Alemdar İnşaat yönetim kurulu başkanı Abdullah Alemdar haber sitemize verdiği özel röportajında Bolu’nun ülke genelindeki potansiyeline dikkat çekerek; “Şu an Ankara gibi, İstanbul gibi kentlerde yaşayan insanların ciddi bir kısmı pandemi süreci sonrasında artık bu kentlerde yaşamak istemiyorlar. Ankara ve İstanbul’dan günde ortalama 3-4 kişi beni bu konuda arıyor. Hem daire hem de müstakil ev noktasında ciddi anlamda bir talep var. Bizim sektör olarak buna odaklanmamız gerekiyor” dedi.
‘Bolu önümüzdeki dönemde büyükşehirlerin gözdesi haline gelecek’Eylül çamaşır evi
Abdullah Bey, artan nüfus, küçülen aile yapısı, evlilik yaşının yükselmesi gibi sosyal, demografik ve ekonomik nedenlerle sektör büyüme potansiyelini koruyor. Son Pandemi süreci sonrasında nasıl bir tablo bekliyorsunuz? 2020 yılının ikinci yarısında inşaat sektörü nasıl bir yol izleyecek, konut fiyatları yükselecek mi?
Faizlerin düşmesiyle birlikte birçok arkadaşımız bunu fırsat bilip fiyatları yükseltti. Bu son derece yanlış bir durumdur. Hükümetimiz bir adım atarak “ İnşaatçılarımız elindeki konutları satsın sektördeki tıkanıklık gitsin” diyor. Biz bu adımı ticaret ve sanayi odası olarak ta destekliyoruz zaten. Her türlü gelişmeyi de ticaret odası yönetim kurulu olarak yukarıya bildiriyoruz. Sektör temsilcileri olarak iş dalımızda yaşanan sıkıntıları ileterek faizlerin düşürülmesini daha önce belirtmiştik. Hükümetimiz faizleri düşürüyor peşinden bizim arkadaşlarımız zam yapıyor. Dolayısıyla sektörü kendi kendimize daraltmış oluyoruz. Faizler düştüyse en azından elinizdeki stokları mevcut fiyatlardan satın paranızı kasanıza koyun ondan sonraki imalatlarınızda tekrar fiyatlama yapın. Bunda bir sıkıntı yok. Bence biz serbest piyasa ekonomisini yanlış anlıyor ve yorumluyoruz. Dolayısıyla da sonuç itibariyle de çok sık kısır döngüye yani sıkıntıya giriyoruz. Yarın tekrar konut fiyatları yükseldiğinde satamadığın zaman ne yapacaksın? Buradaki esas şu; “ Bugüne kadar Alemdar İnşaat olarak bizim elimizde bitmiş daire stoğumuz hemen hemen bitme noktasına geldi. Çünkü biz zam yapmadık… Fiyatları yükseltmedik ve mevcut fiyatlarımızdan sattık. Mevcut kredi imkânlarını kullandık. Ben bütün arkadaşlarımın bu yolu izlemesini isterim. Dolayısıyla da hükümetin yaptığı icraat ve verdiği destek boşa gitmesin. Hükümet elini taşın altına koyarak bir destek veriyor, kamu bankaları bir destek veriyor. Bunu bizim en iyi şekilde kullanmamız lazım.
“Bolu önümüzdeki dönemde büyükşehirlerin gözdesi haline gelecek”
İnşaat sektörü 2016 yılından bu yana sürekli daralan bir şekilde ilerliyor. Gerek konut kredi faizlerinin düşmüş olması, gerekse de stokların erimiş olmasından dolayı ben hem 2020 yılının ikinci yarısının hem de 2021 yılında ciddi anlamda sektörün büyüyeceğini düşünenlerdenim. Geçmiş dönemlerde de sektör ile ilgili olarak hiç kötümser olmadım. Dediğim gibi sektörde bir arınmaya ihtiyaç vardı ve bu arınma dönemini de biz bu kriz döneminde yaşadık. Her sektörde bir arınmaya ihtiyaç vardı. Biz inşaat sektörü olarak bunu kriz döneminde yaşadık ama diğer sektörlerin birçoğu bunu Pandemi döneminde yaşadı. Pandemi süreci de aslında bir fırsattır. Eğer biz bu kriz ve pandemi döneminden gerekli dersleri alıp firmalarımızı buna göre yeniden yapılandırabilirsek, hedeflerimizi buna göre koyup buna göre icraatlar üretebilirsek her sektör için geçerli olan fırsatlardan yararlanabiliriz. Bunun dışında ben başka bir şey daha söylemek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti olarak son dönemde gerek Libya’da gerek Suriye’de gerekse de Pandemi döneminden dolayı Çin’in aşırı derece de etkilenmesinden kaynaklanan bir talep olacak bizim ülkemize. Bu talep ciddi anlamda büyüyecek. Şimdi ben kendi sektörümle alakalı olarak bu talebe bir örnek vermek istiyorum; Şu an Ankara gibi, İstanbul gibi büyük şehirlerde insanlar pandemi sonrasında yaşamak istemiyorlar. Eğer bir memuriyeti yoksa devam ettirmek zorunda olduğu bir ticareti yoksa ya da çocuklarına aktarabilecek durumdaysa –Ankara ve İstanbul’dan günde ortalama 3-4 kişi beni bu konuda arıyor- yani hem daire hem de müstakil ev noktasında ciddi anlamda bir talep var. Bizim sektör olarak buna odaklanmamız lazım. Bolu önümüzdeki dönemde büyükşehirlerin gözdesi haline gelecek. Buna sadece bizim değil hem ticaret odamızın, hem de belediyemizin buna hazırlıklı olması lazım. Belediyemizin de bu noktada ilimizin tanıtımı açısından bir çalışması yapması lazım. Ben şehrimize, ilimizin demografik yapısını bozmayacak, ilimizdeki huzuru ve yaşam kalitesini yükseltecek insanların gelmesinin taraftarıyım. Bununla ilgili bir çalışma yapılırsa ve sivil toplum kuruluşları da bu noktada destek verirlerse-ki ilimize bir göç olacak- otomatikman bizim inşaat sektöründe önümüzdeki dönemde çok ciddi bir ivmenin yakalanacağını düşünüyorum. En azından 2021 ve 2022 için bunu söyleyebilirim.
“Önümüzdeki 6 ay ile 8 ay arasında % 50 seviyesinde fiyat artışları görebiliriz”
Konut fiyatlarının yükselmesi hususunda ise şunu söyleyebilirim; Konut fiyatları yükselecek. Şunun için yükselecek; şu anda konut alanlar hem kredi avantajından faydalanıyor hem eski fiyatlardan imalatı yapılan konutlardan faydalanmış oluyor. Son 2 yıldır bizim sektördeki fiyat artışlarını hiç bir şekilde zamlara yansıtamadık. Fiyatları yansıttığımız zaman olmayan satışları hiç yapamaz bir duruma gelirdik. Şimdi yeni oluşturacağımız ve yeni yaptığımız konutların tamamı yeni fiyatlardan fiyatlanacak. Dolayısıyla yeni fiyatlardan ücretlendirilecek konutlarda % 50’ye kadar fiyat artışlarını ben öngörüyorum. Bunun dışında doların, altının ve diğer yatırım araçlarının geriye gelmesi de otomatikman konut fiyatlarını da ciddi anlamda yükseltecektir. Minimum % 50 seviyesinde önümüzdeki 6 ay ile 8 ay arasında fiyat artışları görebiliriz.
Alemdar İnşaat olarak Kentsel dönüşüm projelerine ne kadar önem verdiğinizi iyi biliyoruz. Gerek yerel gerekse de ulusal bazda bu konuda iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? Kentsel dönüşümün geleceği hakkında neler söylemek istersiniz? Önerileriniz nelerdir?
Kentsel dönüşüm olmazsa olmazımızdır. Deprem bölgesinde olduğumuz için olmazsa olmaz, şehrin güzelleşmesi ve güzel gözükmesi açısından olmazsa olmaz, İnsanların daha güzel konutlarda daha rahat konutlarda ve daha konforlu bir yaşam sürmesi için olmazsa olmazdır. Kentsel dönüşümde geçmişte faydalanılan noktalar olduğu gibi faydalanılamayan etmenlerde oldu. Kanunun çeşitli şekillerde dejenere edilmesi sebebiyle kentsel dönüşümün tam olarak yansıtılamamasından kaynaklanan sıkıntılarımızda oldu. Ben kentsel dönüşümün ada bazlı yapılması taraftarıyım. Parsel bazlı yapılmasına kesinlikle karşıyım. Bunu ama kanunla ama yönetmelikle imkân dâhilîsindeyse belediyenin ya da çevre ve şehircilik bakanlığının önderliğinde bunların yapılabileceğine inanıyorum. Bunu yaparken yine yerel firmaların işin içinde mutlaka pay almaları gerektiğinin altını çiziyorum. Yerel firmaların üzerinden bunun yapılması taraftarıyım. Çünkü dışarıdan yapılan kentsel dönüşümlerin hem inşaat kalitesi açısından kaliteleri düşük oluyor hem de esnafımıza ticari anlamda bir katkı sağlamıyor. Bu bahsettiğim konular düşünülerek özellikle Aktaş Bölgesi, Sümer Mahallesinin bazı kesimleri, Semerkant bölgesi ve Tabaklar Mahallesinin belli yerlerinde eski yapılaşmanın olduğu bölgelerde yeşilin ağırlıklı olacağı bir dönüşümün yapılması gerekiyor. Her ne kadar “yatay mimari diyoruz” ama hem yatay mimarı yapıp hem de kentsel dönüşüm yapamayız. En azından kentsel dönüşüm alanlarında birkaç kat vererek dikey mimariye geçip hem oradaki hak sahiplerini mutlu etmek, hem Müteahhitlere kazandırmak hem de belediye ya da kamu kurumlarına da belli bir oranda avantaj sağlamak gerekiyor. Bunun altyapısı yapılırsa, çalışmaları yapılır ve başarılabilinirse Bolu’da ben önümüzdeki 10 yıl içinde ilimizin tamamen yenileneceğini ve eski binaların hiçbir şekilde kalmayacağını düşünüyorum. Bolu çok büyük bir şehir değil. Eğer biz 8-10 yıllık bir periyotta çok iyi bir çalışma yaparsak 1999 yılı öncesinde yapılan hiçbir bina bırakmayız, hepsini bitiririz ve yeni yönetmeliğe göre yaparız. İnsanlar da depreme dayanıklı binalarda oturmuş olurlar. Bolu halkının tamamının buna layık olduğunu ve hak ettiğini düşünüyorum.
Son olarak takipçilerimize ne mesaj vermek istersiniz?
Son olarak şunu söylemek istiyorum. Önümüzdeki dönem Türkiye açısından fırsatlar dönemidir. Ben kendimi siyasetten arındırarak şunu ifade etmek istiyorum; “ Hiç kimsenin siyasi polemiklere girmesi taraftarı değilim. Kesinlikle siyaseti bir tarafa bırakıp tamamen icraata dönük, ekonomiye dönük, Türkiye’nin geleceğine dönük söylemlerde ve icraatlarda bulunması taraftarıyım. Bunu birlik ve beraberlik içersinde başardığımız takdirde ben Türkiye’nin süper güç olacağına inananlardanım. Bunu belki biz görmeyiz ama bizim çocuklarımız mutlaka görecektir. Çünkü Türk İnsanı Atatürk’ünde dediği gibi zekidir, çeviktir ve son derece de akıllıdır. Bunu yaşadığımız birçok olayda gördük. Libya olayında gördük, Suriye olayında gördük. Bize bugüne kadar bu durumu hep abarttılar. Yok, Amerika, yok Avrupa dediler. İnanın hepsi çok hantal, süreçleri yönetemeyen yapıdalar ve kesinlikle Türk insanı çok zeki ve çok hızlı bir şekilde pozisyon alabiliyor. Farklı işlerde farklı kulvarlarda koşabiliyor. Ben özellikle gençlerimize çok güveniyorum. Gençlerimizin önümüzdeki dönemde büyük bir tarih yazacağına inanıyorum ve yolları açık olsun diyorum.