Bolu’da İnşaat Sektörü deyince akla gelen ilk isimlerden biri olan Abdullah
Alemdar, 2017 yılına damgasını vuracak olan birbirinden çarpıcı projelerini ilk
kez Bolu Objektif ‘e anlattı.
Alemdar İnşaat Yönetim
Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar insanların hayattaki en önemli hayallerinden
birinin ev almak olduğunu söyleyerek insanların ev alırken neye dikkat etmeleri
gerektiğini tüm ayrıntılarıyla Bolu Objektif’e vermiş olduğu özel röportajda
dile getirdi. İnsanların ev alırken kullanacakları krediden, marketing
sistemine kadar uzanan pek çok konuda detaylı bilgiler veren Alemdar, yurtdışı
ve gelecek hedefleriyle ilgili değerlendirmeler de yaparak ev almak isteyen
insanlara önemli mesajlar verdi.
Abdullah Bey, müşteri
odaklı bir firma olduğunuzu her seferinde ifade ediyorsunuz. İnsanlar ev
alırken ilk başta neye dikkat etmeliler?
İnsanların hayatta 3
tane hayali varsa bir tanesi ev almaktır. Ev, araba ve güzel bir yuva olarak bu
üç hayal özetlenebilir. Bu üç hayalden bir tanesini gerçekleştirmek te
hem ekonomik olarak hem de sosyal olarak çok önemli bir yer tutmaktadır. İnsanların
büyük bir kısmı birikimlerinin önemli bir kısmını ev alırken kullanmak zorunda
kalıyorlar. Bu durum belki de hayatlarının dörtte birine tekabül eden bir süreç
demektir. Böyle bir kararı verirken de iyi bir inceleme yapmak gerekiyor.
Öncelikli olarak alışverişi yaptığımız firmanın kurumsal olup olmadığına
bakmamız lazım. Kurumsallık özellikle hizmeti aldıktan sonraki süreçte işe
yarıyor. Sonuçta karşınızda bir muhatabınızın olması gerekiyor. Özellikle buna
çok dikkat etmemiz gerekiyor. Aldığınız herhangi bir üründe nasıl garanti ya da
servis gibi unsurlar arıyorsanız ev alırken de bu parametrelere dikkat etmeniz
gerekir. Prosedürler noktasında aldığınız konutun bir sıkıntısı olup
olmadığının bilinmesi gerekiyor. Bunları tetkik etmemiz gerekiyor. Bir de aldığınız
ürünün kalite yapısına çok iyi bakmanız gerekiyor. Bu üründe ne malzemeler
kullanılmış, nasıl yapılmış ve hepsinden önemlisi de bunları yapan insanlar
ehil mi? Bazen öyle enteresan işlerle karşılıyoruz ki çok iyi bir malzemeyi
kötü bir usta, çok kötü bir işçilikle üretebilirken, orta sınıf bir malzemeyi
iyi bir usta süper bir kalitede ortaya dökebiliyor. Neticede ürün kalitesinin
yanında işçilik kalitesinin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tüm bunların
yanında mimari projelerinde insanların kullanımına yönelik olarak yapılması
gerekiyor. Eğer mimari proje sizin kullanımınıza ters oranda işler üretirse o
işte siz ne kadar iyi bir ürün ortaya çıkarırsanız çıkarın sonuç alamazsınız.
Neticede tasarıma çok dikkat edilmelidir. Mimari sürecinden devam eden son
sürecine kadar tüm işlerin kontrol edilmesi gerekiyor. Lokasyon süreci
ise kişilerin işyerlerine yakınlığıyla değişen bir durumdur. Bir konut alırken
onun orta ve uzun vadedeki değer artışını da hesaplamak lazım. Gelecek dönemde
hangi noktalardaki konutlar değer kazanacaksa onlara dikkat etmek lazım.
Öyle lokasyonlar var ki şu an çok değerlidir. Fakat değer artış hızında çok
yavaştır. Öyle lokasyonlar var ki şu anda değersiz gibi görünüyor ama değer
artışında çok hızlıdır. Vatandaşlarımız konut alırlarken tüm bu unsurların yanı
sıra lokasyon sürecini de dikkat etmesi gerekmektedir. Gelecekte değer artışı
olacak yerlere yatırım yapmak oldukça önemlidir. Dünyanın bin bir türlü hali
var. Her ne kadar konutları oturmak için alıyorsak ta bir zaman sonra nakit’e
çevirmek isteyebiliriz. O yüzden konutunuzun hem size oturmak anlamında
iyi bir hizmet vermiş olması lazım hem de o konutu paraya çevirdiğinizde size
iyi bir getiri sunması lazım. Bu noktadan baktığımızda lokasyon unsurunun önem
kazandığını görebiliriz.
İnsanlar, günümüzde ev
alırken çoğu zaman kredi kullanıyor. Firma olarak müşterilerinize yönelik
çeşitli uyarılarınız ve yönlendirmeniz oluyor. Bu konuda bilgiler verir
misiniz?
Günümüzde kredi
oranlarına baktığınızda konut kredisi kullanımının oldukça yüksek bir seviye de
seyrettiğini görüyoruz. İnsanlar gelir düzeyleri ile alakalı olarak bir ev
alırlarken kredi almak zorunda kalıyorlar. Bugün devletimizin uyguladığı
sistemle konut kredisi faizleri, Bireysel ve Ticari kredi olarak tarif ettiğimiz
normal piyasa faizlerinin binde 40 oranında daha düşük seyrediyor. Bu durum
ciddi anlamda konut alacaklara bir avantaj sağlıyor. Kredi faiz oranı ile
dairenin kira getirisi oranını kıyasladığımızda kira getirisi oranının sürekli
faiz giderinden daha yüksek çıktığını görüyoruz. Bu durum şunu göstermektedir.
Bir ev sahibi olacak kimse bu yatırımı yaptığında şayet kirada olsa idi.
ödeyeceği rakam her zaman krediyi ödeyeceği faizden daha yüksek oluyor. Yani,
faiz düzeyine bağlı olarak sürekli kira gideri yüksek seyrediyor. Bir avantajı
burada yakalıyoruz. İkinci avantajı dairelerin ve konutların değer artışında
yakalıyoruz. Her yıl daire ve konutlar minimum % 25 oranında bir değer
artışı sergiliyor. Böyle olunca kredi kullanımı cazip bir hale geliyor.
Yani burada çift cazibe var. O yüzden kredi kullanan vatandaşlarımız bunu
birebir yaşayarak görüyorlar. Bizim kredi kullanırken dikkat ettiğimiz
bazı unsurlar var. Bunlardan ilki müşterilerimize doğru yönlendirme yapmaktır.
Toplu ekspertize yönlendirmeye çalışıyoruz. Faiz oranları ne olursa olsun A
Bankası ya da B Bankası fark etmez. Totalde ödeyecekleri rakamlara dikkat
etmelerini öneriyoruz. Bir bankanın faizi 0,90 olabilir. Diğer bankanın 0,88
olabilir. Yan ürünleri koyduğunuz zaman toplamda ödeyeceğiniz rakam bazen 0,88
olan bankada 0,90’ın üzerine çıkabiliyor. Ev almayı düşünen vatandaşlarımızın
bunlara dikkat etmesini öneriyoruz. Bunun dışında konut kredisinin de şöyle bir
artısı var; Şu anda aldığınız konut kredisi oranı ne olursa olsun, ilerleyen
zaman diliminde sizin lehinize konut kredi faizlerinde bir düşüş gerçekleşirse
yapılandırma müessesi devreye giriyor. Yapılandırma müessesine başvuruda
bulunarak çok cüzi bir dosya masrafı ile kredinizi bankadan
yapılandırabiliyorsunuz. Dolayısıyla yapılandırma esnasında süreyi istediğiniz
gibi ayarlayabilirsiniz… 120 ay kredi çektiğinizi varsayalım. O günkü şartlarda
yani 3 ya da 5 sene sonra ekonominiz düzeldi. Yapılandırmaya gittiğiniz. Konut
kredi faiz oranları düştü ve siz söz konusu 120 aylık süreyi, 84 ay, 72 ay ya
da 60 ay gibi size en uygun olan vadelere geri çekebileceğiniz gibi vadeyi
değiştirmeksizin de o günkü düşük orandan da faydalanma şansına sahipsiniz.
Dolayısıyla ev alacak olan kişilerin konut kredisinin bugünkü faiz oranlarına
ve yüksek ya da alçak şeklinde çok takılmaması gerekiyor. Bunu zaman içerisinde
kendilerine göre ayarlayabiliyorlar. Esas olan burada konut alıcısına sağlanan
yüksek avantajlardır. Bunlardan bir tanesi kira getirisi, ikincisi de konutun
zaman içerisindeki değer artış hızıdır. Bu ikisini topladığımızda 10 yıllık bir
yatırımda ödediğiniz faizi düşseniz bile bire iki oranında bir kazanç elde
ediyorsunuz. Yani, 100 bin liraya aldığınız bir konutun 10 yıl sonraki değer
artışı minimum iki katına çıkmış oluyor. Cebinizden de bir kuruş para
çıkmamış oluyor. Sonuçta ortada böyle bir hesap var. Dolayısıyla şu anda konut
yatırımı oldukça cazip görünüyor.
İnsanlar hayatında en
azından bir kez ev almak istiyor. Bu durumda karşımıza bir de Marketing sistemi
çıkıyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Bizim Bolu’da
uyguladığımız sistem budur. Bunu yapmak kolay bir iş değildir. Biz zor olanı
Bolu’da bugüne kadar çok şükür başardık. Bunun ayakları şu şekilde oluşuyor.
Bir tanesi mümkün olduğu kadar bütün lokasyonlarda olmaya çalışmak. Hemen hemen
her mahallede bir ya da iki konut üretimi yapmak. İkinci ayağı, ürettiğiniz
konutların metrekare bazında sınıflandırılmasını sağlamak. 2+1’lerde 75 m2’den
125 m2’ye kadar. 3+1’lerde 115 m2’den 180 m2’ye kadar olacak şekilde konutları
sınıflandırmak. Üçüncüsü de fiyatsal olarak her keseye uygun hale getirmek. Bu
üç tane kriteri sağlamak suretiyle bu olayı marketing dediğimiz sisteme
dönüştürmüş oluyoruz. Bizim firmamıza gelen bir müşterimiz bizden aradığı
büyüklükte, aradığı fiyatta ve aradığı lokasyonda konut bulma şansına sahip
olabiliyor. Biz sadece tek bir mahallede çokça tek tip konut üretmiş olsaydık
ve aynı ebatlarda yapmış olsaydık. Biz şu anda mevcut müşteri kitlemizin sadece
% 25’sine hitap edebilirdik. Geriye kalan % 75’i bizden daire alma şansına
erişemezdi. Çünkü maddi bazda ve lokasyon anlamında bunu sağlamış
olmazdık. Daire büyüklüğü ya da küçüklüğü açısından da onu sağlamış olmazdık.
Netice de bizim bakış açımız bu şekilde gelişti. Başarımızın altında yatan
sırlarımızdan bir tanesi de budur. Bugün, Alemdar İnşaat 11.yılına gelmiş olan
bir firmadır. Bolu ‘ya ciddi anlamda hizmetleri olmuş bir firmadır. Bu yüzden
bunları açıklıyorum. İnsanlara da çok faydalı olduğumuzu gördük.
Müşterilerimizde bizlere geri dönüş anlamında teşekkür ediyorlar. Bu sistemi
biraz daha geliştirerek önümüzdeki dönemde devam etmek istiyoruz.
Son aylarda yaptığınız
açıklamalarda “Yeni yaptığımız projelerde sosyaliteyi yükseltmek
istiyoruz” ifadesini sık sık kullanıyorsunuz. Bunu
biraz açar mısınız?
Türkiye, bugün
baktığımızda çok hızlı bir şekilde yol kateden bir ülke durumuna geldi. Bu
geçiş sürecini yaşayan belki de en önemli nesil biziz. Çocukluğumda öküzlerin
önünde yürüyerek çift sürmüştüm. Traktörün köye ilk geldiği yıl olan 1974
yılını hatırlıyorum. Köyümüzde ilk kez traktörü o yıl görmüştüm. 1977 yılında
elektrik köyümüze geldi. Bütün bunları gördükten sonra bugünlere baktığımızda
en düşük gelir düzeyine sahip olan insanlarımızın elinde son model cep
telefonları gibi imkânlara sahip olduklarını gördüğümde ortaya şöyle bir gerçek
çıkıyor. İnsanlar çok hızlı bir şekilde sosyalleşiyor ve sosyalitesi yüksek
ürünlere doğru kayıyor. Bizde firma olarak bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bundan
15-20 sene önce kooperatifçilik yapıyorduk. İnsanların o dönemde sadece “başımızı
sokabilecek bir dairemiz olsun” anlayışıyla “ Kiradan
kurtulalım” mantığıyla hareket ettiğini görüyoruz. İnanın bana bir
kooperatifin yapımı en az 10 yıl sürüyordu. Yani 10 yıl boyunca para
ödüyordunuz ve biz size kooperatif üzerinden bir ev veriyorduk. Verdiğimiz evin
kalitesi de bugünkülerle kıyaslanmayacak kadar düşük kalitede oluyordu.
Günümüzde artık bu kooperatif olayını halkımız bitirdi ve ikinci aşamaya
yani “lüks bir daire olsun” aşamasına geçtik. Şu anda lüks
dairelerde tükenmek üzere bundan sonraki aşamada da sosyal alanları olan,
güvenliği olan, akıllı ev sistemi olan, spor aktivitesini yapabileceğiniz,
sosyal anlamda arkadaşlarınızla birçok şeyi paylaşabileceğiniz, kafanızın rahat
olacağı, özel hobi odalarının bulunduğu bir sisteme doğru gidiyoruz. Bu sistem
büyükşehirlerde yıllardan beri yapılıyor ama ilimizde bu sektör yeni yeni
oluşmaya başlıyor. Bu sektöre 2017 yılından itibaren yavaş yavaş kaymak
istiyoruz. Planlarımızı da bu yönde yapmak istiyoruz. Ülke ekonomisinin
şartlarının elverdiği ölçüde bu sisteme geçmek istiyoruz. Netice de devam eden
ve düzgün yürüyen bir çarkı durdurmadan ve onu işleterek başka bir sisteme
geçmektir hedefimiz. Bu anlamda da böyle bir projeler üretip, sunmak istiyoruz.
İnşallah, bunda da Muvaffak oluruz. Buradaki tek dezavantajımız şudur;
Bolu’daki parselasyon yapısı parçalıdır. O yüzden çok farklı çalışmalar yapmak
gerekiyor. Birçok insanla görüşerek ve bir araya getirerek o parselleri
toparlamak gerekiyor. Bu süreçler çok uzun sürüyor. Bunları aşabildiğimiz
takdirde toplu ve sosyalitesi yüksek projeleri yapmak çok daha kolay bir hale
gelecektir Bolu’da…
Siz aynı zamanda
sektörünüze de sık sık yatırım yapan bir firmasınız. Alemdar İnşaat’ın yeni
kurum binasının yapım süreci ile ilgili olarak bilgi alabilir miyiz?
Yeni kurum binamızı
biz normalde bitirdik. Taşınma işlemini istersek bugün bile yapabiliriz. Fakat
binayla ilgili farklı görüşler ortaya çıktı. Bu görüşler 1500 m2 olması
nedeniyle farklı alanlarının değerlendirilebileceği noktasında görüşler hâkim
oldu. Otel mi? Yurt mu? Yoksa ticarete dönük olarak farklı noktalarda dershane
mi? yoksa etüt merkezi mi olsun? Spor aktivasyon merkezi gibi birçok görüş
ortaya çıktı. Bu görüşler ortaya çıktığı andan itibaren bizlerde düşünmeye
başladık. Şu andaki mevcut yerimiz kendi mülkümüz zaten. Şu anda herhangi bir
kira ödemiyoruz ve işlerimizi rahatça buradan idare edebiliyoruz. Ülkenin
içinde bulunduğu ekonomik şartları ve standartları da düşündüğünüz zamanda eğer
burayı para getirecek ve katkı sağlayacak bir yer imkânına dönüştürme imkânımız
varsa bunu “bir süre daha beklemek lazım” diye düşündük. Kiralama
ya da farklı anlamda değerlendirme noktasında binamızla ilgili teklifleri
alıyoruz. Bunları değerlendirerek önümüzdeki günlerde bir karar vereceğiz.
Binaya taşınma olasılığımızda halen alternatifler arasında vardır. Sadece acele
etmiyoruz. Çünkü vereceğimiz karar çok önemli bir karar. Biliyorsunuz
insanların karar verdiği ana “akıl tutulması” deniliyor. İnsan
bir karar verdiği zaman o akıl tutulması oluyor ve çoğu zaman o kararı da
değiştirmesi mümkün olmuyor.
Oy vermek gibi mi?
Evet, aynen
öyle. Netice de bizde bu kararı doğru vermek için düşünüyoruz. Acaba, firmamıza
ciddi anlamda gelir getirecek bir yapıya mı dönüştürelim? Yoksa kendimiz
taşınıp bir format daha üst kademeyi mi çıkalım? Bu iki nokta arasında karar
verme aşamasındayız. Dolayısıyla bu kararı verdiğimiz zaman ya taşınacağız ya
da orasını farklı anlamda bir yapıya dönüştürmek suretiyle değerlendirmeye
çalışacağız.
Son aylarda yurtdışına
açılma noktasında çeşitli çalışmalarınızın olduğunu biliyoruz. Gelecek
hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Bizim yurtdışıyla
ilgili hedefimiz birinci dakikadan itibaren her zaman olmuştur. Bunun sebebi
şudur; Biz ülkemizi herkes gibi çok seviyoruz. Dolayısıyla ülkemize gelir
getirebilecek projeler düşünüyoruz. Netice biz bu yatırımları ülke içerisinde
her zaman yapıyoruz. Ülkemize faydalı oluyoruz. Fakat ülkemize daha çok faydalı
olabilmek adına bu ülkeye daha fazla döviz girişinin sağlanması gerektiğini
düşünüyoruz. Birkaç yıl önce bunun bir denemesini yapmıştık ama o dönemde
ülkemizdeki ekonomik şartların istediğimiz yönde ilerlememesi ve bazı
sıkıntıların baş göstermesi üzerine bu süreci ertelemek zorunda kaldık. Bu
bizim için bir hedeftir. Bu hedefe’ de Allah izin verirse Alemdar İnşaat olarak
eninde sonunda ulaşmak istiyoruz. Bugün il dışında işler yapmaya başladık.
Bunları tamamlamaya çalışıyoruz. Yavaş yavaş hem firmamızı, hem işlerimizi
büyülteceğiz, hem de eleman alt kadromuzu yetiştireceğiz. Bütün bunları
sağladıktan sonra da yurt dışı ayağını İnşallah gerçekleştirmek istiyoruz.
Abdullah Bey, son
olarak vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?
Geçtiğimiz iki yıllık süreç içerisinde acı-tatlı birçok anılar oldu. Olumlu ya da olumsuz birçok gelişmeler yaşandı. Biz, hiç birisine bakmadan, kulaklarımızı kapatarak hedeflerimize doğru yürüdük ve her zamankinden daha çok çalıştık. Bu sayede ciromuzu geçen yıl 2.2 kat büyülttük. Bu yılda en az o seviyede devam ediyoruz. Buradan tüm çalışan ve iş yapan arkadaşlarıma naçizane tavsiyem “İşlerimizi nasıl büyültürüz? “, “Nasıl daha fazla istihdam sağlarız?”, “ Bu ülkeye nasıl en çok destek oluruz?” Bunu düşünmemiz lazım. Yaşadığımız günler bunu gerektiriyor. Herkesin işini en iyi, en mükemmel ve en doğru bir biçimde yapmasını diliyorum.