017 yılından itibaren yavaş yavaş kaymak istiyoruz. Planlarımızı da bu yönde yapmak istiyoruz. Ülke ekonomisinin şartlarının elverdiği ölçüde bu sisteme geçmek istiyoruz. Netice de devam eden ve düzgün yürüyen bir çarkı durdurmadan ve onu işleterek başka bir sisteme geçmektir hedefimiz. Bu anlamda da böyle bir projeler üretip, sunmak istiyoruz. İnşallah, bunda da Muvaffak oluruz. Buradaki tek dezavantajımız şudur; Bolu’daki parselasyon yapısı parçalıdır. O yüzden çok farklı çalışmalar yapmak gerekiyor. Birçok insanla görüşerek ve bir araya getirerek o parselleri toparlamak gerekiyor. Bu süreçler çok uzun sürüyor. Bunları aşabildiğimiz takdirde toplu ve sosyalitesi yüksek projeleri yapmak çok daha kolay bir hale gelecektir Bolu’da… Siz aynı zamanda sektörünüze de sık sık yatırım yapan bir firmasınız. Alemdar İnşaat’ın yeni kurum binasının yapım süreci ile ilgili olarak bilgi alabilir miyiz? Yeni kurum binamızı biz normalde bitirdik. Taşınma işlemini istersek bugün bile yapabiliriz. Fakat binayla ilgili farklı görüşler ortaya çıktı. Bu görüşler 1500 m2 olması nedeniyle farklı alanlarının değerlendirilebileceği noktasında görüşler hâkim oldu. Otel mi? Yurt mu? Yoksa ticarete dönük olarak farklı noktalarda dershane mi? yoksa etüt merkezi mi olsun? Spor aktivasyon merkezi gibi birçok görüş ortaya çıktı. Bu görüşler ortaya çıktığı andan itibaren bizlerde düşünmeye başladık. Şu andaki mevcut yerimiz kendi mülkümüz zaten. Şu anda herhangi bir kira ödemiyoruz ve işlerimizi rahatça buradan idare edebiliyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartları ve standartları da düşündüğünüz zamanda eğer burayı para getirecek ve katkı sağlayacak bir yer imkânına dönüştürme imkânımız varsa bunu “bir süre daha beklemek lazım” diye düşündük. Kiralama ya da farklı anlamda değerlendirme noktasında binamızla ilgili teklifleri alıyoruz. Bunları değerlendirerek önümüzdeki günlerde bir karar vereceğiz. Binaya taşınma olasılığımızda halen alternatifler arasında vardır. Sadece acele etmiyoruz. Çünkü vereceğimiz karar çok önemli bir karar. Biliyorsunuz insanların karar verdiği ana “akıl tutulması” deniliyor. İnsan bir karar verdiği zaman o akıl tutulması oluyor ve çoğu zaman o kararı da değiştirmesi mümkün olmuyor. Oy vermek gibi mi? Evet, aynen öyle. Netice de bizde bu kararı doğru vermek için düşünüyoruz. Acaba, firmamıza ciddi anlamda gelir getirecek bir yapıya mı dönüştürelim? Yoksa kendimiz taşınıp bir format daha üst kademeyi mi çıkalım? Bu iki nokta arasında karar verme aşamasındayız. Dolayısıyla bu kararı verdiğimiz zaman ya taşınacağız ya da orasını farklı anlamda bir yapıya dönüştürmek suretiyle değerlendirmeye çalışacağız. Son aylarda yurtdışına açılma noktasında çeşitli çalışmalarınızın olduğunu biliyoruz. Gelecek hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Bizim yurtdışıyla ilgili hedefimiz birinci dakikadan itibaren her zaman olmuştur. Bunun sebebi şudur; Biz ülkemizi herkes gibi çok seviyoruz. Dolayısıyla ülkemize gelir getirebilecek projeler düşünüyoruz. Netice biz bu yatırımları ülke içerisinde her zaman yapıyoruz. Ülkemize faydalı oluyoruz. Fakat ülkemize daha çok faydalı olabilmek adına bu ülkeye daha fazla döviz girişinin sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Birkaç yıl önce bunun bir denemesini yapmıştık ama o dönemde ülkemizdeki ekonomik şartların istediğimiz yönde ilerlememesi ve bazı sıkıntıların baş göstermesi üzerine bu süreci ertelemek zorunda kaldık. Bu bizim için bir hedeftir. Bu hedefe’ de Allah izin verirse Alemdar İnşaat olarak eninde sonunda ulaşmak istiyoruz. Bugün il dışında işler yapmaya başladık. Bunları tamamlamaya çalışıyoruz. Yavaş yavaş hem firmamızı, hem işlerimizi büyülteceğiz, hem de eleman alt kadromuzu yetiştireceğiz. Bütün bunları sağladıktan sonra da yurt dışı ayağını İnşallah gerçekleştirmek istiyoruz. Abdullah Bey, son olarak vermek istediğiniz mesajlar nelerdir? Geçtiğimiz iki yıllık süreç içerisinde acı-tatlı birçok anılar oldu. Olumlu ya da olumsuz birçok gelişmeler yaşandı. Biz, hiç birisine bakmadan, kulaklarımızı kapatarak hedeflerimize doğru yürüdük ve her zamankinden daha çok çalıştık. Bu sayede ciromuzu geçen yıl 2.2 kat büyülttük. Bu yılda en az o seviyede devam ediyoruz. Buradan tüm çalışan ve iş yapan arkadaşlarıma naçizane tavsiyem “İşlerimizi nasıl büyültürüz? “, “Nasıl daha fazla istihdam sağlarız?”, “ Bu ülkeye nasıl en çok destek oluruz?” Bunu düşünmemiz lazım. Yaşadığımız günler bunu gerektiriyor. Herkesin işini en iyi, en mükemmel ve en doğru bir biçimde yapmasını diliyorum.
İlk haftanın kafile başkanı belli oldu
İlk haftanın kafile başkanı belli oldu
26 Ağustos 2014 Boluspor’un PTT 1. Lig'in ilk haftasında deplasmanda oynayacağı Gaziantep Büyükşehir Belediyespor karşılaşmasının kafile başkanı belli oldu. Boluspor kulübünün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “31 Ağustos 2014 Pazar günü saat 20:00'da Gaziantep Kamil Ocak Stadyumu'nda oynanacak olan maçın kafile başkanlığını Sayın Abdullah Alemdar (Alemdar İnşaat) yapacaktır. Boluspor Kulübü olarak, desteklerini esirgemeyen Sayın Abdullah Alemdar'a teşekkür ederiz.”
Alemdar İnşaat’tan sıra dışı bayram kutlaması
Alemdar İnşaat’tan sıra dışı bayram kutlaması
İlimizin önde gelen İnşaat firmalarından olan Alemdar İnşaat Ramazan Bayramında unutulmaz bir uygulamanın altına imza attı. Alemdar İnşaat, kent merkezindeki aydınlatma direklerinde yer alan reklamlarıyla Bolu Halkının Bayramını kutladı. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar yayınladığı yazılı mesajında ;” Tüm Bolu Halkının bayramını kutlar. Mutlu ve sağlıklı bayramlar dileriz” ifadelerine yer verdi.
En uygun şartlarda ev almak isteyenlerin adresi yine aynı!
En uygun şartlarda ev almak isteyenlerin adresi yine aynı!
1.Bolu Yapı Mobilya ve Ev Tekstili Fuarı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Fuarı bugün yapılan açılış töreni ile start aldı. 25- 28 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan fuar’a şimdiden Alemdar İnşaat damgasını vurdu. 1.Bolu Yapı Mobilya ve Ev Tekstili Fuarı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Fuarına ilimizin tanınmış inşaat firmalarının başında gelen Alemdar İnşaat imzasını attı. Haber sitemize fuar ile ilgili görüşlerini anlatan Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar “Hafta içi olması sebebiyle ilgi oranı şu anda biraz düşük, biz Cuma ve Cumartesi günü asıl yoğunluğu bekliyoruz. Cumartesi ve Pazar günü de yine aynı şekilde fuarımız devam edecek. Fuarımız bu sene gerçekten çok farklı oldu. O yüzden Bolu halkının burada duyarlı olacağına inanıyorum. İki ayrı fuar şeklinde düzenlendi. Tarım fuarı bir tarafta bir tarafta ise yapı ve dekorasyon fuarı olarak hizmete açıldı. Mutlaka Bolu halkının buraya gelip görmesinde fayda var. Bolu için bir hareketlilik ve sinerji oluşturacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu. “Fuara özel çok güzel bir kampanyamız var” Fuar süresi boyunca çok özel kampanyalarla Bolu halkının karşısına çıktıklarını vurgulayan Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar ; “Fuara özel çok güzel bir kampanyamız var. 2019 ve 2020 yılında bitecek olan projelerimizin % 90’nını kapsayacak şekilde 2+1’ler için 60 bin peşinat, 3+1’ler için 80 bin peşinatla 120 aya kadar bankasız, faizsiz bize ödemeli sistemle insanlarımızı daire sahibi yapabiliyoruz. O yüzden bu fuar dönemini uygun oranlarda daire almak isteyenlerin kaçırmamasını öneririm” biçiminde konuştu.
“Çevre duyarlılığı projesinin Bolu’da hayata geçirilmesi gerekiyor”
“Çevre duyarlılığı projesinin Bolu’da hayata geçirilmesi gerekiyor”
İlimizin önde gelen iş adamlarından Abdullah Alemdar son girişimleri olan Dastini Bebe Market ve Macaroni ile büyük bir fark yarattı. İnşaat sektörünün önümüzdeki günlerdeki gelişimi hakkında haber sitemize önemli açıklamalar yapan Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar “Kentsel dönüşümü Türkiye ivedilikle yapmak zorunda. Kentsel dönüşüm bitmeden de bu ülkede inşaat sektörü ikinci plana düşmez” şeklinde konuştu. İlimizin geleceğine yönelik önemli saptamalar yapan Alemdar; “Bolunun doğal güzelliklerinin bozulmaması gerekiyor. Kirletilmemesi gerekiyor. Bütün her şeyi ile bugünkünden daha temiz olarak kalması gerekiyor. Bunun içinde kesinlikle bir çevre duyarlılığı projesinin Bolu’da hayata geçirilmesi gerekiyor” dedi. Abdullah Bey öncelikle “Hayırlı Olsun” Dastini Bebe Market 23 Nisan gibi anlamlı bir günde açıldı. Bizde Bolu Objektif haber sitesi olarak oradaydık. Gayet güzel ve anlamlı bir açılış oldu. Bizde Bolu halkına gösterdikleri ilgi ve teveccühten dolayı çok teşekkür ederiz. Katılan ya da katılamayan iyi dileklerini belirten bizi destekleyen her anımızda yanımızda olan tüm Bolu halkına ve dostlarımıza her şeyden önce çok teşekkür ediyoruz. Dastini Bebe Market Highway alışveriş merkezindeki büyük bir ihtiyaçtı. Dolayısıyla biz böyle bir ihtiyacı giderdiğimizi düşünüyoruz. Her geçen günde üzerine koyarak devam ediyoruz. A’ dan Z’ ye… Yani doğum öncesinden 14 yaşa kadar her türlü ürün’ün temin edilebileceği, markete girdiğinizde dolu dolu çıkabileceğiniz kesinlikle kalite düzeyi yüksek ürünlerle oluşturduğumuz bir konseptti. Bolu halkının hizmetine sunduk. Perakende sektörüne Alemdar İnşaat olarak yeni girdik. Dolayısıyla bu sektörde öğreneceğimiz çok şey var. Kat etmemiz gereken uzun bir yol var. Fakat zevkli bir sektöre girdiğimizi düşünüyorum. Hatta bizzat kendimde ilgileniyorum. Keyifte alıyorum. Netice de işin ucunda Bebek varsa mutluluk var demektir. Biz ihtiyacı olan herkesi Dastini Bebe Market’e bekliyoruz. Bolu’ya İnşallah Hayırlı Olmuştur. Firmamız açısından da farklı bir iş kolu oldu. İnşaat sektöründeki başarımızı bu alanda da devam ettirerek burayı da belirli bir noktaya taşımak istiyoruz. Bebe Market olarak geçmesine rağmen 0-14 yaş grubuna hitap etmesi çok önemli bir ayrıcalık sanırım? Bebe olarak geçiyor ama sadece Bebe değil yeni doğan’dan tutunda 1-3,5-7,8-12,9-14 yaş grubu şeklinde her türlü ürünümüz mevcut. Kız- Erkek ayrı ayrı reyonlarımız mevcut. Bunu dışında mama’da özellikle şu anda Bolu’da bizim rakamlarımıza inen hiç kimse yok. Buna ek olarak belirli ölçüde oyuncağımız, çocuk arabamız, çocuklara yönelik motorlu araçlarımız kısaca aklınıza Bebek ile ilgili gelebilecek her şeyimiz mevcut. Bolu halkının da bizim eksiklerimizi bize bildirerek bir anlamda destek olacağını da düşünüyorum. Eksik olduğumuz alanlar da eksikliklerimizi gidererek belirli bir yol kat edebileceğimizi düşünüyorum. Onun için Bolu Halkından her alanda destek bekliyorum. Geçtiğimiz aylarda Bolu Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurulu üyeliğine seçildiniz. Orada da önemli bir göreviniz var. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Bizim mayamız Ticaret. Ticaret’in içinde olduğunuz zaman ticaret ile ilgili her türlü faaliyetinde içinde olmanız gerekiyor. Biz 9.’uncu gruptan girdik. 9.’uncu grup Ticaret Odasının en kalabalık ve en yoğun grubudur. Dolayısıyla böyle bir zorluğumuzda vardı. Sağ olsunlar önce arkadaşlarımız bizi desteklediler ve biz gruptan çıktık. Akabinde de girdiğimiz listede yönetim kuruluna seçilmek nasip oldu. Yönetim kurulunda 9’uncu grup olan İnşaat grubunu temsil eden tek kişiyim. Dolayısıyla sorumluluğum çok ağır ve bunun da bilincindeyim. Bu anlamda gerek diğer arkadaşlarımızla birlikte kurduğumuz komisyonda, gerek yönetim kurulunda, gerekse meclis çalışmalarında hem kendi sektörüme hem Bolu’nun ticaretine nasıl fayda sağlarım diye inanın kafa yoruyorum. Bu konuda elimden gelen her şeyi yapacağım. 4 yıl boyunca da bu gönül kuruluşunda büyük bir zevkle Bolu’ya hizmet etmek istiyorum. Neticede Bolu’yu çok seviyoruz. Boluluyuz, Bolu’nun çocuğuyuz. Bolu’ya bir şey katmak bizim en büyük idealimiz ve hevesimiz. Bolu’daki ticarete eğer zerre kadar katkımız olacaksa bu anlamda ticaretle uğraşan insanlara katkımız olacaksa biz her türlü mesaimizi bu anlamda harcamaya hazırız. Ticaret ve Sanayi Odası bildiğiniz gibi gönüllük esasına göre çalışan bir kurum. Bizde bu işe gönüllü olduk. 4 yıl içinde de İnşallah bunu üst noktalara taşımak istiyoruz. İyi bir ekibimiz var ve iyi bir çalışma gurubumuz oluştu. Meclisimizde aynı şekilde ilimizde ki üst düzeydeki insanlardan kurulu bir meclis. O yüzden başarılı bir dönem geçireceğimize inanıyorum. Bolu ufku çok geniş olan bir il. Bana göre yeni yeni keşfedilen bir il. Yani keşfi çok gerilerde kalmış yeni keşfedilen ve büyümesini hızla tamamlayan ve sürekli zirveye çıkan bir il. Bu anlamda ticaret bu işin lokomotifi. Bizde bu anlamda ilimizin geleceğiyle ilgili bütün projelerde gerek proje geliştirme, gerek oluşturma gerekse de tamamlama aşamalarında üzerimize düşen her şeyi yapmak adına buradayız. İlkbahar dönemiyle birlikte İnşaat sektöründe belirli bir hareketlenme yaşandı. Ülke genelinde ve ilimizde bu yönde ciddi bir beklenti var. İlimizin en tanınmış inşaat firmalarından birinin yönetim kurulu başkanı olarak bu konuda ki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz? Konuşurken siyasete çok girmeyelim diyoruz ama mecburen siyasete giriyoruz. Çünkü Siyaset günümüzde ticaretin bir parçası oldu. Yani siyasetle ticareti ve sosyal hayatı ayırmak artık çok mümkün değil. Birbirinden direkt etkilenen unsurlar. Bence erken seçim kararı yerinde olmuştur. Hatta daha erkende olabilirdi. Çünkü piyasalar 2017 yılının Aralık ayından bu yana bir sıkışıklık arz etmekteydi. Bu anlamda ticaret sektöründe hangi arkadaşımızla konuşursak konuşalım seçim kararının doğru bir karar olduğu noktasında siyasi görüş fark etmeksizin birleşiyoruz. Son dönemde gerek dış baskılardan, gerek ekonomik baskılardan gerekse de askeri baskılardan dolayı Türkiye’nin bazı açmazları oluşmuştu. Belirli noktalarda sıkışıklıklar vardı. Demokrasilerde bunları çözmenin en önemli yolu bildiğiniz gibi seçimdir. Seçim, demokrasilerde sıkışıldığı anlarda ve bazı çıkmazlara girildiği anlarda en iyi ilaç olma vasfını taşır. Partilerin bu seçimde bir araya gelerek belirli anlaşmalar yapmaları ve uzlaşı içinde olmaları çok önemli bir olgudur. Bunlar bizim siyaset dünyasında önceden çok istediğimiz şeylerdi. En azından uzlaşma kültürünün oluşturulması açısından bir aşama kaydettiğimizi düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı hükümeti sisteminin doğru yani profesyonel bir şekilde uygulanması durumunda ben başarılı olacağına inananlardanım. Bunu zaman içersinde yaşayıp göreceğiz. “Kentsel dönüşümü Türkiye ivedilikle yapmak zorunda” İnşaat sektörüne gelecek olursak her zaman olduğu gibi yine lokomotif sektör olduğunu görüyoruz. Türkiye’de alternatif bir sektör üretilene kadar da bu böyle devam edecek. Çünkü biz gelişmiş birçok ülkeye göre yapılaşmamızı tamamlayamamış bir ülkeyiz. Bu yapılaşma anlamında da insanının 3 temel ihtiyacından biri olan barınma ihtiyacını da sağlamak durumundayız. Bolu’da yakın zaman diliminde üst üste depremler yaşadık. Bunlar bize barınma ihtiyacının ne kadar önemli olduğunu anlatan uyarılardır. O yüzden bunu dikkate almamız gerekiyor. Bu anlamda ben daha öncede belirttiğim bir şeyi yeniden vurgulamak istiyorum. Kentsel dönüşümü Türkiye ivedilikle yapmak zorunda. Kentsel dönüşüm bitmeden de bu ülkede inşaat sektörü ikinci plana düşmez. O anlamda inşaata yatırım yapan ve daire alan herkesin önümüzdeki dönemde en azından bir 10 yıl daha kazanacağına inananlardanım. Kazandıklarını da her geçen gün birlikte görüyoruz. Bizde firma olarak bu sektörde önümüzdeki 10 yıllık süreçte daha fazla büyüyerek yolumuza devam etmeyi hedefliyoruz. “Çevreyi koruyamazsak. 20 ya da 30 sene sonra ne Turizmden ne de başka bir şeyden bahsetme şansımız olmaz” Bolu her şeyin en iyisini hak ediyor. Çünkü dışarıdan gelen kim olursa olsun Bolu’yu gördükten sonra ilimizle ilgili çok güzel şeyler söylüyor. Ama biz Bolulular nedense -Bolu’nun içinde yaşamamızdan dolayı da olabilir- Maalesef bunun kıymetini çok takdir edemiyoruz. Ben tek bir şey söylüyorum. Bolunun doğal güzelliklerinin bozulmaması gerekiyor. Kirletilmemesi gerekiyor. Bütün her şeyi ile bugünkünden daha temiz olarak kalması gerekiyor. Bunun içinde kesinlikle bir çevre duyarlılığı projesinin Bolu’da hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunu kim yapar? , nasıl yapar? ,ne zaman yapar? , nerede yapar? Bilemiyorum ama mutlaka bir çevre duyarlılığı projesi oluşması lazım. Bu projeye de ivedilikle önce derelerimizden başlamamız lazım. Bizim Büyüksu deresine Abant’tan aşağı doğru ya da Mengen çıkışına kadar bakın her yer poşet dolu. Netice de biz bunları çözemezsek. Çevreyi koruyamazsak. İnanın 20 ya da 30 sene sonra ne Turizmden ne de başka bir şeyden bahsetme şansımız olmaz. Bunu belki ülke olarak yapamıyoruz ama Bolu olarak bunu yapabileceğimizi düşünüyorum. Bu anlamda da ilgili kurumları, kuruluşları, sivil toplum örgütlerini ve bu konu da duyarlı olan herkesi bu konuyla ilgilenmeye davet ediyorum.
Alemdar İnşaat ve Köroğlu Beton Ata sporumuza sahip çıktı
Alemdar İnşaat ve Köroğlu Beton Ata sporumuza sahip çıktı
Tarihi çok eskilere dayanan geleneksel Keçikıran köyü Şimşir bayramı bugün yapıldı. Tarihi güreşlerin yapıldığı etkinliklerin sponsorluğunu Alemdar İnşaat ile Köroğlu Beton firması üstlendi. Tarihi çok eskilere dayanan geleneksel Keçikıran köyü Şimşir bayramı bugün yapıldı. Tarihi güreşlerin yapıldığı etkinliklerin sponsorluğunu Alemdar İnşaat ile Köroğlu Beton firması üstlendi. Etkinliklere Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, Köroğlu Beton firması ortaklarından Aydoğan Tekin, Ak Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, Taşkesti Belediye Başkanı Saim Çevik, Karacasu Belediye Başkanı Celal Beydili, İl Genel Meclis Başkanı Yaşar Yüceer başta olmak üzere binlerce kişi katıldı. Sabah, mevlid-i Şerif okunduktan sonra öğle namazına müteakip verilen yemek sonrasında geleneksel hale gelen tarihi güreşlere geçildi. Ödüllü güreş müsabakaları katılımcılar tarafından zevkle izlendi. Müsabaka sonrasında dereceye girenlerin ödüllerini Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar ile Köroğlu Beton firması ortaklarından Aydoğan Tekin takdim etti. Güreş sporunun ata sporu olduğuna dikkat çeken Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar ; “O yüzden bu tür organizasyonlara destek vermek bizim asli görevlerimiz arasındadır. Güreş sporumuza gönül veren güreşçilerimize destek olarak onların geleceğe daha iyi hazırlanması bizleri de çok mutlu ediyor. Alemdar İnşaat olarak dün olduğu gibi gelecekte de güreşçilerimize destek olmaya devam edeceğiz” Dedi. Köroğlu Beton firması ortaklarından Aydoğan Tekin ise bu tür organizasyonların devam etmesinin büyük bir önem taşıdığına dikkat çekerek “ Firma olarak bu türden geleneksel Yayla bayramı ve güreş organizasyonlarına destek vermeyi sürdüreceğiz” biçiminde konuştu.
Alemdar Yine Haklı Çıktı
Alemdar Yine Haklı Çıktı
Türkiye, 24 Haziran'da yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimine odaklandı. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, Bolu Objektif Dergisinin 2017 yılı Ekim sayısına verdiği özel röportajda herkesin ilk önce yerel seçimleri beklediğine işaret ederek; “ Bense, öncelikli olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminin olacağını düşünüyorum. Yerel seçimlerin daha sonra olmasını bekliyorum” demişti. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar’ın Bolu Objektif Dergisinin 2017 yılı Ekim sayısına verdiği özel röportajın ilgili pasajlarını kelimesi kelimesine yeniden yayınlıyoruz… Abdullah Bey, bazı çevreler 2019 yılında önce Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin yapılacağını, sonbahar ayında ise yerel seçimlerin yapılacağı yönünde görüşler belirtiyorlar. Bu konuda siz ne söylemek istersiniz? Bende öncelikli olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminin olacağını düşünüyorum. Yerel seçimlerin daha sonra olmasını bekliyorum. Sebebini açıklamam gerekirse; Yerel seçimler herkes açısından çok belirleyici olacak. Burada yaşanabilecek bir trafik kazası sonraki seçimi çok aşırı etkileyecek. Bu sebeple öncelikle Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılıp onun aradan çıkartılmasından sonra daha rahat bir ortamda mahalli idareler seçimlerinin yapılmasının daha düzgün olacağını düşünüyorum. Bu söylediklerimin siyasi demeçler olarak algılanmasını da istemiyorum. Sonuçta ben bir ticaret adamıyım. 2018 yılı ile ilgili öngörülerim içerisinde bu değerlendirmeleri yapıyorum. Ekonomiye siyaset, % 100 oranında etki ettiği için ister istemez siyaseti de en iyi siyasetçiler kadar takip etmek zorunda kalıyoruz.
Alemdar ve Evcil '41 kere maşallah' dedirttiler
Alemdar ve Evcil '41 kere maşallah' dedirttiler
Dastini Bebe Market’in resmi açılışı bugün HighWay Outlet Alışveriş Merkezinde yapıldı. İlimizin tanınmış işadamlarından Abdullah Alemdar’ın yeni girişimi olan Dastini Bebe Market’in resmi açılışı bugün HighWay Outlet Alışveriş Merkezinde gerçekleştirildi. Aynı zamanda MHP Bolu İl Yönetim Kurulu Üyesi olan Abdullah Alemdar’ı yeni işyeri için tebrik etmeye gelenlerin başında MHP Bolu İl Başkanı Adem Evcil geliyordu. Abdullah Alemdar’ı yeni açtığı işyeri için tebrik eden ve “ Hayırlı Olsun” diyen Evcil daha sonra Abdullah Alemdar ile birlikte açılışa katılan Bolu Lösemili Melekler Derneği üyesi çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayarak onlara hediyeler verdiler…
Alemdar İnşaat’ın son kampanyalarıyla evsiz kimse kalmayacak
Alemdar İnşaat’ın son kampanyalarıyla evsiz kimse kalmayacak
Alemdar İnşaat son kampanyalarıyla daire sahibi olmak isteyen vatandaşlarımıza önemli imkânlar sunuyor. TÜFE Endeksli Kampanya ile Gram Altına Endeksli Kampanya’nın açılımı hakkında haber sitemize önemli açıklamalar yapan Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar; “Günümüzde gerek alım gücünün düşmesi gerek maliyetlerin yükselmesi anlamında insanlarımız şu anda barınma ihtiyacına ulaşmakta biraz zorlanıyor. Biz de firma olarak “bunu nasıl kolaylaştırabiliriz? “ diye düşünerek her gün işin matematiğini yaparak yeni kampanyaları yaşama geçiriyoruz. Bu anlamda müşterilerimize, dostlarımıza ve Bolu halkına iki farklı seçenek daha sunmuş oluyoruz. Gelsinler, incelesinler ve hangisi akıllarına yatarsa buna intibak etsinler” dedi. Abdullah Bey, geçtiğimiz aylarda “Sabit Taksit Sabit Fiyat” garantisiyle başlatmış olduğunuz kampanya’ya ek olarak iki yeni kampanya daha başlattığınızı görüyoruz. Daha önce yaşama geçirdiğiniz kampanyalar ilimizde büyük bir ses getirmişti. Bolu’da birçok inşaat firmasının bu yönde kampanyalar başlattığını görüyoruz. Son kampanyalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Türkiye genelinde konut kredi faizlerinin belli bir noktanın altına düşmemesi durumunda İnşaat sektörü kampanyalarla hem tüketiciye ulaşma adına hem tüketiciye daha güzel imkânlar sunma adına hem de kendi önünü açma adına bu tip fikirleri geliştirecektir. Biz bunu sizinle geçtiğimiz dönemde yaklaşık 3- 4 ay önce konuşmuştuk. O zamanda söylediğim gibi “Birçok firma bizim yaptığımız işi yapar bu da toplumda zaman içersinde belli bir noktaya ulaşır” diye belirtmiştim. Tabii, bunu biraz daha ileriye götürmek lazım. Çünkü Türkiye’nin gerçekleri ortada. Bu noktada bizim mevcut kampanyalara ek olarak iki kampanyamız daha oldu. Mevcut kampanyamız bildiğiniz gibi bitmiş dairelerimizde yarısı peşin geriye kalan bölümü 0,98 ile 60 aya ve 2019 yılında bitecek olan projelerimizde 120 aya kadar belli peşinatlarla 120 aya kadar taksitlendirme şeklindeydi. "Buna ilaveten iki kampanya daha başlattık” Bunlardan bir tanesi TÜFE Endeksli Kampanya. Bu kampanya da şöyle bir avantajımız var. Belli bir faiz belirlenmediği için ve birinci yıla enflasyon farkını direkt yansıtmadığımız için otomatikman bizden daire alacak olan vatandaşlarımız 0,98’e göre avantajlı duruma geliyor. Bunu açıklamasını görmek isteyen müşterilerimizi ofisimize bekliyoruz. Ofisimizde detaylı anlatımlarımızı yapacağız. TÜFE kampanyamızı hem bitmiş dairelerimizde hem de 2019 yılında bitecek olan projelerimizde uygulayacağız. Dolayısıyla bu kampanyamızdan büyük bir beklenti içersindeyiz. “Bunun dışında 2’inci kampanyamızda Gram Altına Endeksli Kampanya ” Bu kampanyada da yine faiz söz konusu değil. TÜFE’de de faiz söz konusu değil. Hem faizden uzaklaşmış oluyoruz. Alım satım anlamında faizi kullanmamış oluyoruz. Hem de vatandaşımızı da korumuş oluyoruz. Burada kimse zarar etmemiş oluyor. Netice de insanların temel ihtiyaçları arasında yemek yeme, içme, giyinme ve barınmak gibi temel unsurlar yer alıyor. Barınma ihtiyacının da bir şekilde insanlarımız tarafından çözülmesi gerekiyor. Fakat günümüzde gerek alım gücünün düşmesi gerek maliyetlerin yükselmesi anlamında aradaki makasın açılması vesilesiyle insanlarımız şu anda barınma ihtiyacına ulaşmakta biraz zorlanıyor. Biz de firma olarak ”bunu nasıl kolaylaştırabiliriz?” diye düşünerek her gün işin matematiğini yaparak yeni kampanyaları yaşama geçiriyoruz. Bu anlamda müşterilerimize, dostlarımıza ve Bolu halkına 4 tane seçenek sunmuş oluyoruz. Gelsinler, incelesinler ve hangisi akıllarına yatarsa buna intibak etsinler. Faizsiz seçeneklerimiz bir kere şu anda çok ön plana çıktı. Neticede faiz hepimizin problemi dolayısıyla bu problemi de bu vesileler ile çözme şansımız var. Hem İslami anlamda bir adım atmış oluyoruz. Hem de faizden müşterilerimiz korumuş oluyoruz. “Fiyatlarda şu anda inşaat sektöründe ‘al’ gösteriyor” Tüketici fiyat endeksleri her zaman düşük çıkıyor. Üretici fiyatları endeksi şu anda çok yüksek. Bu anlamda ikisinin de ortalamasını almıyoruz ki vatandaşımızı koruyoruz. Burada en düşük olanını almayı tercih ettik. Buna ek olarak ara ödeme koymadık. Belli bir sabit rakamı baştan belirliyoruz. Sabit fiyat garantisiyle her yılın ortalamasını almak kaydıyla bunu devam ettiriyoruz. Burada vatandaşımızın şöyle bir avantajı da oluyor. Eğer gelir imkânları artar daha hızlı ödeme yaparsa çok daha az etkileniyor. Yani sabit bir faiz ödeme söz konusu olmayacağı için geliri de her yıl en az TÜFE oranında artacağı için hem ödemede zorluk çekmiyor hem de ödemeyi hızlandırması durumunda TÜFE’ den etkilenmiyor. Diğerinde diyelim ki faizi 60 ay yaptık ödemek zorunda… Bankadan 120 ay aldı bunu ödemek zorunda… Burada böyle bir zorunlulukta yok. Bunu da sağlamış oluyoruz vatandaşımıza. Dediğim gibi 2019 yılında bitecek olan projelerimizde de bu imkân var. Fiyatlarda şu anda inşaat sektöründe “al” gösteriyor. Şu anda bu durumda olan 2 tane sektör var. Biri İnşaat sektöründeki konut fiyatları çünkü 2017 fiyatları ile hala satış yapıyoruz. İkincisi de bana göre Borsa. Türkiye’de şu anda pahalanmayan iki şey var. Bütün sektörlerde özellikle Perakende ve Gıda sektöründe ciddi fiyat artışları oldu. Bizim inşaat sektörünün maliyetlerinde de anormal derece fiyat artışları oldu. Hatta bazı kalemlerde % 100’ün hatta % 300’e varan artışlar oldu. Biz inşaat sektörü olarak bunların hiç birini 2018 maliyetlerine yansıtmadık. Bunu inşaat sektöründe faaliyet gösteren diğer arkadaşlarımız da yansıtamadı. Ticaret odasında İnşaatçıları temsil ettiğim misyonumla bunu söylüyorum. İnşaatçı arkadaşlarımızın hiç birisi bunu yansıtamadı. “2019 yılında yeni fiyatları maliyetlere yansıtmak zorundayız” 2019 yılında yeni fiyatlarla daire satışına geçmek durumundayız. Zaten elimizdeki stoklarda neredeyse bitme noktasına geldi. Özellikle yabancılara satış son dönemde çok arttı. Ciddi bir sirkülasyon oldu bu dönemde… Vatandaşlığın 250.000 dolar sınırına indirilmesi. Dolar ve Euro’nun yükselmesi yüzünden yabancıların parasının değerlenmesi. Bizim konutlarımızın 2017 yılı fiyatlarıyla satılması nedeniyle ucuz kalması yüzünden yabancılarda geçtiğimiz 2- 3 ay içersinde ciddi bir satış oldu. Netice itibariyle yaklaşık 6 aydan bu yana Bolu’da konut üretimi neredeyse durma noktasına geldi. Normal üretimin belki % 10’larına düştük. Yani bu süre içinde 1000 konut üreteceksek belki 100 konut ancak ürettik. Dolayısıyla hem ciddi bir satış oldu. Hem de üretimde ciddi bir daralma oldu. Tüm bunları hesapladığımız zaman 2019’da konutlarda benim tahminime göre % 50 oranında bir fiyat artışı olacaktır. Konut almak isteyen vatandaşlarımızın bu fiyat artışlarından etkilenmemesi için bu kampanyaları kaçırmaması gerekiyor aynı zamanda da güzel bir yatırım yapmış olurlar. Şu anda yatırım yapılabilecek iki sektör var. Bir tanesi inşaat ve konut sektörü. Gerçekten fiyatlar çok cazip, kampanyalarda çok cazip. Şu anda bizim arkadaşlarımızın birçoğu hemen hemen aynı kampanyaları yapıyor. Ya da benzer kampanyaları yapıyor. Son yıllarda İnşaat sektörü altın yıllarını yaşadı. Bu yüzden gerçek mesleği Müteahhitlik olmayan birçok isim ve firma ister istemez bu sektöre girdi. Bu açıdan Yapı Müteahhitliği yetki belgesi ile ilgili sizce neler yapılabilir? Başka bir deyişle herkesin Müteahhitlik yapmasının engellenmesi mesleğin gelişimi açısından önemli mi? Bu söylediğiniz sadece İnşaat sektörü için geçerli değil. Hemen hemen birçok sektörde bu sorun yaşanıyor. Herkes kendi alanının dışında iş yapmasının cazibesine zaman zaman kapılabiliyor. Bu cazibe sıcak para olabiliyor, bazen KDV’den etkilenmemek olabiliyor, bazen insanların monotonlaşan yapısında bir heyecan arayışı olabiliyor. Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman aile şirketlerinin özellikle çok uzun soluklu yaşadığını görüyoruz. Bunun sebebi şirketlerin bir anayasasının olması ve bu anayasa çerçevesi içersinde o işlerini yüzyıllara yayabilmesidir. Dünyada bilinen en eski aile şirketi Japonya’da ve 1300 yıllıktır. İkincisi Almanya’da 1100 yıllıktır. Bizim ülkemizde ise en eski bilinen aile şirketimiz 100 yılı geçmiyor. Dolayısıyla bizim burada şirket yönetimi bazında bir problemimiz var. İkinci problemimizde -İnşaat sektörüne has bir problemdir- KDV problemi. Şimdi farklı sektörlerden bizim sektöre girenlerin % 80’ni KDV amacıyla giriyor. Diğer sektörlerde şişen KDV ödemelerini İnşaat sektöründeki KDV’yle sıfırlamak adına giriyor. Dolayısıyla bunu çözmenin çok kolay bir yöntemi var. Bunu çözmenin en kolay yolu muhasebede faaliyetlerin ayrılması. Yani bir kanun maddesi ile İnşaat muhasebesi ile diğer işlerin muhasebesi ayrıldığı takdirde, her işin vergisi, her işin KDV’si kendi içinde tutulduğu takdirde bu iş otomatikman çözülecektir. Örneğin ben dericilik yapıyorsam dericiliğin gelir ve giderini aynı firma içersinden ayrı tutacağım. İnşaatını ayrı tutacağım, Perakende de çalışıyorsam Perakendeyi ayrı tutacağım. Otomotiv’de çalışıyorsam otomotivi ayrı tutacağım. Belki otomotivden KDV ödeyeceğim ama inşaat’tan da KDV’yi alacağım. Yani böyle sirkülasyon oluşması lazım. Bunu mutlaka çözmemiz gerekiyor. Bunu çözemediğimiz takdirde İnşaat sektörü hep cazip olacaktır… Neden mi? % 17’lik bir fark var. “% 17’lik fark bana yeter !” mantığıyla İnşaat sektörüne giriliyor. Maalesef bilmediğiniz işlere girildiği zaman genelde zarar ediliyor. İnsanlar “kazanacağız” diye giriyorlar ama kazanamıyorlar… Çünkü günümüzdeki en önemli maliyet paranın maliyeti. Siz bir İnşaata girdiğiniz zaman en küçük İnşaata 5 milyon lira para yatırdığınızı varsayalım. Bu 5 milyon liranın 2 yıl ve sizin tecrübesizliğinizden dolayı 3 yıl bu sektörde kaldığını düşünürseniz burada sizin kazanmayı düşündüğünüz % 17’lik bir rakam size bugünkü hesaplarla % 50’lere hatta % 60’lara çıkıyor. Hatta daha da yükseklere çıkıyor. İşi tam bilmediğiniz için sektörsel anlamda çeşitli dolandırılma olayları ile karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Daire satışlarında da yeterli beceriyi yakalayamadığınız takdirde bu bir fiyaskoyla sonuçlanıyor. Her şerrin bir hayrı vardır. Her şerrin arkasında bir hayır gizlidir. İnşallah yaşadığımız şu anki durum hem bizi hem de diğer sektörleri şapkalarımızı önümüze koyarak düşünmemizi gerektirir diye düşünüyorum. Bunun sonucunda da tek bir şey söylüyorum. -Zaman zaman bu hataları bende yaptım- ama ne olursa olsun insanların kesinlikle bildiği işi yapması lazım, bildiği işe yatırım yapması lazım ve bildiği iş üzerinden yürümesi lazım ki haksız rekabet oluşmasın. Neticede bizim işimiz bu olduğu için ve KDV odaklı çalışmadığımız için KDV odaklı çalışan bir firmayla rekabet etmemizde mümkün olmuyor tabi. Böyle bir durumda mutlaka herkesin bu saatten sonra Türkiye’de en iyi bildiği işe yönelmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Sonuçta ülkemizde serbest piyasa ekonomisi var. Herkes her işi yapabilir. Kimseyi engelleyemeyiz. Dediğiniz kanun ve yasaları belirli ölçülerde çıkarsanız bile mutlaka bir şekilde çözüm üretiliyor ve o işler yine çözülüyor. Burada esas olan kafa yapımızın değişmesidir. “Yatırımcının kafa yapısının değişmesi ve bu kafa yapısına göre de yatırımların şekillenmesi gerekir “ diye düşünüyorum. Abdullah Alemdar deyince akla doğal olarak çevre duyarlılığı projesi geliyor. Bu konuda ciddi girişimleriniz olduğunuzu biliyoruz. Önümüzdeki aylarda bu konuyla ilgili olarak neler yapmayı planlıyorsunuz? Şu anda önümüz kış olduğu için bahar aylarına kadar fazla bir etkinlik yapma şansımız olmuyor. Kışında yapılacak şeyler var. Özellikle hayvanlara yönelik olarak beslenmeleri ile ilgili olarak bir şeyler yapılabilir. Şehir içinde su ve yem faaliyetleri olabilir. Kuşlar için yemleme faaliyetleri olabilir. Doğadaki hayvanlar için yemleme faaliyetleri olabilir. Onun dışında çevre ile ilgili gerçekten bir konsept geliştirmek lazım. Bolu inanılmaz güzel bir yer. Tek kusurumuz bu yere gereken değeri veremeyişimizdir. Çevremizi maalesef kirletiyoruz. Bu konuda ne yapılması gerekiyorsa herkesin üzerine düşeni yapması gerekir diye düşünüyorum. Bir yandan da Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyesisiniz. Sektörünüzü başarıyla temsil ediyorsunuz. Bu süreçte önümüzdeki dönemde yapmayı düşündüğünüz projeler var mı? Bu dönemde biz Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurulu üyesi olarak seçildik. 9 kişilik yönetim kurulu üyesiyiz. 38 kişilik meclisinde doğal olarak üyesiyiz. İnşaat sektörünü Aydoğan Bey ve Hasan Bey ile birlikte 3 kişi olarak temsil ediyoruz. Onlar komisyonlarda ciddi anlamda görev yapıyorlar. Bizde Yönetim kurulunda görev yapıyoruz. İşin Türkçesi şu; “İnanın Ticaret ve Sanayi odasında yaptığım işten çok büyük bir keyif alıyorum”. Hiçbir beklenti olmadan, tamamen sosyal, tamamen özveri gerektiren bir iş. Herhangi bir getirisi olmayan bir iş ve ben herhangi bir getirisi olmayan işleri çok seviyorum. O anlamda severek ve özenle çalışıyoruz. İnşaat sektöründe yaklaşık 600 kayıtlı üyemizi temsil ediyoruz. En büyük grup bizde… Bununda yaklaşık 400’e yakını düzenli ödeme yapan bir grup. Netice de böyle bir yükün ve sorumluluğun altına girmiş bulunuyoruz. Enteresan bir şeydir ki; yaşadığımız şu dönem İnşaatçıların sıkıntılı olduğu bir döneme denk geldi. Dolayısıyla bizim görev ve sorumluluğumuz çok fazla arttı. Belirlediğimiz bütün sorunları gerekli yerlere anında ileterek çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bu anlamda Sayın Türker Ateş ve Yönetim Kurulundaki diğer arkadaşlarımı da duyarlılıklarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Şu anda en çok inşaat sektörü konuşuluyor. Onunla ilgili çalışmalar yapılıyor. İnşallah önümüzdeki günlerde çok güzel sonuçları alınacak. Sektörle ilgili çok güzel adımlar atılacak diye düşünüyorum. Bu konuda yaptığımız görüşmeler neticesinde beklentilerimiz oluştu. Sorunları biliyoruz. Çözüm önerilerini de sürekli gündeme getiriyoruz. Devletimiz de, hükümetimizde bu konulara duyarlılık gösteriyorlar. Özellikle Sayın Fatih Metin’e ve diğer siyasilere de sizin aracılığınızla teşekkür ediyorum. Gerçekten çok verimli bir çalışma oluyor. İnşallah bunu sürdürerek daha iyi noktalara getirmek istiyoruz. Bu arada bizi destekleyen tüm üyelerimize de teşekkür ediyoruz.
“Bayramda da müşterilerimizi ve ihtiyaç sahiplerini ofisimize bekliyoruz”
“Bayramda da müşterilerimizi ve ihtiyaç sahiplerini ofisimize bekliyoruz”
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar Bolu Objektif haber sitesine verdiği özel demecinde tüm Bolu halkının kurban bayramını kutlayarak:” İnşallah her günümüz bayram gibi olur” dedi. Bayram süresince Bolu halkının hizmetinde olacaklarını vurgulayan Alemdar; “Her yıl biz normal şartlarda kurban bayramının 3.günü, Ramazan bayramının 2.günü işyerimizi açıyorduk ama bu bayramda bayramın 1.gününden itibaren full açık olacağımızı belirttik. Bayramda da müşterilerimizi ve ihtiyaç sahiplerini ofisimize bekliyoruz” dedi. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar Bolu halkının kurban bayramını kutladı. Haber sitemize hem kurban bayramı hem de devam eden kampanyaları ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Alemdar; “Son günlerde konut kredilerindeki artıştan sonra biz bir çalışma yaptık. Yaptığımız bu çalışma neticesinde kira öder gibi ev sahibi yapma şeklinde bir oluşum gündeme geldi. Yaklaşık 3- 4 haftadan beri süren kampanyamız bayram sonuna kadar hatta bir iki hafta daha devam edecek. Sebebi; normalde konut sektöründe banka faizlerinin yüksek olması sebebiyle konut alamayan ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını bir şekilde karşılamaktır. % ‘60’a varan bir avantaj sağlıyor bu kampanya. Bu sebeple her yıl biz normal şartlarda kurban bayramının 3.günü, Ramazan bayramının 2.günü ofisimizi açıyorduk ama bu bayramda bayramın 1.gününden itibaren full açık olacağımızı belirttik. Bayramda da müşterilerimizi ve ihtiyaç sahiplerini bekliyoruz. Elimizden geldiği kadar bu konuda kendilerine yardımcı olmaya çalışacağız” dedi. “Başlattığımız kampanya ile bu konuda da öncülük ettik” Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Biz normal üretimimizin % 20’lik kısmını bu kampanyaya ayırdık. Konut kredilerinde bir düşüş olmazsa birçok firmanın bu sisteme geçeceğini düşünüyoruz. Başlattığımız kampanya ile bu konu da bir öncülük etmişte olduk. Sektörde bununla ilgili çalışma yapan arkadaşları da görüyorum. Bu sebeple insanları bir şekilde rahatlatmak lazım. Netice de sabit vade, sabit taksit netice de ne ödeyeceğini bilen bir proje ürettik. Bu projemiz ile totalde % 60’a kadar bir avantaj sağladık. Uzun vade de yapabiliyoruz. Dolayısıyla ev sahibi olmak isteyenler için bunu bir fırsat olarak görüyorum.” “Herkesin bayramını canı gönülden kutluyorum” Bayramlar kardeşlik ve huzurun en güzel yaşandığı günlerdir. Çocukluğumuzdan beri bayramları hep beraber iple çekeriz. Biz şimdi ticaret hayatında da bayramları aynı şekilde değerlendiriyoruz. Önceki gün otoyolda Düzce tarafına gitmek durumunda kaldım. Orada ki trafiği gördükten sonra yanımdaki arkadaşlara aynen şunu söyledim; “Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir insanı bayram ya da herhangi bir sebeple bu kadar yola dökemezsiniz, bu kadar insanı bir yerden bir yere göç ettiremezsiniz. Bu kadar insana bu kadar zor bir yolculuğu göz önüne aldıramazsınız. Sadece Türk insanları bunu yapıyorlardır” dedim. Bizdeki aidiyet duygusu ve büyüklere olan saygı bunun işareti olduğu için çok büyük gurur duydum. Hiçbir Avrupalı bu kadar eziyeti çekip aile büyüklerine ziyarete gitmez. Hem bu açıdan hem de tatilciler açısından gerçekten bunun bir fırsat olduğunu gördük. Dolayısıyla hem tatile gidenlere hem de bayramda büyüklerinin elini öpmeye gidenlere bayramı bayram gibi yaşayan tüm herkesin bayramını canı gönülden kutluyorum. İnşallah her günümüz bayram gibi olur. “ Alemdar İnşaatKaraçayır MahallesiFuar Sokak Özlem SitesiF-2 Blok No;130 532 583 48 870532 610 82 60
Ev sahibi olmak hiç bu kadar kolay olmamıştı...
Ev sahibi olmak hiç bu kadar kolay olmamıştı...
Alemdar İnşaat bugün başlattığı iki yeni kampanyayla daire sahibi olmak isteyen vatandaşlarımıza önemli imkânlar sunuyor. TÜFE Endeksli Kampanya ile Gram Altına Endeksli Kampanya’nın açılımı hakkında haber sitemize önemli açıklamalar yapan Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar; “Günümüzde gerek alım gücünün düşmesi gerek maliyetlerin yükselmesi anlamında insanlarımız şu anda barınma ihtiyacına ulaşmakta biraz zorlanıyor. Biz de firma olarak “bunu nasıl kolaylaştırabiliriz? “ diye düşünerek her gün işin matematiğini yaparak yeni kampanyaları yaşama geçiriyoruz. Bu anlamda müşterilerimize, dostlarımıza ve Bolu halkına 2 farklı seçenek daha sunmuş oluyoruz. Gelsinler, incelesinler ve hangisi akıllarına yatarsa buna intibak etsinler” dedi. Abdullah Bey geçtiğimiz aylarda “Sabit Taksit Sabit Fiyat” garantisiyle başlatmış olduğunuz kampanya ilimizde büyük bir ses getirdi. Bolu’da birçok inşaat firmasının bu yönde kampanya başlattığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde yeni bir kampanyanız olacak mı? Türkiye genelinde konut kredi faizlerinin belli bir noktanın altına düşmemesi durumunda İnşaat sektörü kampanyalarla hem tüketiciye ulaşma adına hem tüketiciye daha güzel imkânlar sunma adına hem de kendi önünü açma adına bu tip fikirleri geliştirecektir. Biz bunu geçtiğimiz dönemde yaklaşık 3- 4 ay önce konuşmuştuk. O zamanda söylediğim gibi “Birçok firma bizim yaptığımız işi yapar bu da toplumda zaman içersinde belli bir noktaya ulaşır” diye belirtmiştim. Tabii, bunu biraz daha ileriye götürmek lazım. Çünkü Türkiye’nin gerçekleri ortada. Bu gerçekler çerçevesi içersinde içinde bulunduğumuz durumu göz önüne aldığımızda konut kredi faizlerinin düşmemesi durumunda – bizim beklentimiz düşmesi noktasında – fakat düşmemesi durumunda firmalarımızın kendi çözümlerini kendi üretmesi ve piyasayı domine etmesi gerekiyor. Bu noktada bizim mevcut kampanyalara ek olarak iki kampanyamız daha olacak. Mevcut kampanyamız bildiğiniz gibi bitmiş dairelerimizde yarısı peşin geriye kalan bölümü 0,98 ile 60 aya ve 2019 yılında bitecek olan projelerimizde 120 aya kadar belli peşinatlarla 120 aya kadar taksitlendirme şeklindeydi. “Buna ilaveten yeni dönemde iki kampanya daha başlatıyoruz” Bunlardan bir tanesi TÜFE Endeksli Kampanya. Bu kampanya da şöyle bir avantajımız var. Belli bir faiz belirlenmediği için ve birinci yıla enflasyon farkını direkt yansıtmadığımız için otomatikman bizden daire alacak olan vatandaşlarımız 0,98’e göre avantajlı duruma geliyor. Bunu açıklamasını görmek isteyen müşterilerimizi ofisimize bekliyoruz. Ofisimizde detaylı anlatımlarımızı yapacağız. TÜFE kampanyamızı hem bitmiş dairelerimizde hem de 2019 yılında bitecek olan projelerimizde uygulayacağız. Dolayısıyla bu kampanyamızdan büyük bir beklenti içersindeyiz. “Bunun dışında 2’inci kampanyamızda Gram Altına Endeksli Kampanya olacak” Bu kampanyada da yine faiz söz konusu değil. TÜFE’de de faiz söz konusu değil. Hem faizden uzaklaşmış oluyoruz. Alım satım anlamında faizi kullanmamış oluyoruz. Hem de vatandaşımızı da korumuş oluyoruz. Burada kimse zarar etmemiş oluyor. Netice de insanların temel ihtiyaçları arasında yemek yeme, içme, giyinme ve barınmak gibi temel unsurlar yer alıyor. Barınma ihtiyacının da bir şekilde insanlarımız tarafından çözülmesi gerekiyor. Fakat günümüzde gerek alım gücünün düşmesi gerek maliyetlerin yükselmesi anlamında aradaki makasın açılması vesilesiyle insanlarımız şu anda barınma ihtiyacına ulaşmakta biraz zorlanıyor. Biz de firma olarak ”bunu nasıl kolaylaştırabiliriz?” diye düşünerek her gün işin matematiğini yaparak yeni kampanyaları yaşama geçiriyoruz. Bu anlamda müşterilerimize, dostlarımıza ve Bolu halkına 4 tane seçenek sunmuş oluyoruz. Gelsinler, incelesinler ve hangisi akıllarına yatarsa buna intibak etsinler. Faizsiz seçeneklerimiz bir kere şu anda çok ön plana çıktı. Neticede faiz hepimizin problemi dolayısıyla bu problemi de bu vesileler ile çözme şansımız var. Hem İslami anlamda bir adım atmış oluyoruz. Hem de faizden müşterilerimiz korumuş oluyoruz. “Fiyatlarda şu anda inşaat sektöründe ‘al’ gösteriyor” Tüketici fiyat endeksleri her zaman düşük çıkıyor. Üretici fiyatları endeksi şu anda çok yüksek. Bu anlamda ikisinin de ortalamasını almıyoruz ki vatandaşımızı koruyoruz. Burada en düşük olanını almayı tercih ettik. Buna ek olarak ara ödeme koymadık. Belli bir sabit rakamı baştan belirliyoruz. Sabit fiyat garantisiyle her yılın ortalamasını almak kaydıyla bunu devam ettiriyoruz. Burada vatandaşımızın şöyle bir avantajı da oluyor. Eğer gelir imkânları artar daha hızlı ödeme yaparsa çok daha az etkileniyor. Yani sabit bir faiz ödeme söz konusu olmayacağı için geliri de her yıl en az TÜFE oranında artacağı için hem ödemede zorluk çekmiyor hem de ödemeyi hızlandırması durumunda TÜFE’ den etkilenmiyor. Diğerinde diyelim ki faizi 60 ay yaptık ödemek zorunda… Bankadan 120 ay aldı bunu ödemek zorunda… Burada böyle bir zorunlulukta yok. Bunu da sağlamış oluyoruz vatandaşımıza. Dediğim gibi 2019 yılında bitecek olan projelerimizde de bu imkân var. Fiyatlarda şu anda inşaat sektöründe “al” gösteriyor. Şu anda bu durumda olan 2 tane sektör var. Biri İnşaat sektöründeki konut fiyatları çünkü 2017 fiyatları ile hala satış yapıyoruz. İkincisi de bana göre Borsa. Türkiye’de şu anda pahalanmayan iki şey var. Bütün sektörlerde özellikle Perakende ve Gıda sektöründe ciddi fiyat artışları oldu. Bizim inşaat sektörünün maliyetlerinde de anormal derece fiyat artışları oldu. Hatta bazı kalemlerde % 100’ün hatta % 300’e varan artışlar oldu. Biz inşaat sektörü olarak bunların hiç birini 2018 maliyetlerine yansıtmadık. Bunu inşaat sektöründe faaliyet gösteren diğer arkadaşlarımız da yansıtamadı. Ticaret odasında İnşaatçıları temsil ettiğim misyonumla bunu söylüyorum. İnşaatçı arkadaşlarımızın hiç birisi bunu yansıtamadı. “Yılbaşından itibaren biz yeni fiyatları maliyetlere yansıtmak zorundayız” Yeni fiyatlarla daire satışına geçmek durumundayız. Zaten elimizdeki stoklarda neredeyse bitme noktasına geldi. Özellikle yabancılara satış son dönemde çok arttı. Ciddi bir sirkülasyon oldu bu dönemde… Vatandaşlığın 250.000 dolar sınırına indirilmesi. Dolar ve Euro’nun yükselmesi yüzünden yabancıların parasının değerlenmesi. Bizim konutlarımızın 2017 yılı fiyatlarıyla satılması nedeniyle ucuz kalması yüzünden yabancılarda geçtiğimiz 2- 3 ay içersinde ciddi bir satış oldu. Netice itibariyle yaklaşık 6 aydan bu yana Bolu’da konut üretimi neredeyse durma noktasına geldi. Normal üretimin belki % 10’larına düştük. Yani bu süre içinde 1000 konut üreteceksek belki 100 konut ancak ürettik. Dolayısıyla hem ciddi bir satış oldu. Hem de üretimde ciddi bir daralma oldu. Tüm bunları hesapladığımız zaman 2019’da konutlarda benim tahminime göre % 50 oranında bir fiyat artışı olacaktır. Konut almak isteyen vatandaşlarımızın bu fiyat artışlarından etkilenmemesi için bu kampanyaları kaçırmaması gerekiyor aynı zamanda da güzel bir yatırım yapmış olurlar. Şu anda yatırım yapılabilecek iki sektör var. Bir tanesi inşaat ve konut sektörü. Gerçekten fiyatlar çok cazip, kampanyalarda çok cazip. Şu anda bizim arkadaşlarımızın birçoğu hemen hemen aynı kampanyaları yapıyor. Ya da benzer kampanyaları yapıyor. Abdullah Bey, Konut kredileri önümüzdeki dönemde düşer mi? Tabii ki düşecek. Bu seyirde devam etmesi bana göre mümkün değil. Fakat konut kredileri düşse bile şu andaki kampanyalarımızın seviyesine gelmesi yakın bir gelecekte mümkün görünmüyor. Bu anlamda kampanyaları değerlendirmek gerekir.
Alemdar İnşaat’tan kira öder gibi ev sahibi olma fırsatı!
Alemdar İnşaat’tan kira öder gibi ev sahibi olma fırsatı!
Alemdar İnşaat “Sabit taksit Sabit fiyat” garantisiyle başlattığı yeni kampanyasıyla İnşaat sektöründe yeni bir çığır açıyor. Hem Bitmiş Projelerde hem de Temelden Projelerde önemli alım kolaylıkları sağlayan Alemdar İnşaat, konut sahibi olmak isteyen vatandaşlarımızı bankasız ve kefilsiz ev sahibi yapıyor. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar yeni kampanyaları sayesinde vatandaşların neredeyse kira öder gibi ev sahibi olacağını vurgulayarak; “Biz burada açıkçası kârlılığı çok fazla ön plana çıkartmadık. Buradaki amacımız sektörün bir çıkış yakalamasına yöneliktir. Bu çıkışı yakalamak adına bu kampanyayı başlattık” şeklinde konuştu. Abdullah Bey, yine kentimizde çok ses getirecek olan bir kampanya başlatıyorsunuz. Faizlerin yeniden yükseldiği bir ortamda siz yine her keseye uygun bir kampanya ile ev almak isteyen binlerce kişiye büyük bir kolaylık sağlıyorsunuz. Bu kampanyanın açılımı hakkında bilgi verir misiniz? Alemdar İnşaat olarak 17/25 Aralık sürecinden önce faizlerin ve döviz’in stabil olduğu bir dönemde 60 aya kadar uzayan vadeli satış kampanyaları yapmıştık. Seçimlerden önce kamu bankaları İnşaat sektörünü ciddi anlamda desteklemişti. Yüzde 0,98 oranıyla bitmiş daire stoklarımızı eritmiştik. Buradan onlara bir kere daha teşekkür ediyorum. Ama seçimlerden sonra banka faizlerinin arttığını gözlemliyoruz. Dünyada gelişen ekonomik konjektürle birlikte ülkemizdeki banka faizlerinin yükselmiş olması konut edinmek isteyen vatandaşlarımızın konut edinme isteğini zorlaştırmış durumda. O yüzden bu durumla ilgili bir çalışma yaptık. Yaptığımız bu çalışma neticesinde vatandaşlarımızı konut edindirebileceğine % 100 inandığımız bir projeyi devreye sokuyoruz. Şimdiden Bolu halkına hayırlı olsun diyorum. Kampanya’da konut edinmek isteyen vatandaşlarımız için ne gibi kolaylıklar var? Temelden devam eden projeler olarak bir bölüm ayırdık. Bir de bitmiş projeler olarak bir bölüm ayırdık. Temelden yani topraktan devam eden projelerimizde 60 bin minimum peşinatla kampanyaya giriliyor ve 120 aya kadar vadeli satış öngörüyoruz. İsteyen istediği vadeyi ve peşinatı seçebiliyor. Dairesini beğeniyor onun üzerinden tablodan istediği ödeme planını seçmek suretiyle bu kampanyaya girebiliyor. “Yaklaşık 40 bin lira kadar bir avantaj sağlamış oluyoruz” Bu kampanya’daki avantajımız şudur; Şu andaki güncel banka konut kredisi faiz oranlarının ortalamasını aldığımızda minimum 36 ayda % 33, 120 ayda da % 48’e kadar çekilecek kredi üzerinden bankaya ya da bize yapacağı ödeme arasında fark doğuyor. Çok basit bir şekilde hesaplama yapacak olursak 120 ayda 130 bin liralık bir krediden bize ödeyeceği rakam 42 bin lira… Bankaya ödeyeceği rakam 80 bin lira civarında oluyor. Yaklaşık 40 bin lira kadar bir avantaj sağlamış oluyoruz. “10 bin lira civarında bir maliyeti de bertaraf etmiş oluyoruz” Burada kesinlikle sabit fiyat garantisi veriyoruz. Konut biter bitmezde teslim garantisini veriyoruz. Bunun dışında bu sistemde olmayan ekstra şeylerde var. Bunlardan bir tanesi Ekspertiz ücreti yok. Banka tahsis ücreti yani dosya masrafı dediğimiz olay yok. Konut paket sigortası yok. Kredi hayat sigortası yok ve İpotek ücreti yok. Bütün bunları topladığımızda – krediyi çeken kişinin yaşına göre değişiyor- ama 10 bin lira civarında bir maliyeti de bertaraf etmiş oluyoruz. “Bu model ile gerçekten konut ihtiyacı olan vatandaşlarımızın ev sahibi olacağını düşünüyorum” Bitmiş projelere gelince… 100 bin lira peşinatla kampanyaya giriliyor. Süre 72 aya kadar uzuyor. Burada da kazanç oranı Normal güncel banka faiz oranına göre % 28 ile % 37 arasında değişiyor. Daha önce bahsettiğim Ekspertiz ücreti, Banka tahsis ücreti, konut paket sigortası, Kredi hayat sigortası ve İpotek ücretleri bunlarda da olmuyor. Tüm bu unsurları üzerine kattığımızda nereden bakarsanız çok ciddi bir avantaj sağlamış oluyoruz. Bu anlamda şu anda devam eden bitmiş projelerimizin tamamı bu kampanya kapsamındadır. Müşterilerimizin tamamına dairelerimizi gezdiriyoruz ve istedikleri daireleri seçme şansını sunuyoruz. Bu kampanya ile birlikte önümüzde dönemde İnşaat sektörünün farklı bir boyuta geçeceğini düşünüyorum. Bizim bu kampanyamızı başka firmalarında örnek alacağını düşünüyorum. Dolayısıyla yeni bir model Bolu için. Bu model ile gerçekten konut ihtiyacı olan vatandaşlarımızın ev sahibi olacağını düşünüyorum. Bu tabloları gelip inceledikleri takdirde 2-3 sene sonra kira öder gibi ev sahibi olacaklarını görecekler. “En düşük gelirliden en yüksek gelirliye kadar herkes bu kampanyadan konut sahibi olabilir” Biz burada açıkçası kârlılığı çok fazla ön plana çıkartmadık. Buradaki amacımız sektörün bir çıkış yakalamasına yöneliktir. Bu çıkışı yakalamak adına bu kampanyayı başlattık. Bu kampanyayı çok ince eleyip sıkı dokuduk. Kendi açımızdan da fiyatlandırmamızı yaptık. Maliyetlerimizi de hesapladık. Dolayısıyla bu imkânlara sahip olan en düşük gelirliden en yüksek gelirliye kadar herkes bu kampanyadan konut sahibi olabilir. Normal şartlarda 60 ayı geçmiyorduk ama bu kampanya da içinde bulunduğumuz durumları göz önüne aldığımız için topraktan devam eden projelerimizde 120 aya kadar uzattık. Devam eden projelerden kastımız şudur; % 80 seviyesinde bile olsa biz onları devam eden proje kapsamına alıyoruz. Ancak normal banka kredi seviyesine geldikten sonra bitmiş proje kapsamına alıyoruz. Dolayısıyla burada vatandaşlarımızın daireyi belli bir noktadan görerek alma şansları da var. Kesinlikle ofisimize uğrayarak bu konuda daha ayrıntılı bilgi almaları gerekiyor. Geldiklerinde daha ayrıntılı bilgi kendilerine verilecektir. İstedikleri yerde ve ortamda bu hesapları yaptıklarında ne kadar kârlı olacaklarını göreceklerdir. Şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun. Alemdar İnşaat Karaçayır Mahallesi Fuar Sk. Özlem Sitesi F-2 Blok No;13 - BOLU Tel; 0 532 583 48 87- 0 532 610 82 60
“Kentsel dönüşüme girecek öncelikli bölgelerin belirlenmesi şart!”
“Kentsel dönüşüme girecek öncelikli bölgelerin belirlenmesi şart!”
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu başkanı Abdullah Alemdar 31 Mart seçimleri sonrasında ilimizdeki kentsel dönüşüm bölgelerinin bir an önce belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Alemdar; “Kentsel dönüşümü yapacak olan ve uygulayacak olan belediyelerdir. Kentsel dönüşümü, bölgesel ya da ada bazlı olarak yapmamız lazım. Bu işleri de mutlaka yerel inşaat firmalarına vermek lazım. Bu durum hem yereldeki İnşaat firmalarını ayakta tutmak hem de kentsel dönüşüm olayını hızlıca çözmek açısından önem taşımaktadır” dedi. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu başkanı Abdullah Alemdar, Bolu Objektif haber sitesine İnşaat sektörünün dünü, bugünü ve yarını ile ilgili çok önemli tespitlerde bulundu… Abdullah Bey, Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, Türkiye’de insanların berbere giderken bile sertifika sorduğunu ancak aldığı konutun yeterince denetlendiğini, doğru malzeme kullanılıp kullanılmadığını, belgeli müteahhidin binayı yapıp yapmadığına bakılmadığını söyledi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sayın Ferdi Erdoğan’a kısmen katılıyorum. Ancak ilimizdeki İnşaat kalitesi açısından bunu kabul etmem son derece zor. Bolu’da yapı denetimler olsun, İnşaat firmaları olsun yüksek oranda buna dikkat edilerek titizlik gösteriliyor. Sayın Başkanının görüşüne şu açıdan bakarsak katılmamak mümkün değil. İnşaat sektörü ve yapı kalitesinin sağlanması için 3 tane kriter olması lazım. Bunlardan ilki teknik personel kriteri, ikincisi ciro kriteri, üçüncüsü de iş bitirme kriteri… Bu üç tane kriteri tüm Türkiye genelinde uyguladığımız zaman ortaya daha kaliteli daha spesifik ve daha kullanılabilir konutlar ortaya çıkacaktır. Bunun yanında denetim mekanizmalarını daha da güçlendirmek lazım. İnşaat sektörünün hareketlenmesi için hangi alanlara ağırlık verilmeli? Mesela Bolu’da kentsel dönüşüm önemli bir çıkış noktası olabilir mi? Aslında kentsel dönüşüm hükümetimiz tarafından çok iyi düşünülerek planlandı ve uygulamaya konuldu. Devamında ise bazı aksaklıklar oluştu. Kanunda ve yönetmeliklerde bazı değişiklikler yapıldı. Bu açıdan tam istediğimiz gibi işlemedi. Kentsel dönüşümü yapacak olan ve uygulayacak olan belediyelerdir. Başından beridir söylediğimiz gibi kentsel dönüşümü, bireysel kentsel dönüşümden ziyade bölgesel ya da ada bazlı olarak yapmamız lazım. Bu işleri mutlaka yerel inşaat firmalarına vermek lazım. Bu durum hem yereldeki İnşaat firmalarını ayakta tutmak hem de kentsel dönüşüm olayını hızlıca çözmek açısından önem taşımaktadır. Bu uygulamanın daha verimli olacağını düşünüyorum. Burada bir konsept oluşturulmalı. Belediye’de işin içine girmeli, gerekirse Belediye’de buradan bir pay almalı. Müteahhide de belirli bir pay bırakılmalı. Yer sahiplerinin de mutlaka hakları verilmeli. Bunu gerekirse oradaki yoğunluğu artırarak çözebiliriz. Gerekirse İnşaat metrekarelerini biraz düşürerek çözebiliriz. Netice de bu üç kanalında mutlu edildiği bir sistemle kentsel dönüşüm hızlanır ve ilimizdeki İnşaat sektörü de hareketlenmiş olur. 2019’da kentsel dönüşüme girecek ve girmeyecek öncelikli bölgeler özellikle 31 Mart Yerel seçimlerinden sonra belirlenmeli mi? Zaten siyasi parti adaylarının bununla ilgili çalışmaları var. Bizde şu anda takip ediyoruz. Mutlaka belirlenmesi gerekiyor. Fakat burada yerel firmalarla çalışmak gerekiyor. Yerel dışında bir kentsel dönüşüme girilecek olursa bunun Bolu’ya hiçbir faydası olmayacaktır. TOKİ’lerin yapılmasında da gördüğümüz gibi ilimize bir katkı sağlanmadığını gördük. Müteahhit dışarıdan geliyor, malzeme dışarıdan geliyor. Bolu’daki esnaf hiçbir şekilde bundan bir satış imkânı sağlayamıyor ve para tekrardan dışarıya gidiyor. Dolayısıyla Bolu’nun ekonomisine bir katkı sağlayamıyor. Bolu’nun ekonomisine katkı sağlaması ve inşaat sektörünün ayağa kalması açısından ivedilikle bu bölgelerin belirlenip bir konsept dahilinde Bolu Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı ve belirli geçmişi olan firmaların üzerinden bu işlerin yürütülmesi gerekiyor. Denetimde ciddi eksikler var mı? Sektördeki en temel ve büyük sorunların başında, etkin piyasa denetimi ve Yapı Yasası’nın olmaması geliyor mu? Kalitesiz ve plansız yapılaşmadaki sorunların önüne nasıl geçilir? 1999 depreminden önce yapılan binalarla ilgili olarak bunu söyleyebiliriz. Fakat daha sonrasında yapılan binalarla ilgili olarak Bolu’da kesinlikle denetim problemi yoktur. Bolu bizim diğer illerdeki çalışmalarımıza göre baktığımızda da en iyi denetlenen ve inşaat kalitesi olarak en üst düzeyde olan illerimizden bir tanesidir. Bu daha da iyi olabilir. Daha iyi bir denetleme sağlanabilir. Bolu’da 1999 depreminden sonra üretilen hiçbir konutun kalitesiz olduğunu düşünmüyorum. Kalitenin ve standardın tabii ki sonu yok. Daha iyisini yapmaya uğraşmamız lazım. Her zaman bunun mücadelesini vermemiz gerekiyor. İnşaat sektöründe Maliyetlerde ve enflasyonda geçen yıl yaşanan sıçrama, fiyatlamayı zorlaştırarak kârlılıkları olumsuz etkiledi mi? Şimdi dövizdeki hareket bildiğiniz gibi faizi tetikledi. Faizdeki harekette maliyetlerimizi ciddi anlamda artırdı. Bütün sektörlerde bu sorun var. İnşaat sektörü de bundan ciddi anlamda etkilendi. Şu anda bu maliyetleri henüz yansıtabilmiş değiliz. 31 Mart seçimlerinden sonra yansıtmayı planlıyoruz. Neticede bir iş kâr etmek için yapılır. Kâr edilmeden de bir yere varmak mümkün değildir. O yüzden bu enflasyon artışlarının ve fiyat hareketlerinin konutlardaki maliyetlere yansımadan konut almak isteyen vatandaşlarımızın bir an önce elini çabuk tutmasını öneriyorum. Ödeme ve tahsilâtlarda yaşanan sıkıntıların artması beraberinde barter eğiliminin güçlenmesine neden oldu mu? Barter konusu benim çok sıcak baktığım bir konu değil. Özellikle imalatta yapılacak olan barter her zaman sorun yaratmıştır. İmalat dışında yani kesin ve net olan ürünlerde barter yapılabilir. Firmaların nakit girdilerinin düşmesi ve paranın maliyetinin artması noktasında önümüzdeki dönemde barter eğilimi yükselerek devam edecektir. İşin kötü tarafı malzeme ve diğer tedarikçilerinde barter yapma güç ve kabiliyetlerinin olmaması burada bir handikap olarak karşımıza çıkıyor bence. Uzayan satış vadeleri ve yükselen aylık faizler nakit akışlarını bozdu mu? Buna hazırlıklı olan firmalar olduğu kadar hazırlıksız yakalanan firmalarda oldu. Nakit akışlarında dalgalanmalar zaman zaman yaşanıyor. Son aylarda konut kredilerinde ciddi bir düşüş var. Şu anda 1,68 ve 1,58’leri görmüş durumdayız. 0,98 uygulamasının ardından yavaş yavaş piyasaya para girişi olmaya başladı. Yeni dönemde de konut fiyatları yükselmeden alım yapmak isteyenlerin de piyasaya girmesiyle birlikte nakit akışının tekrar eski haline döneceğini düşünüyorum. Yaklaşık 7-8 aydan bu yana devam eden bu süreçte zaman zaman nakit akışlarında sıkıntı olduğu doğrudur. İnşallah önümüzdeki dönemde bunun ortadan kalktığını hep birlikte göreceğiz. İşlerin doğru yapılması için neler yapılmalı, hangi adımlar atılmalı? İşlerin doğru yapılması için öncelikle bana göre bir işyerinin gelenekselleşmesi lazımdır. Örnek vermek gerekirse bir şoför araç kullandığı sürece her geçen gün daha da ustalaşır. Daha da tecrübesi artar. Burada işlerin doğru yapılması için firmalarımızın yaşlanması gerekiyor. Yani Türkiye’de de firma ömrünün artık uzaması gerekiyor. Bizim en büyük problemimiz Türkiye’de ki firma ömürlerinin çok kısa olmasıdır. Ülkemizdeki küçük ölçekli ortalama firma ömrü 10 yıl civarında. Bu 10 yılı biz 50 yıllara, sonrasında da 100 yıllara taşıyabildiğimiz sürece işlerimizi doğru yapmış oluruz. Çünkü bu gelenek firmada oturduğu zaman firmanın hayati meselesi işini doğru yapmak olacaktır. Bu gelenek oturduğu sürece de firma işlerini doğru yapacak. Bununla ilgili olarak ben özellikle planlama noktasında ve bu tip firmalara destek noktasında bir politika üretilmesi taraftarıyım. Bu politikada gerekirse bazı firmalarımızın gerek ticaret odaları gerekse de devletimizin belirli kurumları tarafından desteklenerek örnek firma olarak ön plana çıkartılması taraftarıyım. Bunları ne kadar çoğaltabilirsek firma ömürlerini de o kadar uzatabileceğimizi düşünüyorum. Neticede bir ailede bir çocuğun meslek seçerken bile bir örneğe ihtiyacı vardır. Dolayısıyla bizimde Türkiye’de yapmamız gerekenin örnek firmalar oluşturarak bu firmalar üzerinden diğer firmalara da mesaj vererek onlarında o politikaları izlemesini sağlamaktan geçtiğini düşünüyorum. 2019 yılından beklentilerinizi mikro ve makro ölçekte öğrenebilir miyiz? Ben hayatımda hiçbir zaman karamsar olmadım. Hiçbir zamanda yatırım noktasında ve çalışma noktasında geri durmadık. Her zaman ve her dönemde işlerimizi aksatmamaya özen gösterdik. Özellikle Haziran- Temmuz ayından bu yana planladığımız bütün işleri gerçekleştirdik. Yani 2018 yılına dair yapmamız gereken her şeyi yaptık. 2019 yılı için bütün planlarımız ve bütün projelerimiz hazır. Burada söylenti ve algı yönetimine dayalı bir karamsarlık şu anda pompalanmaya çalışıyor. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Türkiye ekonomisi doları stabil hale getirdi. Faizlerde de her geçen gün ciddi düşüşler oluyor. Piyasaya bankaların tekrar kredi vermesiyle birlikte, kredilerin önünün açılmasıyla birlikte düşen faizler noktasında ben tekrar bir canlılık olacağını düşünüyorum. Bunun dışında bekletilen bir talebimiz var. Bu talep önce dolar düşsün diye bekletildi. Sonra faiz düşsün diye bekletildi. Şimdi de seçimden sonrası diye bekletiliyor. Bu bekletilen talebin ben seçim sonrasında atağa geçeceğini düşünüyorum. İnsanların tekrar para harcama noktasına geleceğini düşünüyorum. Zaten biz nakit döngüsünü hızlandırabilirsek otomatikman 2019 yılı bizim için tekrar bir geri dönüş yılı olacaktır. 2020 yılında da çok güzel günler yaşayacağımızı düşünüyorum. Bunun için bütün vatandaşlarımızın ve çalışanlarımızın pozitif olmaları gerekiyor. Pozitif düşünmemiz gerekiyor. Mümkünse her işletmenin bir kişi daha fazla çalıştırmak için istihdam yaratmak için mücadele etmesi gerekiyor. Bu noktada da devletimizden ticaret erbapları olarak özellikle finansman noktasında ve diğer vergilendirme noktalarında devam eden desteklerinin yine aynı şekilde devam etmesini istiyoruz. İnşaat sektörü bizim gerçeğimiz. Bir günde teknolojiye yani 4.0’a geçemeyeceğimize göre önümüzdeki 3-5 sene daha inşaat sektörünü ayakta tutmak zorundayız. İnşaat sektörü Türkiye ekonomisi için olmazsa olmazdır. Bu noktayı da göz önüne alıp inşaat sektörü ile ilgili ciddi adımlar beklediğimizi sizin aracılığınız ile özellikle vurgulamak istiyorum.
Lösemili Melekler ve aileleri Abdullah Alemdar’ı yalnız bırakmadı
Lösemili Melekler ve aileleri Abdullah Alemdar’ı yalnız bırakmadı
Alemdar İnşaat’ın bugün gerçekleştirilen Göynük Şubesinin açılışına Gölköy’de bulunan Kansersiz Yaşam Merkezinin temsilcileri de katıldı. Bolu Lösemili Melekler Derneği Başkanı Elvan Coşkun, Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar’ın derneklerine çok büyük destek verdiğini söyleyerek Göynük şubesi açılışında kanser hastaları ve yakınları olarak bulunmaktan dolayı çok büyük bir memnunluk duyduklarını söyledi. Alemdar İnşaat’ın Göynük Şubesinin açılışına Bolu’dan ve Göynükten yüzlerce kişi katıldı. Alemdar İnşaat Göynük Şubesi, Cuma Mahallesi Hükümet Caddesi No; 15’te ilçe halkına hizmet verecek…
Alemdar İnşaat Göynük’e İmzasını Attı
Alemdar İnşaat Göynük’e İmzasını Attı
Alemdar İnşaat’ın Göynük Şubesinin açılışı öncesinde dağıtılan Alemdar İnşaat Logolu şapkalar ilçe halkından büyük bir ilgi gördü. Göynük Sokaklarında Alemdar İnşaat Logolu şapkalarla dolaşan yüzlerce kişi Alemdar İnşaat firmasına teşekkür etmeyi ihmal etmediler. Alemdar İnşaat’ın Göynük Şubesinin açılışı bugün yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. Alemdar İnşaat’ın Göynük Şubesinin açılışına Bolu’dan ve Göynükten yüzlerce kişi katıldı. Alemdar İnşaat Göynük Şubesi, Cuma Mahallesi Hükümet Caddesi No; 15’te ilçe halkına hizmet verecek…
Alemdar İnşaat Göynük Şubesi Hizmete Girdi
Alemdar İnşaat Göynük Şubesi Hizmete Girdi
İlimizin önde gelen İnşaat Firmalarından olan Alemdar İnşaat’ın Göynük Şubesinin açılışı bugün yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar firmalarının her geçen yıl daha da büyüyerek sektördeki en önemli firmaların başında geldiğini vurgulayarak;” Göynük şubemizin açılışında bizi yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza ve ilgisinden dolayı Göynük halkına teşekkür ederiz” dedi. Alemdar İnşaat’ın Göynük Şubesinin açılışına Bolu’dan ve Göynükten yüzlerce kişi katıldı. Saat 14.00’de gerçekleştirilen açılış törenine ilçenin önde gelen simaları katıldı. MHP Bolu İl Başkanı Adem Evcil ile Ak Parti Göynük İl Genel Meclis üyesi Mümtaz Altınbaş ‘ta açılış töreninde Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar’ı yalnız bırakmayarak “Hayırlı Olsun” dediler. İnşaat Sektörünün yan kollarında faaliyet gösteren çok sayıda firma temsilcisi ile finans sektörünün önde gelen temsilcileri de Alemdar İnşaat’ın Göynük Şubesinin açılışına katıldılar. Açılış öncesinde Göynük halkına ve davetlilere yemek ikramı yapıldı. Göynük Şubesinin açılış töreninin ardından Alemdar İnşaat firmasının ilçede gerçekleştireceği dev inşaat projesinin temel atma töreni kesilen kurbanlar ve dualar eşliğinde yapıldı. Alemdar İnşaat Göynük Şubesi, Cuma Mahallesi Hükümet Caddesi No; 15’te ilçe halkına haftanın 7 günü saat 24.00’a kadar hizmet verecek.
ALEMDAR İNŞAAT HAYALLERİ GERÇEK YAPIYOR…
ALEMDAR İNŞAAT HAYALLERİ GERÇEK YAPIYOR…
Bolunun en tanınmış İnşaat firmalarının başında gelen Alemdar İnşaat’ın yıl sonu kampanyası Bolu halkından büyük bir ilgi görüyor… Alemdar İnşaat’ın yıl sonu kampanyası büyük dikkat çekiyor… Konu ile ilgili olarak haber sitemize açıklamalarda bulunan Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar ; “Sayın Cumhurbaşkanımızın da sık sık belirttiği gibi son dönemde faiz ve dolar kurunda oynamalar söz konusu. Buna bağlı olarak ta konut kredi faizleri, kamu bankaları tarafından uzunca bir süre düşük tutulmasına rağmen son dönemde onlar da 1 bandının üzerine çıkmak zorunda kaldı. Böyle olunca da biz firma olarak hem ekonomiye katkı sağlamak hem de daire almak isteyip te faizlerin yüksekliğinden dolayı daire almakta zorlanan müşterilerimizi düşünerek yıl sonuna kadar olmak üzere elimizdeki sayılı sayıdaki bitmiş daireler için çok güzel bir kampanya düzenledik” dedi. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar sözlerine şu şekilde devam etti; “ Bunu İş Bankası ve Türkiye Finans ile yaptık. İki banka ile anlaşmamız var. Faizsiz sistemden kullanmak isteyen müşterilerimizi de düşünerek Türkiye Finans Bankası ile böyle bir çalışmamız oldu. Bu sistemde Kredi tutarı ve oranlarımız; 0–50.000 TL. arası kredi kullanacak olan müşterilerimize – 0.80 50.000 TL –100. 000 TL arası kredi kullanacak olan müşterilerimize – 0.85 100.000 TL –150.000 arasında kredi kullanacak olan müşterilerimize – 0.90 150.000 TL ve Üstünde kredi kullanacak olan müşterilerimize - 0.95 Olmak üzere bir çalışmamız oldu. Bu çalışmamız neticesinde ortalama 100.000 TL kredi kullanacak bir müşterimizin 120 aydaki kârlılığı Ekspertiz ile birlikte –ki Ekspertiz ücretini de bu sistem kapsamında biz karşılıyoruz. Böylelikle müşterilerimiz Ekspertiz ücreti de ödemiyorlar. 21.000 ve 22.000 civarında bir kârlılıkları söz konusu olacak.” Bunu niçin yaptık? Abdullah Alemdar sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “ Türk Ekonomisi 3.çeyrekte bir büyüme rekoru kırdı. Bizimde Alemdar İnşaat olarak bu büyümeyle birlikte hem piyasayı belli bir oranda forse etmek hem de ekonomik canlılığa katkıda bulunmak adına böyle bir kampanya yaptık. Aynı zamanda da yıl sonu itibariyle elimizde son kalan belirli sayıdaki daire stoğumuzu da eritmek istiyoruz. Bu kampanyadan faydalanmak isteyen müşterilerimiz en kısa zamanda bize müracaat etmeleri gerekiyor. Çünkü dairelerimiz sınırlı sayıdadır. Bolu’nun birçok mahallesinde dairelerimiz serpiştirilmiş durumdadır. Yani lokasyon olarak; Kalıcı konutlardan, Alpagut’a, Sağlık mahallesinden tutunda Tabaklar, Karaçayır, Sümer, Aktaş gibi birçok semt ve mahallede dairelerimiz mevcuttur. Özellikle bu daireleri bu şekilde seçtik. Bu seçtiğimiz daireler üzerinden de bu kampanyayı başlattık. Şu ana kadar ciddi dönüşler alıyoruz. İnşallah yıl sonuna kadar kampanyamızı başarılı bir şekilde sürdürmek istiyoruz. Türkiye Ekonomisi içinde 2017’nin gayet güzel sonuçlanacağını düşünüyorum. 2018 yılının da hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Çevre Duyarlılığı Projesi Hayata Geçiyor
Çevre Duyarlılığı Projesi Hayata Geçiyor
Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, Bolu Objektif haber sitesine yaptığı özel açıklamada ilimizin geleceği açısından büyük bir önem taşıyan çevre duyarlılığı projesinin önemine dikkat çekti. Bu konuda somut adımlar atacağını vurgulayan Alemdar; “Her şeyi devlet ya da Belediye’den beklememek lazım. En azından belki bir gönüllüler grubu oluşturup bu gönüllüler gurubuyla zaman zaman bir araya gelerek haftanın ya da ayın belli günleri belli bölgelerden başlamak gerekir diye düşünüyorum. Bununla ilgili olarak önümüzdeki dönemde bir çalışma başlatacağım” Dedi. Abdullah Bey daha önce yaptığımız röportajda çevre duyarlılığı projesini gündeme getirmiştiniz. Bolu’da son yıllarda bu konu hiç gündeme getirilmemişti. Bu konudaki düşünceleriniz kamuoyunda geniş ölçüde dikkat çekti. Bir adım ötesi olarak düşünürsek önümüzdeki günlerde bununla ilgili vakıf ya da dernek gibi adımlar atarak çevre duyarlılığı projesini daha da sembolize etmeyi planlıyor musunuz? Bolunun kurtuluş reçetelerinden bir tanesi olarak Turizm dedik. Eğitim dedik. Spor dedik. Sanayileşme nedense Bolu’da hep arka planda kaldı. Belki de kalması çok iyi oldu. Çünkü Bolu’nun doğal güzelliğine, havasına ya da suyuna eksi tesir yapmamış oldu. O zaman elimizdeki bu 3 tane argümanı çok iyi kullanmamız lazım. Bunları kullanmak içinde bize ne lazım? Önce Doğa lazım. Önce Temiz Su lazım. Önce Temiz Hava lazım. Temiz Çevre lazım. Bu amaçla ben şahsen nereye gidersem gideyim çevreme baktığım zaman rahatsız oluyorum. İnsanlarımıza maalesef çöplerini toplama alışkanlığını edindiremedik. Bu eğitimi veremedik. Bu konuda başarısız olduğumuzu kabul ediyoruz. Dolayısıyla şu aşamadan sonra bu nasıl olabilir? En azından belki bir gönüllüler grubu oluşturup bu gönüllüler gurubuyla zaman zaman bir araya gelerek haftanın ya da ayın belli günleri belli bölgelerden başlamak gerekir diye düşünüyorum. Bununla ilgili olarak önümüzdeki dönemde bir çalışma yapmak istiyorum. Bu çalışmaya sizi de davet edeceğim. Gittiğimizde göreceksiniz ilimizin çok gidilmeyen, çok tercih edilmeyen en ücra köşelerinde bile çok ciddi anlamda bir çöp stoğumuz oluşmuş durumda ve insanlar bunu göre göre bunu bile bile gittiklerinde tükettikleri her şeyi yine orada bırakmaya ısrarla devam ediyor. Ondan da rahatsız olmuyorlar. Netice de aslan yattığı yerden belli olur diyoruz. Atalarımızın bu güzel sözünü maalesef bugüne kadar başaramadık. “Çevreye duyarlı tüm Bolululardan özellikle gençlerden destek bekliyoruz” Neticede bir yerden başlamak lazım. Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulunda olmam nedeniyle ticaret odasında da yine aynı şekilde bunu gündeme getirmeyi planlıyorum. Oradan da belirli bir destek ve güç isteyeceğim. Bu anlamda Bolu’da bir ışık yakmak ve bir yol haritası çizmek istiyorum. Bunu yaparken de çevreye duyarlı tüm Bolululardan özellikle gençlerden destek bekliyoruz. Çünkü gençlerin burada bir adım atarak önde olması lazım. Hatta bizlere de örnek olması lazım. Bu anlamda Bolu’da yapılacak olan çok şey var. Derelerimiz var. Mesire alanlarımız var. Temiz tutulması gereken yol boylarımız var. Mutlaka bunlarla ilgili bir yerden başlamak lazım. Her şeyi devlet ya da Belediye’den beklememek lazım. Siz evinizde aldığınız bir eşya ya da kullandığınız bir malzemeyi yerine koymadığınız zaman bir süre sonra kendi evinizde de aradığınızı bulamaz bir konuma gelirsiniz. Bu durumda buna benziyor. Netice de en başta ben olmak üzere aldığımız ya da tüketeceğimiz her şeyi normalde tüketmeden önceki haliyle bırakmamız gerekiyor ki bizden sonra gelen insanlar bunu bu şekilde tüketebilsinler. “Allah nasip ederse ve ömrüm yeterse bu konuda bir efor sarf etmek istiyorum” Bunu Avrupa başarmış, gelişmiş ülkelerin hepsi başarmış. Örneğin Kuzey ülkelerinde trekking yapan insanlar bile bütün çöplerini 20 kilometre, 30 kilometre yanlarında taşıyorlar ve geldikleri noktada da çöpe atmak suretiyle bırakıyorlar ve gittikleri yerlerde bir tek sigara izmariti bile göremiyorsunuz. Bu tamamen eğitim ile alakalı bir durum. Bizim de dediğim gibi bir yerden başlamamız lazım. Ben buna çok önem veriyorum. Allah nasip ederse ve ömrüm yeterse bu konuda bir efor sarf etmek istiyorum. “
Alemdar İnşaat’tan anlamlı iftar
Alemdar İnşaat’tan anlamlı iftar
İlimizin önde gelen İnşaat firmalarından olan Alemdar İnşaat her yıl geleneksel olarak düzenlediği iftar yemeklerinin ilkini Taşeron firmalarına yönelik olarak gerçekleştirdi. Süleymaniye Talebe Yurdunda verilen iftar yemeğine yüzlerce kişi ve firma temsilcisi katıldı. Konuklarıyla teker teker ilgilenerek büyük bir misafirperverlik örneği gösteren Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar böyle anlamlı bir iftar yemeğinde bir arada olmaktan dolayı büyük bir memnunluk duyduğunu ifade etti. İftar yemeği taşeron firma temsilcilerinin Abdullah Alemdar ile birlikte toplu fotoğraf çektirmesinden sonra sona erdi.
Fırsat değil Piyango!
Fırsat değil Piyango!
Alemdar İnşaat ülke çapında büyük ses getirecek bir kampanyaya imza atıyor. Alemdar İnşaat, Halk bankasıyla yaptığı yeni anlaşma uyarınca % 0,98 faiz oranıyla ev sahibi olmak isteyen ya da yatırım yapmak isteyen müşterilerine çok önemli avantajlar sağlıyor… Alemdar İnşaat yönetim kurulu başkanı Abdullah Alemdar haber sitemize konuyla ilgili çok önemli açıklamalar yaptı. Abdullah bey, Halk bankasıyla yaptığınız yeni anlaşma sayesinde vatandaşlarımız çok uygun şartlarda ev sahibi olabilecekler. Yeni anlaşmanızın açılımı hakkında bilgi verir misiniz?İnanın biz buna fırsat bile demiyoruz. Bu piyango gibi bir şey. Bu piyangodan da konut ihtiyacı olan herkesin faydalanmasını isteriz. Halk bankası ile yaptığımız bu anlaşmayla konut kredisi ve faizlerin yükseldiği böyle bir ortamda yaklaşık 2 yıl önceki faiz oranları seviyelerine düşmüş bulunuyoruz. % 0,98’i 120 aya kadar yeni olan yani sıfır konutlarda tüm müşterilerimize uyguluyoruz. Burada çok basit bir hesap yaptığımızda 100.000 TL için bugün ödeyecekleri rakam aylık 1421 liradır. Bu bugünkü konjektürde inanılmaz bir rakamdır. Tapu masraflarının da Mart ayına kadar binde 3 seviyelerinde seyrettiğini düşünürsek ikinci bir avantajı da buradan yakalıyorlar. Asıl avantajı söylemem gerekirse konut sektörü 2018 yılbaşı fiyatlarıyla şu anda satış yapmakta. Yani biz inşaatçılar olarak yaklaşık bir yılı geçen bir süredir tüm ürünlere tüm malzemelere kur farkı yüzünden zam gelmesine rağmen biz henüz üstüne 1 lira bile koymuş değiliz. Hatta bazı konutlarda ve bazı bölgelerde % 10 ya da % 15’e varan gerilemeler bile oldu. Bu açıdan hem uygun fiyattan yani zamsız bir rakamdan konutu alma şansınız var. Hem de krediyi piyasa koşullarının yarısının altında alma şansınız var. Bugün 100.000 liranın üstünde bir kredi kullandığınızda ortalama 2,09 oranlarını ödüyorsunuz. Şu anda 0,98’le 100.000 ve üzerini kullanma şansınız var. Dolayısıyla banka ekspertiz değerinin % 80’nine kadar kredi kullanabiliyorsunuz. Burada da bir sınır yok. Bu rakam 500.000 liraya kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla müşterilerimizin elini çabuk tutmasını rica ediyoruz. Çünkü bu bir fırsattır. Bu fırsat belki de hiçbir zaman gelmeyecektir. Fırsatlar kuş gibidir. Dala konduğu zaman yakalarsanız yakalamışsınızdır. Yakalayamadığınız zaman ise gitmiştir. Uzun vadede düşündüğümüzde Kârınızı şöyle söyleyebilirim. 100.000 lira için normal krediden kullanmış olsanız ödeyeceğiniz rakam 10 yıl için 100.000 TL fark ediyor. Yani 100.000 lira için tam 100.000 lira fark ediyor… Buna banka ya da kredi hesaplama motorlarından da bakabilirsiniz. Süre kısaldığı zaman 60 ay ya da daha kısa sürelere yaydıklarında daha avantajlı olacaklardır. Burada esas olan şudur. Burada bankalar binde 20 – binde 40 arası elini taşın altına koydu. Müteahhit binde 80 oranında elini taşın altına koydu. Müşterimize şu anda biz hiçbir yük yüklemedik. Bankayla, müteahhit firmalar bunu sırtlandı. Müşterimiz burada direk avantajlı. Tapu avantajını da katarsak bitmiş dairelerde ya da bitmek üzere olan dairelerde bunu değerlendirebiliyoruz. Şimdiden Bolu’ya ve Türkiye’ye hayırlı olsun. Halk bankası dışında başka bir banka daha var mı?Şu anda İş bankasıyla bir görüşmemiz var. Süreç devam ediyor. İş bankasından da böyle bir talep aldık. İş bankasıyla da İnşallah anlaşırsak banka sayımızı ikiye çıkarmış olacağız.
Abdullah Alemdar meclis üyelerine teşekkür etti
Abdullah Alemdar meclis üyelerine teşekkür etti
Bugün gerçekleştirilen seçimlerde Bolu Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kuruluna seçilen işadamı Abdullah Alemdar tüm üyelere teşekkür ederek; “ Sorumluluğunu aldığım bu görevde tüm ekip arkadaşlarımın ve meslektaşlarımın desteği ile Bolu ticaretine katkı sağlamak tek hedefimizdir” dedi. Bolu Ticaret ve Sanayi Odasında bugün gerçekleştirilen seçim sonrasında mevcut başkan Türker Ateş 38 Meclis üyesinin 26’sının oyunu alarak yeniden Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı seçildi. Seçimlere Ateş’in listesinden girerek BTSO Yönetim Kurulu üyesi olarak seçilen işadamı Abdullah Alemdar yaptığı açıklamada ; “Bolu Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinde, Bolu Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kuruluna seçilmeme destek veren tüm üyelere ayrı ayrı teşekkür ederim . Sorumluluğunu aldığım bu görevde tüm ekip arkadaşlarımın ve meslektaşlarımın desteği ile Bolu ticaretine katkı sağlamak tek hedefimizdir” dedi.
Alemdar İnşaat son kampanyasıyla yıla damgasını vurdu
Alemdar İnşaat son kampanyasıyla yıla damgasını vurdu
Alemdar İnşaat “Sabit taksit Sabit fiyat” garantisiyle başlattığı son kampanyasıyla İnşaat sektöründe yeni bir çığır açtı. Hem Bitmiş Projelerde hem de Temelden Projelerde önemli alım kolaylıkları sağlayan Alemdar İnşaat, konut sahibi olmak isteyen vatandaşlarımızı bankasız ve kefilsiz ev sahibi yapıyor. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar ile hem kampanyanın gelişimi hem de Türkiye ekonomisinin geleceği ile ilgili önemli bir röportaj yaptık. Abdullah Bey, geçtiğimiz aylarda Bolu’da başlatmış olduğunuz bir kampanya vardı. İl genelinde büyük bir ses getirdi. Bu kampanyanın geri dönüşüm süreci size nasıl oldu? İnşaat sektörünün önümüzdeki günlerde yaşayacağı evreyi nasıl değerlendirirsiniz? Bu kampanyamız öncesinde ülkemizin içinde bulunduğu durum nedeniyle hem kredi faizlerinde, hem Dolar ve Euro’da, hem de konut kredisi faizlerinde ciddi bir yükselme vardı. Bütün bunları önümüze koyduğumuz zaman bir hesaplama yaparak, ‘ insanlarımızı nasıl ev sahibi yaparız?’ Dedik. Sonuçta bizim hemen hemen tüm mahallelerde her kesime hitap eden projelerimiz var. 3+1, 2+1, 1+1 gibi… Konsept geniş olduğu için böyle bir çalışmayı başlattık. Şu anda bize olan geri dönüşler doğru bir çalışma başlattığımızı ve doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Hatta bu kampanyanın lansmanını yaparken önümüzdeki dönemin satış modeli olabileceğini vurgulamıştım. Neticede faizlerin çok yüksek olduğu bir ortamda banka kanalıyla ilerlemeniz belli bir yere kadar olur. Dolayısıyla burada her firma kendi özkaynaklarını ve gücünü devreye sokmak zorunda. Neticede insanlarımızın konut ve barınma ihtiyaçları varsa sağlamak zorundayız. Ben işin sosyal boyutunu da bu anlamda çok önemsiyorum. İnsanların mevcut imkânlarını rantabl hale getirip bankada harcayacakları eforun yarısını harcamak suretiyle daire sahibi yapabiliyoruz. Bunu da önümüzde dönemde artırarak devam ettirmek istiyoruz. Şu anda toplam hacmimizin % 15’ni bu işe ayırmış durumdayız. İlerleyen zamanda gidişata göre bu oranı artırabiliriz. Şu ana kadar aldığımız geri dönüşler ve bu işten faydalananlardan edindiğimiz izlenime göre doğru bir yolda olduğumuzu görüyoruz. Bence Türkiye’de şunu yapmamız gerekiyor. Hepimiz ‘dolar ya da faiz yükseliyor’ diye oturup ağlarsak ve her şeyi devletten beklersek belirli bir noktaya varma şansımız yok. Dolayısıyla hepimizin elini taşın altına koyarak yeni fikirler üretmek suretiyle kendi işimizi kendimiz görmeye bakmamız lazım. Neticede bu hayat devam ediyor. İnsanlar her gün acıkıyor ve yemek yemesi gerekiyor. Barınma ihtiyacını gidermesi gerekiyor. Tabi ki Dolar ve Euro’nun yükselmesi, faizlerin yükselmesi ve ekonomik şartlar önemli ama buraya takılmaktansa ‘Daha fazla nasıl üretiriz?’,’ Daha fazla nasıl başarılı oluruz?’ Ya da ‘Nasıl bir çözüm üretirsek bu işten daha iyi verimli sonuçlar alırız?’ diye düşünmekte fayda olduğuna inanıyorum. Sonuçta yaptığımız işin doğru olduğuna ve sonuçlarını da aldığımıza göre doğru yolda olduğumuzu görüyorum. İnşallah bu kampanya bu şekilde devam edecek. Bu kampanyaya rağbet gösteren tüm Bolu halkına sizin kanalınızla teşekkür ediyorum. Önümüzdeki dönem için İnşaat sektörünün gelişimi ile ilgili olarak neler söylemek istersiniz? Şimdi bakın biz sizinle bu konuda çok röportajlar yaptık. Bu konuda hiçbir zaman kötümser olmadım. ‘Deniz dalgasızsa herkes kaptandır”’diye bir söz vardır. Önemli olan dalgalı denizde bu işi başarmaktır. Abdullah Alemdar olarak ben burada hükümetin yaptığı işe kafa yorsam hiç kimseye bir faydası olmaz. Ben kendi işime kafa yoruyorum. Dolayısıyla her bireyimizin bu dönemde kendi işine odaklanması gerekiyor. Eğer gemide miçoysa ‘miçoluğunu yapması lazım’ Kaptansa ‘Kaptanlığını yapması lazım’ Tayfaysa da ‘Tayfalığını yapması lazım’Dolayısıyla herkes kendi işini yaparsa ‘O kaptan o gemiyi sağlam bir şekilde yerine götürecektir’ diye düşünüyorum. ‘Hiç birimiz işimizi yapmazsak kaptanın ayağına dolaşırız ve batmayacak olan gemiyi de batırırız’ diye düşünüyorum. Ekonomi ile siyaset son yıllarda ülkemizde doğru orantılı olarak seyrediyor. Buradan ekonomik bazda siyaset alanına bir geçiş yapacak olursak, Bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi modeli var. Siz daha önceki açıklamalarınızda ‘Bu sistem profesyonelce uygulanırsa verimli olacağına inanıyorum’ demiştiniz. Ekonomi, ülkemizin yumuşak karnı. Ekonominin başında ise Sayın Cumhurbaşkanımızın damadı Berat Albayrak var. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Bu konularda baştan söylediğim gibi olayı kişiselleştirmek istemem. Kabineye genel olarak baktığımız zaman hem Bakanlık sayısının artması anlamında hem de seçilen insanların verimli olabilme kriterlerine baktığımız zaman ben kabineyi başarılı buluyorum. Bu kabinenin başarılı olacağına da inanıyorum. Berat Albayrak Beyin o göreve getirilmesinin tesadüf olmadığını düşünüyorum. Berat bey daha önce bir bakanlıkta görev yaptı ve bu bakanlıkta bana göre çok başarılı oldu. Çalışkan ve dinamik bir insan. Ben fotoğrafa profesyonellik anlamında bakıyor ve düşünüyorum. Piyasalar, daha önce orada görev almış ve sözlerini geçirebilecekleri bir insanın bu göreve atanmasını bekliyorlardı. Fakat böyle olmayınca piyasalarda buna tepki verdi. Daha doğrusu piyasayı yönlendirenler buna tepki verdi. Bu tepkinin sonucunda da bazı olumsuz gelişmeler oldu. Uzun vadede başta Berat bey olmak üzere bu kabinenin başarılı olacağına inanıyorum. Çünkü Profesyonel bir şekilde çalışmak istediklerini görebiliyorum. Türkiye’nin şu andaki konjektürel yapısı belki de onların en büyük şansızlığı… Eğer bu fırtınalı ortamdan bu gemiyi çıkartırlarsa- ki bence çıkartacaklardır- dolayısıyla bundan sonra hep beraber geriye dönüp baktığımızda şunu söyleme şansımız olacak; “ Gerçekten biz bazı konularda bazı insanlara haksızlık yapmışız” bunu dememek için bugünden temkinli olmak lazım. Ben tüm kabine üyelerine destek verilmesi taraftarıyım. Eleştirmek her zaman en kolay şeydir. Beni de çok eleştiren var. ‘Gel buyur işi yap’ dediğin zaman bin bir türlü bahaneler üretebiliyorlar. Dolayısıyla biz destek vereceğiz. Elimizden geleni yapacağız. Gemi de yürüyecek… Son olarak Bolu Objektif haber sitesi takipçilerine vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Şu anda dünya belli bir dönemden geçiyor. Belki bugüne kadar benimde yaşamadığım şeyleri ilk kez yaşıyoruz. Biz darbeler gördük. 15 Temmuzları yaşadık. Onun öncesinde 80’leri yaşadık. Ekonomik krizler yaşadık. Anayasa kitapçıklarının fırlatılmasını gördük. Ama bu bambaşka bir şey. Şu ana kadar gördüğümüz şey bugüne kadar görmediklerimizden farklı gelişiyor… Normal şartlarda kriz dediğin bir akşamda gelir Dolar/ Euro % 100 ya da % 200 artar. Devalüasyon olur. Ertesi gün tedbirler alınır. Vatandaşın sırtına yüklenir. Krediler gelir. Sonra bu iş çözülür. Bu sefer öyle değil. Sanki böyle yavaş yavaş bazı şeyler ilerliyor. Ezber bir yandan bozuluyor. Şu anda insanımızın en büyük problemi ezberinin bozulmuş olması. Türk İnsanı çok dinamik. Yani her şeyin altından kalkacak güçteyiz. Tek bir şey var. Birlik ve beraberlik. Hayata bakışımız ya da siyasi görüşümüz ne olursa olsun bütün bunları bir kenara bırakıp ülkeye olan bakışımızı bir tutarsak tüm bu yaşadıklarımızın da altından kalkacağımızı düşünüyorum. İcraatın başındakileri eleştirmek her zaman kolaydır. Onların yaşadıklarını hiç birimiz yaşamıyoruz. Abdullah Alemdar olarak benim yaşadıklarımı benim personelim yaşamıyor. Benim personelimin yaşadığını da ben yaşamıyorum. Dolayısıyla bu pencereden baktığımız zaman yine birlik ve beraberlik noktasına geliyoruz. Son olarak ‘Kim ne iş yapıyorsa o işini en iyi şekilde yapsın’ diyorum. Çünkü tek çözüm bu. Benim Babaannem ‘Oğlum işten artmaz dişten artar’ derdi yani tasarruf yapmamız gerekiyor. Tasarruf yapmayı maalesef unuttuk. Bu yüzden tasarruf yapmayı acilen öğrenmemiz lazım. Son söz; ‘Lüks tüketime son.’
Abdullah Alemdar’dan Nurettin Doğanay’a anlamlı jest
Abdullah Alemdar’dan Nurettin Doğanay’a anlamlı jest
MHP Bolu İl ve İlçe teşkilatlarının AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay’a gerçekleştirdiği “Hayırlı Olsun” ziyaretine MHP Bolu İl Yönetim Kurulu üyesi işadamı Abdullah Alemdar yaptığı anlamlı jestle damga vurdu.AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay’ın yaptığı giriş konuşmasının ardından MHP İl Başkanı Adem Evcil, Nurettin Doğanay’a yapacağı konuşmasından önce bir kılıç hediye etti. Evcil ”Bu kılıcı Sayın Nurettin Doğanay’a takdim ediyorum. Üzerinde Nisa suresinin 58.ayeti ve kendi isimleri yazıyor” dedi. Doğanay bu hediyenin çok anlamlı olduğunu vurgulayarak” Bu hediyeyi ömrüm boyunca özellikle üst kattaki odamın en nadide köşesinde sizden gelen bir hediye olarak saklamaya devam edeceğim” dedi. Bu konuşmanın ardından Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay’a Paşabahçe imzalı kahve fincanı seti takdim etti. Alemdar; “Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır. Bu da benim size hem arkadaşım olarak hem de Ak Parti İl Başkanı olarak takdimimdir. Yenge hanımla kahvelerinizi yudumlarken bizleri hatırlarsınız” dedi. Doğanay ise bu anlamlı hediye karşısında teşekkür ederek “ O zaman bunu eve götüreceğim” dedi.
ABDULLAH ALEMDAR’DAN DOBRA AÇIKLAMALAR!
ABDULLAH ALEMDAR’DAN DOBRA AÇIKLAMALAR!
Bolu’da faaliyet gösteren Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, basın mensuplarıyla bir araya gelerek ... Bolu’da faaliyet gösteren Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, basın mensuplarıyla bir araya gelerek kentteki yatırımlarını anlattı. İzzet Baysal’ı örnek aldıklarını söyleyen Alemdar, başından geçen Boluspor maceralarını da anlattı. Başarılı çalışmalarıyla gündeme gelen Alemdar İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, basın mensupları ile bir araya gelerek çalışmalarını anlattı. Bina yapımından örnek aldığı kişilere, yeni projelerden Boluspor’a kadar birçok konuya değinen Alemdar, en büyük hedeflerinin vakıf kurmak olduğunu söyledi. Alemdar, “Dörtlü sistemle yola çıktık. Biz 3 dönemde 4’er yıl olarak 12 yıllık bir plan yapmıştık. Bu planımızın 5’inci yılındayız. 1’inci projemizi 2010 yılında atmıştık. 2009 yılında da arsasını almıştık. Bu geçen süreç içinde 4 yılı bitirdik. 5’inci yıla geçtik. Emekleme sürecinde yürüme sürecine geçtiğimiz ay bu aydır. Bundan sonra inşallah hep beraber yürüdüğümüzü göreceğiz” diye konuştu. ”BİN DAİREYİ GEÇTİK” Şuanda 53’üncü projenin sözleşmesini imzaladıklarını söyleyen Abdullah Alemdar, “53 proje 53 blok değildir. Bazıları 4-3-2, bazıları ise tek blokludur. Bugün yaptığımız sözleşmeyle Bolu’da bin daireyi geçmiş bulunmaktayız. Bolu’daki inşaat sektörünün tamamını düşündüğünüz zaman yaklaşık Bolu’da yıllık 3 bin civarında daire üretimi var. Biz bunun yüzde 10’unun biraz daha üzerinde Alemdar İnşaat olarak üretiyoruz. Şuandaki kapasitemiz yıllık 300-350 daire civarına gelmiş durumdadır. Bu kolay bir iş değildir. Çünkü inşaat sektörü zaten başlı başına zor bir sektördür. Artıları var ancak eksileri daha çok olan bir meslek… Çok sansasyonel bir meslekte çalışıyoruz. Eleştirilen bir sektör. Ne yaparsanız yapın insanları memnun edemediğiniz bir sektörde çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. ”İZZET BABAMIZI ÖRNEK ALIYORUZ” Bizim yol haritamız var. Bu da Bolu’nun çıkardığı en büyük değerlerden birisi olan İzzet Babamızdır. Biz onun yolunda ilerlemek istiyoruz. Bolu’dan kazandığımızı Bolu’ya, hatta Bolu dışından kazandıklarımızı da Bolu’ya yatırıyoruz. Yani bizim Bolu sevdamız var ve Bolu’ya yatırım yapmak istiyoruz. Bolu’nun şuanda hak ettiği gerçek değere geldiğini düşünmüyorum. Daha iyi yerlerde olması gerektiğine inanıyorum. YENİ PROJE 2015’TE 2015 yılında Alemdar İnşaatı farklı bir sektöre taşıyacağız. Çok farklı satış tekniği geliştireceğiz. Mağaza giden vatandaşlar gibi gittiklerinde nasıl bir kombin yapıyorlarsa, bizim müşterilerimiz de bizden ev aldığı zaman kendi isteklerine göre alacaklar. Örnek dairemize gelerek beraber dairelerinizi giydireceğiz. Mutfak modeli, renkleri, granitleri, kapıları, ışıklara kadar tamamen onların istediği daire konseptine geçiyoruz. Bunu da Allah nasip ederse 3 ya da 5 projemizde pilot olarak yapıp daha sonra tüm projelerimizde uygulamak istiyoruz. Bu süreç de 2 yıl sürecek. 2 yıllık hedefte bu var. Biz şunu yapmak istiyoruz; İnsanlar hayatlarında ya bir tane ev alıyorlar ya da hiç ev alamıyorlar. Yani 2-3 ev alanlar bana göre çok şanslıdır. O anlamda da insanlar aldıkları evlerde istedikleri gibi oturmazlarsa bana göre bir anlamı yok. Herkes kendi evini kendisi düzenleyecek. Kendi zevklerine göre kendileri oluşturacak. Yeni konseptimizde şuanda yok, yok. Her şey ev sahiplerine göre dizayn edilecek. Televizyon ünitesi, vestiyeri, kombi, ankastre seti, let ve spotlarını da biz taktırıyoruz. Yatak odasındaki ışıklandırmaya göre her şey bize dahil. FARKIMIZ KURUMSALLAŞMAMIZ Bolu’yu araştırdığınız zaman en pahalı evleri satan firmalardan biriyiz. Ama gerçek anlamda biz bunun bedelini almıyoruz. Piyasa değerlerine göre diyelim ki en yüksek ev satan ilk 5 firma arasında biz varız. Ama bizim farkımız yaptığımız hizmetler onlardan yüzde 5 daha fazladır. Bu nerden gidiyor. Bizim karımızdan gidiyor. Herkes yüzde 20 kar ederken biz yüzde 15 kar ediyoruz. Bunu nasıl kapatıyoruz. Sürümden kapatıyoruz. Artı kurumsallaşmadan kapatıyoruz. Yeni bir inşaat teknikeri aldık. Sabahın 7’sinde iş başında. Bu şekilde kurumsal çalışarak aradaki farkı kapatıyoruz. Bu kurumsallaşmayı yüzde 100 kapatamasak da başarımız iyi durumdadır. VAKIF KURMAK EN BÜYÜK HEDEFİMİZ İzzet Baysal gibi vakıf kurma düşüncemiz ise inşallah koşma dönemine ulaşırsak gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerden birisidir. Tabii ki biz hiçbir zaman İzzet Baysal gibi olamayız. Bizim İzzet Babamızın minyatürü olmak bile bize yeterli. Herkes onun minyatürü olmaya çalışsa Bolu’da düşünün ortaya ne çıkar. Biz zaten sosyal anlamda elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bunları kalıcı eserlere dönüştürmekte en büyük hedefimiz. Onun izinden gitmek sadece lafla olmaz. İcraat da lazım. Allah bize o direnci o günleri gösterirse neden olmasın. BOLUSPOR İÇİN ÖRNEK OLMAK İSTEDİM Birçok spor faaliyetlerine de destek veren Abdullah Alemdar şunları söyledi: Bugüne kadar hiç kimse bende spor faaliyetleriyle ilgili bir destek istemedi. Bir gün Boluspor’un başkanı Savaş Abak ile oturduk. Boluspor için ne yapabiliriz dediğimizde reklam verseniz yeter demişlerdi. Bende ilk deplasmanın kafile başkanlığını almak istediğimi söyledim. Nerde kimle olduğunu bilmeden söyledim. Örnek teşkil etsin diye. Biz yönetimde değiliz bağlantımız da yok ama biz Boluspor’u çok seviyoruz. BOLUSPOR İÇİN DAYAK YEDİM! Ben çocukluğumda Doğancı köyünden koşarak 30-35 dakikada Bolu maçına yetiştiğimi biliyordum. Onda da ineklere bakamadığım için annemden maç dönüşü sopa bile yiyordum. Ben Boluspor’un sahasında su, simit satmış adamım. Yüksek Kahve’de ayakkabı boyamış bir insandım. Orada da büyük boyacı abiler bizi döverlerdi. Bunları itiraf etmekten hiç kaçmadım. Biz böyle bir ortamdan gelmiş bir insanız. Maçlarda param olmazdı. Birinin yanında girmeye çalışırdık ya da ikinci yarı kapıların açılmasını beklerdik. BOLUSPOR BAŞKANI OLACAK MI? Bizim bir tek hedefimiz var. Yaptığımız işte başarılı olmak. Bizim sadece amacımız inşaat ve harita da başarılı olmak istiyoruz. Başarılı olduğumuz sürece de önümüzdeki 4 yıl için tek bir hedefimiz budur. Başkanlık da bana göre bir şey değil. Şuandaki başkanımız gayet iyi çalışıyor. Hiçbir sıkıntı da yok. O kadar heyecana ben dayanamam. YURT DIŞINDA HEDEF VAR MI? Bizim hedefimiz aslında yurt dışıdır. Yurt dışından da para kazanıp buraya getirmek istiyoruz. Harita bölümü olarak biz hem Irak’ta hem de Libya’da iş yaptık. Tecrübemiz var. İnşaat olarak da yurt dışında işler yapmak istiyorum. Bu da önümüzdeki sürecin projeleridir. Buradaki kurumsallaşma tamamlandıktan sonra yapılacak iş budur. SÜREKLİ İNŞAAT YAPILIYOR. BU HIZ DEVAM EDER Mİ? 4 yıl çok fazla para kazanabilirdik. Bu kadar birim kurmaz kurumsallaşmak istemezdik. Piyasalarda her zaman genişleme ve daralma olacaktır. Kriz dönemleri de olacaktır. Kurumsallaşmanın büyük şirketlere bir zararı var mı? Büyük firmalara bakın böyle etkilenmeler yok. Bu da kriz döneminde daire sayısı düştüğü zaman biz bundan etkilenmezsek ya da daralmaların olduğu dönemlerde güveni ön plana koyarak çalışmalarımız bu noktada sürdüreceğiz. Güven bizim için çok önemlidir. Güven azaldı ama daire ihtiyaç var. Ev alacaklarda en güvenilir firmaya bakacaklar. Bizim derdimiz güveni sağlamak. Bunu da sağladık. Dairelerin sayısı, ne kadar yapıldığı beni hiç ilgilendirmez. Beni ilgilendiren tek şey “kalite ve güven”.
"Ana'ya Saygı Evi" Mudurnu Halkının Gözdesi Oldu
Türkiye'de ilk kez Alemdar İnşaat tarafından yaşama geçirilen "Ana'ya Saygı Evi" 2'inci yılını tamamladı. İlk günden beri ilçe halkı tarafından büyük bir takdirle karşılanan "Ana'ya Saygı Evi" Alemdar İnşaat firmasının sosyal sorumluluk projelerinin en güzel örneklerinden birini teşkil ediyor... Mudurnu'da Alemdar İnşaat tarafından yaşama geçirilen "Ana'ya Saygı Evi" ilçe halkı tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. 5 Şubat 2016 tarihinde açılışı yapılan"Ana'ya Saygı Evi" sayesinde ilçe pazarının kurulduğu perşembe günü alışveriş için dışarı çıkan yüzlerce ev hanımı özellikle soğuk kış günlerinde konforlu bir şekilde ısınıyor, bir bardak sıcak çay eşliğinde sohbet edebiliyor, bebeklerinin bakımını yaparak, ibadetlerini gerçekleştirebilme şansını buluyor. Abdullah Alemdar; "Bu proje benim çocukluğumun hayaliydi" Projenin mimarı olan Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar konu ile ilgili olarak haber sitemize bir açıklama yaparak; " Sosyal sorumluluğunun bilincinde olan bir firmanın yapması gerekenleri yapıyoruz.Bu proje bildiğim kadarı ile Türkiye'de bir ilktir.Belediyeler ya da farklı kurumlar bunları yapmış olabilirler ama özel sektör bazında ilk kez bir firma böyle bir projenin altına imza attı. Bu proje benim çocukluğumun hayaliydi. 40 yıldır böyle bir girişimin hayalini kuruyordum. 40 yıllık hayalimi Mudurnu'da gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Annelerimizin pazar yerinde gidebileceği, çocuk emzirebileceği, çeşitli ihtiyaçlarını giderebileceği ve abdest alabileceği bir ortamı bu projemizle oluşturmaya çalıştık.Buradaki ikramların tamamını biz Alemdar inşaat firması olarak üstlendik.Her perşembe günü bizim bir elemanımız bu yerimizi açarak hizmet veriyor. Bu hizmetimize biz hayatta olduğumuz sürece devam edeceğiz. İnsanların en faydalısı insanlara en çok faydası olandır.Bizim şiarımız budur.Bunu da tüm insanlığın bilmesini istiyorum" dedi.
Mudurnu'da Anaya Saygı Evi
Mudurnu'da Anaya Saygı Evi
Mudurnu Belediyesi ile hayırsever iş adamı Abdullah Alemdar tarafından yaptırılan "Anaya Saygı Evi" düzenlenen törenle hizmete açıldı. Mudurnu Belediyesi ve hayırsever iş adamı Abdullah Alemdar tarafından bir iş yeri restore edilerek, hizmet giren "Anaya Saygı Evin'in açılışı için düzenlenen törene, Mudurnu Kaymakamı Murat Mete, Belediye Başkanı Mehmet İnegöl, hayırsever iş adamı Abdullah Alemdar ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kaymakam Mete, törende yaptığı konuşmada, "Her şeyden önce Mudurnu'ya bu hizmeti kazandıran iş adamı Abdullah beyi kutluyorum. Bize geldiklerinde ve böyle bir proje yapacaklarını söylediklerinde heyecanlandık. Çocukluk hayali olduğunu bize iletmişti. Böyle bir girişimleri olacaklarını söylediklerinde, yaptıkları takdirde mutluluk duyacağımızı bildirdik. Hizmete giren yerin hayırlara vesile olmasını diliyorum" şeklinde konuştu. Törende konuşan Belediye Başkanı İnegöl ise. ilçe pazarının Cumartesi'den, Perşembe güne alındığını hatırlatarak, "Pazar günlerinin değişmesiyle birlikte, halk pazarındaki kadınlarımız zaman zaman ihtiyaçlarını karşılamakta zor anlar yaşıyordu. Karda kışta gelen kadınlar burada oturabilecekler ve ihtiyaçlarını karşılayabilecekler. Annelerimize, ablalarımıza buranın hayırlı olmasını dilerim" diye konuştu. Hayırsever iş adamı Alemdar da, ilçeye gelen pazarcı kadınların sabah saatlerinde durabilecekleri, ısınabilecekleri bir yerin olmasını sağladıkları için çok mutlu olduğunu ifade etti.
ATEŞ VE ALEMDAR REEL SEKTÖR-FİNANS SEKTÖRÜ BULUŞMASINDA İLİMİZİ BAŞARIYLA TEMSİL ETTİLER
ATEŞ VE ALEMDAR REEL SEKTÖR-FİNANS SEKTÖRÜ BULUŞMASINDA İLİMİZİ BAŞARIYLA TEMSİL ETTİLER
Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Türker Ateş ve Oda Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Alemdar Kocaeli’de düzenlenen “Reel Sektör-Finans Sektörü Diyalog Güçlendirme Toplantısı”na ve Sektörel Performans Değerlendirme Ödül Töreni’ne iştirak ettiler.Türkiye Bankalar Birliği (TBB) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliğinde, TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, TBB Yönetim Kurulu’nda yer alan bankaların genel müdürleri ve genel müdür yardımcıları ile iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen “Reel Sektör-Finans Sektörü Diyalog Güçlendirme Toplantısı” Kocaeli’de yapıldı. Toplantıya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türker Ateş, beraberinde Oda Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Alemdar ile birlikte katıldı.Toplantı öncesinde basına açıklamada bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “TBB ile TOBB, birlikte bir ilki gerçekleştiriyoruz. Anadolu’da diyalog güçlendirme toplantıları düzenliyoruz. Bu toplantılarla reel sektör ile finans sektörünün birbirini daha iyi anladığını ve ortak çözümler geliştirdiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “bu sıkıntılı süreci birlikte çalışarak atlatacağız. Her iki sektörün de güçlendirilmesine ihtiyaç var. Bu kapsamdaki önerilerimizi hükümete ilettik, iletiyoruz. Reel sektörün ve özellikle de KOBİ'lerin finansmana ulaşma imkânlarının açık tutulması, hayati önemde” dedi. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu ile banka genel müdürleri ve yardımcıları tarafından katılımcıların finans sektörüyle ilgili sorun ve talepleri ele alındı. Sonrasında Kocaeli Sanayi Odası organizasyonuyla bu yıl 11.’si gerçekleştirilen Sektörel Performans Değerlendirme Organizasyonu’nun ödül töreni Kocaeli Valisi Hüseyin Aydın, TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın ve davetlilerin katılımıyla yapıldı. Törende Marmara bölgesinde verimlilik, istihdam, ihracat vb. kriterler üzerinden başarı gösteren firmalara ödülleri verildi.
Alemdar İnşaat'tan 'sabit taksit sabit fiyat' kampanyası!
Alemdar İnşaat'tan 'sabit taksit sabit fiyat' kampanyası!
Alemdar İnşaat'tan 'sabit taksit sabit fiyat' kampanyası! Alemdar İnşaat, “Sabit taksit Sabit fiyat” garantisiyle temelden projeler için yeni kampanya başlattı. Kampanya kapsamında sabit fiyat garantisi sunuluyor. Alemdar İnşaat, temelden projelerde büyük alım kolaylığı sağlamak için yeni kampanya başlattı. Kampanya kapsamında sabit taksit ve sabit fiyat garantisi sunuluyor. 60 bin minimum peşinatla kampanyaya katılan vatandaşlar 120 aya kadar vadeli satış imkanından yararlanıyor. Konutlar tamamlanır tamamlanmaz da teslim garantisi veriliyor. Bolu Ekspres Gazetesin'de yer alan habere göre, Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, yeni kampanya ile ilgili konuştu. Başkan Alemdar, “Temelden devam eden projeler olarak bir bölüm ayırdık. Bir de bitmiş projeler olarak bir bölüm ayırdık. Temelden yani topraktan devam eden projelerimizde 60 bin minimum peşinatla kampanyaya giriliyor ve 120 aya kadar vadeli satış öngörüyoruz. İsteyen istediği vadeyi ve peşinatı seçebiliyor. Dairesini beğeniyor onun üzerinden tablodan istediği ödeme planını seçmek suretiyle bu kampanyaya girebiliyor. Burada kesinlikle sabit fiyat garantisi veriyoruz. Konut biter bitmez de teslim garantisini veriyoruz. Bunun dışında bu sistemde olmayan ekstra şeylerde var. Bunlardan bir tanesi Ekspertiz ücreti yok. Banka tahsis ücreti yani dosya masrafı dediğimiz olay yok. Konut paket sigortası yok. Kredi hayat sigortası yok ve İpotek ücreti yok. Bütün bunları topladığımızda krediyi çeken kişinin yaşına göre değişiyor ama 10 bin lira civarında bir maliyeti de bertaraf etmiş oluyoruz” açıklamasında bulundu.
Alemdar İnşaat gibisi yok!
Alemdar İnşaat gibisi yok!
Bolu Belediyespor Kadın Voleybol Takımı’nın yeni sezonda forma sponsoru, Alemdar İnşaat oldu.Bolu Belediyespor ile Alemdar İnşaat arasındaki sponsorluk anlaşması, BOBES Spor Kompleksinde düzenlenen bir törenle imzalandı. Törene, Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, Kulüp Başkanı Engin Alemdar ve kulüp yetkilileri katıldı. BAŞKAN ENGİN ALEMDAR; “ALEMDAR İNŞAAT YÖNETİMİNE KATKILARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ” Bolu Belediyespor Kulüp Başkanı Engin Alemdar, Belediyespor’un Bolu’da tüm amatör branşlarda faaliyet gösterdiğini, Türkiye’de Bolu’nun adını duyurduğunu ve bundan mutluluk yaşadıklarını belirterek, “İlimizde İnşaat devi Alemdar İnşaat ile 1 senelik bir ana sponsorluk anlaşması yapacağız. İnşallah bu sponsorluğu ileriki yıllarda daha da geliştireceğiz. Alemdar İnşaat Yönetimine Kulübümüze katkılarından dolayı teşekkür ediyorum” dedi. ABDULLAH ALEMDAR; “ALEMDAR İNŞAAT OLARAK TOPLUMLARIN KADINLARIN ELİNDE YÜKSELDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar ise iki kurumun ortak hayallerini gerçekleştirecek bu anlaşmadan büyük bir heyecan duyduklarını söyledi. Alemdar, "Önümüzdeki senede de var olabilmek için sürdürülebilirlik bizim için çok önemli. Biz iki kurum olarak sağlıklı beslenen ve daha fazla sporla aktif yaşayan bir Bolu hayal ediyoruz. Bolu Belediyespor çok değerli çalışmalar yapıyor. Bizler de buna destek olma amacındayız. Bu bir yolculuk. İlk olarak Bolunun Sultanları ile başladık. Alemdar İnşaat olarak toplumların kadınların elinde yükseldiğini düşünüyoruz. İnşallah bu yolculuğu önümüzdeki dönemde daha da geliştirerek devam etmek arzusundayız. Onların çalışmalarına destek vermek, çözüm ortağı olmak arzusundayız. Bizlere bu heyecan verici yolculukta onlara eşlik etme onurunu veren Bolu Belediyespor Yönetimine teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Alemdar İnşaat'tan kira öder gibi ev sahibi olma imkanı!
Alemdar İnşaat'tan kira öder gibi ev sahibi olma imkanı!
“En düşük gelirliden en yüksek gelirliye kadar herkes bu kampanyadan konut sahibi olabilir”Biz burada açıkçası kârlılığı çok fazla ön plana çıkartmadık. Buradaki amacımız sektörün bir çıkış yakalamasına yöneliktir. Bu çıkışı yakalamak adına bu kampanyayı başlattık. Bu kampanyayı çok ince eleyip sıkı dokuduk. Kendi açımızdan da fiyatlandırmamızı yaptık. Maliyetlerimizi de hesapladık. Dolayısıyla bu imkânlara sahip olan en düşük gelirliden en yüksek gelirliye kadar herkes bu kampanyadan konut sahibi olabilir. Normal şartlarda 60 ayı geçmiyorduk ama bu kampanya da içinde bulunduğumuz durumları göz önüne aldığımız için topraktan devam eden projelerimizde 120 aya kadar uzattık“Yaklaşık 40 bin lira kadar bir avantaj sağlamış oluyoruz”Bu kampanya’daki avantajımız şudur; Şu andaki güncel banka konut kredisi faiz oranlarının ortalamasını aldığımızda minimum 36 ayda % 33, 120 ayda da % 48’e kadar çekilecek kredi üzerinden bankaya ya da bize yapacağı ödeme arasında fark doğuyor. Çok basit bir şekilde hesaplama yapacak olursak 120 ayda 130 bin liralık bir krediden bize ödeyeceği rakam 42 bin lira… Bankaya ödeyeceği rakam 80 bin lira civarında oluyor. Yaklaşık 40 bin lira kadar bir avantaj sağlamış oluyoruz.“Bu model ile gerçekten konut ihtiyacı olan vatandaşlarımızın ev sahibi olacağını düşünüyorum”Bitmiş projelere gelince… 100 bin lira peşinatla kampanyaya giriliyor. Süre 72 aya kadar uzuyor. Burada da kazanç oranı Normal güncel banka faiz oranına göre % 28 ile % 37 arasında değişiyor. Daha önce bahsettiğim Ekspertiz ücreti, Banka tahsis ücreti, konut paket sigortası, Kredi hayat sigortası ve İpotek ücretleri bunlarda da olmuyor. Tüm bu unsurları üzerine kattığımızda nereden bakarsanız çok ciddi bir avantaj sağlamış oluyoruz.Alemdar İnşaat “Sabit taksit Sabit fiyat” garantisiyle başlattığı yeni kampanyasıyla İnşaat sektöründe yeni bir çığır açıyor. Hem Bitmiş Projelerde hem de Temelden Projelerde önemli alım kolaylıkları sağlayan Alemdar İnşaat, konut sahibi olmak isteyen vatandaşlarımızı bankasız ve kefilsiz ev sahibi yapıyor. Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar yeni kampanyaları sayesinde vatandaşların neredeyse kira öder gibi ev sahibi olacağını vurgulayarak; “Biz burada açıkçası kârlılığı çok fazla ön plana çıkartmadık. Buradaki amacımız sektörün bir çıkış yakalamasına yöneliktir. Bu çıkışı yakalamak adına bu kampanyayı başlattık” şeklinde konuştu.