Abdullah Alemdar inşaat sektörünün canlanacağı tarihi açıkladı

Alemdar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, Bolu Objektif Haber sitesine verdiği özel röportajda inşaat sektörünün gerek ülkemizde gerekse de ilimizdeki seyri ile ilgili önemli tespitler yaptı. Alemdar; “Eğer bir evde 2 kişi çalışıyorsa ve bir tanesinin maaşını yatırıma dönüştürebiliyorsak o zaman piyasa canlanıyor. Araba alacaksa da bu şekilde alıyor. Ev alacaksa da bu şekilde alıyor. Yatırım yapacaksa da bu şekilde yapıyor. Şu anda gördüğüm kadarıyla iki asgari ücretli ancak hayati ihtiyaçlarını karşılayıp çocuğunun eğitim masraflarını karşılayıp ayakta durabiliyor. O yüzden ciddi anlamda bir gelir artışının olması gerekiyor. Ekonominin 2022 yılı başlarında daha rahat bir çizgiye oturacağını düşünüyorum” dedi.

Abdullah Bey, 2018'den itibaren daralma eğiliminde olan inşaat sektörü, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını sebebiyle uygulanan kısıtlamalar, yükselen hammadde fiyatları ve lojistik gibi sorunlar yüzünden olumsuz etkilendi. Yükselen maliyetlere ve konut kredisi faizlerine ilişkin neler söylemek istersiniz? Bolu’da süreç nasıl bir gelişim çizgisi gösterdi?


12 Ağustos 2018 tarihinden itibaren o dönemdeki kur etkisi ve piyasaların daralmasıyla birlikte faizlerin aşırı yükselmesi neticesinde 2019 sonlarına kadar süren yaklaşık 1,5 yıllık bir kriz dönemi yaşadık. 2020 yılı başı itibariyle sektör canlandı. Yıl ortasına doğru konut faizlerinde yapılan 0,64 dampingi ile birlikte otomatikman 3-4 aylık süren ve sektöre ciddi manada para girişinin olduğu bir süreç yaşadık. Bunun akabinde tekrar faizlerin ve doların yükselmesi neticesinde hammadde ve lojistik faaliyetlerinde neredeyse % 100’ün üzerinde artışlar gösterdi. Buna birde konut kredi faizlerinin yükselmesi eklenince satışlar neredeyse durma noktasına geldi. Bolu’da ki süreç ülke genelinden farklı seyretmiyor. Bolu’nun sadece şöyle bir avantajı var; Biz göç alan bir kentiz. Covid-19 sürecinde bu göç alma sürecimiz doğal olarak biraz yavaşladı. O anlamda bize etkiledi ama neticede göç aldığımız için artan nüfus artışımız ile birlikte elimizdeki konutları eritme şansı bulabiliyoruz. Diğer göç veren illere göre bu anlamda avantajlı olduğumuz söylenebilir. Bolu’da geçtiğimiz yıl bu zamanlarda ciddi anlamda bir konut stoğu vardı. 2020 yılında çıkan faiz indirimi ile bu stoklar ciddi anlamda azalmıştı ama o günden bugüne yine konut stoğu ilimizde artmaya başladı. Maliyetlerinde artmasıyla birlikte satışlar noktasında da hem faizlerin yükselmesi hem de konut maliyetleri ve fiyatlarının yüksek olması yüzünden otomatikman bir duraklama sürecine girmiş bulunuyoruz. Bu açıdan ülke özelinden çok daha farklı bir çizgi izlediğimiz söylenemez.İnşaat sektörü 2021 yılına bir önceki yıla oranla göreceli olarak daha rahat girdi. Bunun en belirgin nedenlerinden biride 2020 yılında konut satışlarını destekleyen kredi olanakları neticesinde gelen yoğun taleplerin olmasıydı. Bu sayede, likidite olanaklarının pozitif yansımasıyla hareketlenmeler inşaat üretim bandına da yansıdı. Yılın kalan yarısında, aşılamanın olumlu sonuçlanması ve yasakların temmuz ayından itibaren kalkmasıyla beraber, ülke genelinde ekonomik hareketlenmelerin belirgin bir hızda ivme kazanacağı öngörülüyor… Bu konuda ki değerlendirmenizi öğrenebilir miyiz?


2020 yılında yapılan faiz düşüşleri konut sektörünü ciddi anlamda rahatlattı. Şöyle bir gerçek var; Bizim satışlarımızın çok büyük bir bölümü kredili satıştır. Peşin parayla daire alımını ancak yatırım amaçlı daire alacak olan müşterilerimiz yapıyor. Orta sınıf ve ilk defa ev alacak olanların hemen hemen % 90’nı kredili almak zorunda. Böyle olunca da konut kredisi faiz oranları çok önemli bir hale geliyor. Bunun dışında sektörü etkileyen bir değer indeks inşaat maliyetlerindeki ciddi artış. İnsanların gelir düzeylerinin bu dönemde gerilemesine paralel olarak inşaat maliyetlerinin yükselmesi aradaki makası çift yönlü olarak açmış durumda. Bunun tersine dönebilmesi için ben iki seçenek olduğunu düşünüyorum. İlki insanların gelirlerinin artırılması, ikincisi de faiz oranlarının ciddi oranda düşürülmesi. İnşaat maliyetleri çok fazla yükseldiği için ben bunlarında yetmeyeceğini düşünüyorum. O yüzden ben bu sürecin 3 ya da 5 ayda hemen çözülebileceğini düşünmüyorum. En azından önümüzdeki yılbaşı itibariyle asgari ücrette ciddi bir artış olduğu takdirde yani insanların gelir düzeyi yükseldiği takdirde böyle bir ivmenin olabileceğini düşünüyorum. Eğer bir evde 2 kişi çalışıyorsa ve bir tanesinin maaşını yatırıma dönüştürebiliyorsak o zaman piyasa canlanıyor. Araba alacaksa da bu şekilde alıyor. Ev alacaksa da bu şekilde alıyor. Yatırım yapacaksa da bu şekilde yapıyor. Şu anda gördüğüm kadarıyla iki asgari ücretli ancak hayati ihtiyaçlarını karşılayıp çocuğunun eğitim masraflarını karşılayıp ayakta durabiliyor. O yüzden ciddi anlamda bir gelir artışının olması gerekiyor. Vatandaşlarımızın geliri artarken diğer taraftan da konut kredi faizlerinin ya da faizlerin genel olarak düşmesi gerekiyor. Bir de piyasa da güven indeksi olayı var. İnsanların yatırım yaparken mutlaka geleceğe güvenmesi gerekiyor. Bunun içinde ben 2022 yılının başlarını öngörüyorum çünkü aşılama olmasına rağmen pandemi süreci tam bitmiş değil. Yeni varyantlar ortaya çıkıyor. Bunun dışında ülkemizde son dönemde başımıza gelen felaketler zinciri var. Bunlarla alakalı sonuçlar ve etkileşimler var. Bütün bunları göz önüne aldığımızda ekonominin 2022 yılı başlarında daha rahat bir çizgiye oturacağını düşünüyorum.