Abdullah Alemdar; ‘Bu sistemi hayata geçirdiğimiz takdirde Türkiye’de bundan sonra kesinlikle konut kredisi faizi konuşulmaz’

Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar’ın Bolu Objektif Haber Sitesine verdiği özel röportaj tüm hızıyla sürüyor…

Abdullah Bey, Kredi faiz oranlarının düşürülme beklentisinin olumlu ya da olumsuz sonuçlanmasıyla tüketicilerin alımlara ağırlık vereceği gerçeği, sektörde kabul gören bir anlayış olarak karşımızda duruyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Benim bu konudaki düşüncelerim en başından beri sabit. Bu konuyu Bolu Ticaret ve Sanayi Odasında da, yukarıya verdiğimiz raporlarlarda da, katıldığım her platformda da yazılı ya da sözlü olarak sürekli dile getiriyorum. Burada artık bir politika üretilmesi gerekiyor. Bu politikanın da hangi hükümet ya da sistem gelirse gelsin mutlak surette bu politikayı devam ettirmesi gerekiyor. Bu politika projesinin sosyal devlet ilkesi doğrultusunda hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu projenin şu şekilde olması benim şahsi kanaatimdir; ‘İlk kez ev alacaklar, gaziler, mağdurlar, belli bir gelir düzeyinin altında olanlar, gerçek hak sahiplerine devletimizin belli bir oranda örneğin; 0,98 üzerinden sabit oranlı olarak bunları kredilendirmesi gerekiyor. Bunun dışında yatırım yapacak olanlar, ikinci ya da üçüncü evini alacak olanlar ya da benzeri durumdaki kesimler içinde o günkü piyasa faiz oranlarından faydalanmamak şartıyla normal bankaların faiz oranlarından kendi yatırımlarını yapabilmeleri gerekiyor. Şayet piyasa faiz oranları 0,98 oranının altına düşerse bu durumda da devletin arada ki 0,30’luk ya da 0,40’lık farkı yine aynı şekilde bu vatandaşlara yansıtması gerekiyor. Bunu devletimizin 0,30’luk ya da 0,40’lık farkı Türkiye gerçeğinde sürekli olarak ilk ev alacaklara, evlenenlere, mağdurlara, bakıma muhtaç olanlara yani bu kapsama girebilecek olanlara bir tanım yapıp bunun içersinde bunu çözmesi gerekiyor. Bu bize neyi getirecek? Bu bize sektörde istikrarı getirecek. Bizim sektörümüz şu anda tamamen faize odaklanmış durumda. Faiz düşüşünü bekleyen bir sektör konumuna geldi. Faiz düşüşünde de yine bahsettiğim kesim faydalanamıyor çünkü hazırlıksız yakalanıyor. Peşinatı olmuyor bazı birtakım şeyleri olmuyor. O yüzden biz bunu belli bir çizgiye ve standarda getirmemiz gerekiyor. İnsanlar,- ben kenara 100 bin lira ayırırsam ben her durumda devletin bana verdiği sosyal devlet anlayışıyla piyasa faiz oranının 0,30 / 0,40 bandı altında kredi kullanabilecek ve bu konuta sahip olabileceğim- noktasını bilmesi gerekiyor. Bu ilk olarak konutlarda fiyat istikrarını getirecek. Çünkü faiz düşüyor konutların fiyatı yükseliyor. Faiz yükseliyor konutların fiyatı düşüyor ya da sabit kalıyor. Bunun hepsinden parası olan yatırımcı faydalanıyor. Gerçekten ihtiyacı olan insanlar bundan faydalanamıyor. Dolayısıyla bundan faydalanabilmesinin tek bir yolu var. O da bir standardın olması. Piyasada özel bankaların vermiş olduğu konut kredi faiz oranlarının 0,30 ya da 0,40 oranının altında devlet bu bahsettiğim tanımlanmış kişilere öncelik tanımalı. Bu durum, sektörde dönen konut satışlarının % 50’sini sabitlemek demektir. Bu durum hem inşaat sektöründe çalışan bizlerin hem devletin, hem de konut alıcılarının artık kafasından faiz oranlarını çıkarması demektir. Bizde yatırımlarımızı yaparken şunu bileceğiz. Bizim % 50 civarında potansiyel müşterimiz var. Biz bu potansiyel müşterimize sürekli olarak bunu satabileceğiz. Dolayısıyla buna göre üretim yapacağız. Şimdi biz üretim yapıyoruz elimizde kalıyor. Üretim yapmıyoruz, talep geliyor konut fiyatları yükseliyor. Bunu çözmenin tek yolu istikrardır. İstikrar içinde sistem ve sisteme uygun bir proje lazımdır. Bu sistemi hayata geçirdiğimiz takdirde Türkiye’de bundan sonra kesinlikle konut kredisi faizi konuşulmaz. Ben bunu iddia ediyorum.


Günümüzde konut satışlarını en çok etkileyen faktörlerden biri de projenize dijital yatırım yapmaktan geçiyor. Alemdar İnşaat olarak bu konuda ciddi yatırımlar yaptığınızı biliyoruz. Bu konu da neler söylemek istersiniz?


Günümüzde sadece bizim sektörümüzle alakalı değil tüm sektörlerle alakalı olarak internet ve birebir satışlar olsun tamamında dijital mecrayı kullanmak çok önemli bir hale geldi. Önceden gazeteleri alıp sarı sayfalardan konut ilanlarına bakardık ama artık bunların hepsi tarih oldu. Bizde bu anlamda Bolu özelinde öncü firmalardan birisiyiz. Kesinlikle tüm yenilikleri ilk uygulayan firma olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Bizi de diğer firmaların takip etmesi bize hem onur hem de gurur veriyor. Bolu’da gerçekten bu işi çok iyi yapan arkadaşlarımız var. Hem inşaat firmaları bu işi çok iyi beceriyor hem de ajanslar bu konuda bayağı iyi bir noktaya geldi. O anlamda sosyal medyayı biz kullanıyoruz. Biz bunu kesinlikle bir rekabet olarak görmüyoruz. Osmanlıdan gelen bir gelenek vardır. Osmanlı bir çarşıda aynı esnafları aynı sıraya koyar. Bu hem esnaflar arası dayanışmayı getirir hem de esnafların kalitesini yükseltmesine sebep olur. Örneğin aynı sırada 10 tane esnafsak bunun 8 tanesi çok iyi satış yapıyor geriye kalan 2 tanesi satış yapamıyorsa satış yapamayan esnaf tekkesini önüne alarak “ben niye yapamıyorum? diye düşünür ve onların yaptığını yapmaya başlar. Dolayısıyla iyilik iyiliği doğuracak ve herkes bundan faydalanacak. Biz her zaman şunun derdindeyiz. Herkes iyi olursa biz zaten iyi oluruz.